SOL Parti, sefalet düzenine karşı Şavşat'tan seslendi: Zam, zulüm, sefalet; işte AKP!
Emekçiler seçimlerin ardından her geçen gün daha büyük bir sefalete sürüklenirken, SOL Parti artan hayat pahalılığına ve zamlara karşı bugün Artvin Şavşat’ta miting düzenledi. Mitingde yaptığı konuşmada halka örgütlenme çağrısı yapan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, "Mücadele edersek soyguncular da bezirganlar da önümüzde duramaz" dedi.
birgun.net
SOL Parti, zamlara, doğanın katledilmesine, baskılara ve gericiliğe karşı ülke genelinde gerçekleştirdiği eylemlerine devam ediyor.
Bugün Artvin’in Şavşat ilçesinde bir araya gelen SOL Partililer, seçim sonrası belirginleşen ekonomik krizin faturasının halkın sırtına yüklendiğine vurgu yaptı.
Yurttaşlar miting alanına "Zam zulüm sefalet; işte AKP" pankartlarıyla yürüdü.
SOL Parti artan hayat pahalılığına ve zamlara karşı bugün Artvin Şavşat’ta miting düzenliyor
— BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) August 19, 2023
Pahalılığa isyan eden yurttaşlar, miting alanına "Zam, zulüm, sefalet; işte AKP" sloganlarıyla yürüyor https://t.co/dRdlmuVDgB pic.twitter.com/LT8hA6nVmN
"PAHALILIK YÜZÜNDEN HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ HALE GELDİK"
Siyasilerin konuşmaları öncesi kürsüye çıkan bir yurttaş, "Zamlar ve pahalılıktan hiçbir şey yapamaz hale geldik" dedi.
Zamlara, doğa talanına tepki gösteren Lemiye Dede isimli yurttaş, şöyle konuştu:
"Bizler zamlar ve pahalılıktan hiçbir şey yapamaz hale geldik. İnsanlar pahalılık yüzünden bir dilim ekmeğe muhtaç olmuş durumdalar. Benim eşim devlet memuru emeklisiydi ve emekli olunca kendimize bir ev alabildik. Şimdi bırakın bir evi bir oda bile alamayız. Mazot 18 liradan 40 liraya çıktı insanlar kontak çevirmeye bile korkar hale geldiler artık.
Bir de doğamıza yapılan saldırılar var. Kendi yaşadığımız köyü bile artık tanıyamıyoruz. Çünkü doğa o kadar katledildi ki ormanlarımız, yollarımız çok değişti. 20 yıl önce devletin göreviydi bunları korumak şimdi ise halk korumaya çalışıyor bu sefer de devlet önlerine çıkıyor tam olarak koruyamıyoruz."
"HÜKÜMET DOLAR HARİÇ HER ŞEYİN YEŞİLİNE DÜŞMAN"
Yöre halkından İhsan Yavuz Çağlayan da ziraat ve hayvancılıkla yaşamını sürdürmeye çalıştığını söyledi. Emeğinin karşılığını alamadığını söyleyen Çağlayan, şöyle konuştu:
"Köyde yaşayan tek geçim kaynağı ziraat ve hayvancılık olan bir vatandaş olarak konuşuyorum. Emeğimin karşılığını alamadığım gibi devletten bir karşılık göremiyorum. Bu sene de şap hastalığı meydana geldi. Daha devletin varlığını ne yazık ki devleti daha görmedik tanımadık. Devletin politikası şu; sat ilacı getir parayı. Vatandaşın hayvanı ölüyormuş devletin umrunda değil. Vatandaş üretmeye çalışıyormuş devletin umrunda değil. Topraklarımız aşırı verimsizleşti. Çünkü ormanlarımızı kesiyorlar resmen talan ediyorlar. Şu andaki hükümet dolar hariç her şeyin yeşiline düşman olduğu gibi bizim ormanımıza da düşman."
ALTUN: NE BİR DAMLA SU NE BİR ÇAKIL TAŞI VERMEYECEĞİZ
Kürsüye çıkan Şavşat Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Altun da sözlerine Akbelen'deki talana direnenlere selam göndererek başladı. Altun, "Bu alanda toplanan hepimiz biliyoruz ki Şavşat’ta da birilerinin gözü var. Ama burada ne bir damla su ne bir çakıl taşı vermeyeceğiz demek için buradayız" dedi.
