SOL Parti Ekoloji Grubu, açılışı gerçekleştirilen Yusufeli Barajı ile "ilçe merkezi ve birçok köyün sular altında bırakıldığını, halkın yeni yerleşim yerine zorunlu olarak göç ettirildiğini" belirtti. "Yusufeli ve Artvin'in bütün ilçelerinde sermayenin rantı uğruna yıkım politikaları devam etmektedir" denilen açıklamada, "Kır ve kent emekçilerinin mücadelesini birlikte büyütelim" çağrısı yapıldı.

SOL Parti Ekoloji Grubu: Yusufeli ve Artvin'in bütün ilçelerinde yıkım politikaları devam ediyor

Dilan ŞAHİNBAŞ

SOL Parti Ekoloji Grubu, Yusufeli Barajı'nın açılmasının ardından yaptığı açıklamada, "Mega projeler ile yandaş şirketleri palazlandıran iktidara karşı kır ve kent emekçilerinin mücadelesini birlikte büyütelim" çağrısını yaptı.

Artvin’de Çoruh Nehri üzerinde inşa edilen, ülkenin en yüksek ve dünyanın da beşinci en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı dün AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle açıldu. Ayrıca “yeni ilçe merkezine” inşa edilen 2 bin 698 konut ve 507 köy evinin de açılışını Erdoğan gerçekleştirdi.

SOL Parti Ekoloji Grubu, Yusufeli Barajı’nın açılışı gerçekleştirilerek su tutmaya başlamasının ardından yazılı açıklama yaptı.

"Yusufeli halkı, on yıllardır iktidarın rant oyunlarının ortasında oradan oraya savrulmuş, şirketler tarafından yaşam alanına müdahale edilmiş, ilçenin doğasına yönelik tahribat sonucunda birçok afet ve facia ile karşı karşıya kalmıştır" denilen açıklama, şöyle devam etti:

“Bugün Cengiz-Limak-Kolin ortaklığında yapılan, iktidarın da açılışını yaptığı baraj ile ilçe merkezi ve birçok köy sular altında bırakılmış, halk yeni yerleşim yerine zorunlu olarak göç ettirilmiştir. Yerleşim yerlerinin yanı sıra verimli tarım arazileri, su kaynakları, ormanları, endemik bitki türlerini, köylerin bağlantı yollarını sular altında bırakacak olan baraj ve viyadük yapımı sırasında da toz, gürültü, dinamit patlamaları ile Yusufeli halkının yaşamını ve sağlığını tehdit ederken, bölgede ekosistemi ve tarımı tahrip etmiştir."

"MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM"

"Çorum nehrinin kollarına yapılan barajlarla, köylerdeki dereler üzerine yapılan HES'lerle ve birçok taşocağı, maden projesiyle Yusufeli ve Artvin'in bütün ilçelerinde sermayenin rantı uğruna yıkım politikaları devam etmektedir" ifadelerine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Su kaynaklarını ve tüm doğal yaşamı yok eden, su hakkını gasp eden, halkın yaşam alanlarını yok eden, halk sağlığını hiçe sayan sermayenin enerji ihtiyacının sürekli büyüdüğü, kirli, verimsiz ve en temel hakların metalaştığı talan düzenine; mega projeler ile yandaş şirketleri palazlandıran iktidara karşı kır ve kent emekçilerinin mücadelesini birlikte büyütelim! Bu ülke, bu topraklar, can sularımız bizim!"