İstanbul’da yaşanan kar esareti ardından açıklama yapan SOL Parti, “Neoliberal kentleşme politikalarının iflası ortadadır” dedi, “Kar yağışı bir felaket değil; onu felakete dönüştüren özelleştirmeler, taşeronlaştırma ile kamu hizmetlerinin ve kamu varlıkların şirketlerin çıkarlarına teslim edilmesidir” ifadelerini kullandı.

SOL Parti: Kar değil, özelleştirme felakettir

İstanbul’u esir alan kar yağışının ardından, İstanbul Havalimanı’nda ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda yaşanan mağduriyetler ülkenin gündemine oturdu. Binlerce yurttaş, hükümetin altyapı eksikleri yüzünden ya yolda ya havaalanında mahsur kaldı.

SOL Parti, konu hakkında bir açıklama yayınlayarak, yurttaşların mağduriyetlerinin sebebi olarak özelleştirme politikalarını işaret etti. “Şirketlerin iktidarını hayatımızdan kovalım” çağrısı yapılan açıklamada, yaşanan sorunların temelinde kamu hizmetlerinin denetimden bağımsız şekilde şirketlere peşkeş çekildiği ifade edildi.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

KAR DEĞİL ÖZELLEŞTİRME FELAKETTİR

Milyar dolarları Cengiz’e, Limak’a, Kalyon’a aktardılar. Mega proje dedikleri İstanbul havalimanı mega fiyaskoya döndü! Karda ÇÖKTÜ! Otoyolu şirketlere, yine Cengiz’e, Limak’a, Kolin’e devrettiler, insanları karda kışta yolda mahsur bıraktılar.

Kar yağışı bir felaket değil; onu felakete dönüştüren özelleştirmeler, taşeronlaştırma ile kamu hizmetlerinin ve kamu varlıkların şirketlerin çıkarlarına teslim edilmesidir.

Kamu hizmetlerini ve kamu varlıklarımızı GERİ ALALIM! Açgözlü şirketleri, şirketlerin iktidarını hayatımızdan KOVALIM!

Yoğun kar yağışı İstanbul’da hayatı felç ederken kamu hizmetlerinin ve kamu varlıklarının şirketlerin özel çıkarlarına hizmet edecek biçimde düzenlenmesine dayanan kent ve kamu politikalarının iflasını bir kez daha gözler önüne serdi.

Bir mega proje fiyaskosu olarak karşımızda duran İstanbul Havalimanı’nda kar yağışı kaynaklı meydana gelen çökme esasen bilim insanlarının uyarılarına kulak tıkayan anlayışın bir sonucudur. Oysa TMMOB 2014 yılında hazırladığı raporla, bu fiyaskoya onay anlamına gelen ÇED raporundaki verilerin proje alanındaki değerleri yansıtmadığını belirtmiştir. Ranta dayanan bu ekolojik yıkım projesi yüzünden onlarca insan geceyi havalimanında sabahlayarak geçirmek zorunda bırakılmıştır.

Yapımı için yaklaşık 15 milyon ağaç katledilen Kuzey Marmara Otoyolu’nda yaşananlar ise özel çıkarlara endekslenen kamu hizmetlerin vahametini gösteren bir başka örnektir. Karayolları hizmetlerinin, taşeronlaştırılması politikaları hayatın felç olmasının nedenlerindendir. Onlarca aracın zincirleme kaza yaptığı, insanların yolda mahsur kalarak araçlarında sabahlamak zorunda bırakıldığı Otoyol’u yapan ve işleten KMO Anadolu A.Ş ile ortakları Kalyon, Cengiz, Limak, Kolin, Pak Yatırım, RSY İnşaat ise dünden beri adeta lal kesilmiştir.

Tüm bunlar yaşanırken yandaşlarına söz geçiremeyen 20 yıllık felaket, AKP hükümeti ise sorumluluk almaktan kaçınarak suçu başka yerlere yıkan bir çaba içerisine girmeyi yeğlemiştir.

Neoliberal kentleşme politikalarının iflası ortadadır. Kar odaklı politikaların ortadan kaldırıldığı, insan, doğa, yaşam merkezli bilimsel temellere dayanan politikaların hakim kılınması bu ülkenin acil ihtiyacıdır. Şirketlerin karına teslim edilen, halktan çalınan tüm kamu hizmetleri ve kamu varlıklarını geri almak için mücadeleye.