Altun, şu ifadeleri kullandı:
"Bizler bugün SOL Parti önderliğinde tarihi ve önemli bir sorumluluğu yerine getiriyoruz. Bugün buradayız çünkü; Akbelen'de iki şirket daha çok para kazansın diye katledilen doğamıza sahip çıkan orada şanlı direnişi gösterenlere Şavşat’tan da selam göndermek için geldik. Buradayız ki geçmişte yaşanan Cerrattepe’de devamında Borçka’da Arhavi’de Hopa’da Ardanuç’ta verilen mücadeleleri selamlamak için geldik. Bu alanda toplanan hepimiz biliyoruz ki Şavşat’ta da birilerinin gözü var. Ama burada ne bir damla su ne bir çakıl taşı vermeyeceğiz demek için buradayız. Doğanın ranta açılmasını istemiyoruz demek için buradayız."
"SON SÖZÜ MEYDANLARDA DİRENENLER SÖYLEYECEK"
Kürsüye çıkan SOL Parti Artvin İl Başkanı Mahmut Zeytinci sözlerine, "Direnmenin, isyanın ve dalganın neferleri hepiniz bu meydana hoş geldiniz" ifadeleriyle başladı.
"Bu sokaklar, bu topraklar bizim. Bu dereler bizim" diyen Zeytinci, "Bir avuç para babası, bir avuç zengin, bir avuç kapitalist bizim hayatımız hakkında karar veremez" diyerek direniş ve mücadele çağrısı yaptı.
Zeytinci şöyle konuştu:
"Bu topraklarda, bu meydanlarda derelerimizde bizim köklerimiz var, geçmişimiz var. Biz bildiğimiz hiçbir şeyden asla geri dönmeyeceğiz. Bu sokaklar, bu topraklar bizim. Bu dereler bizim. Bir avuç para babası, bir avuç zengin, bir avuç kapitalist bizim hayatımız hakkında karar veremez. Evet bizi belli bir süre yenilgiye uğratmış olabilirler ancak biz yenilmeyi kabul etmedikçe, mücadeleden vazgeçmedikçe asla son söz söylenemeyecek.
Son sözü bu meydanda direnenler söyleyecek. Ayağa kalkanlar söyleyecek, gelecekleri için inadına ‘biz varız’ diyenler söyleyecek ve son söz her zaman bu meydanlardan sokaklardan söylenecek. Gelecek kuşaklara daha özgür bir dünyayı bırakmak için, akarsularımızı derelerimizi bırakmak için… Her şey kaybolmuş görülebilir ancak bizim devrimcilerimiz var. Bu memlekete sahip çıkanlar var. Biz varız ve biz oldukça mücadele devam edecek. Yolumuz ve solumuz açık olsun."
İŞLEYEN: HAKLARIMIZI BİZDEN BAŞKASI ALMAYACAK
Daha sonra kürsüye çıkan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, dayatılan sefalete karşı direnmenin, isyan etmenin hak olduğunu söyledi.
Mücadele vurgusu yapan İşleyen, "Bizim haklarımızı bizden başkası almayacak. Mücadele edersek soyguncular da bezirganlar da önümüzde duramaz" sözleriyle örgütlenme çağrısı yaptı.
İşleyen, özetle şunları söyledi:
"Bir seçim geride kaldı bu seçimde iktidar sahipleri devletin bütün imkanlarını kullandılar. Para bastılar, yalan söylediler, montaj yaptılar. Bu ülkede yoksulluğa ve sefalete mahkum ettikleri milyonları Kürt diye Alevi diye Sünni diye birbirlerine düşürdüler. Kazandılar, hilelerle kazandılar.
YILGINLIĞA, UMUTSUZLUĞA KAPILMAYIN
Biz ona engel olamadığımız için bu tek adam rejimi ülkenin tepesinde kalmaya devam ediyor. Ama sakın ha yılgınlığa kapılmayın umutsuzluğa kapılmayın. İktidar sahipleri de ‘seçimi aldık diye ülkenin tapusunu aldık’ zannetmesin. 21 yıldır nasıl teslim olmadıysak nasıl direndiysek bugünde aynı kararlılıkla direnmeye devam edeceğiz.
Önce ne söyledilerse hepsini yalayıp yuttular. Amerika’ya kafa tutuyorlardı. Batıya meydan okuyorlardı. Seçimden sonra NATO’nun önünde ABD’nin önünde el pençe divan durdular. İMF programını bu ülkeye dayattılar. Batının bütün kirli sermaye şirketleri ile pazarlığa oturdular. Önlerinde eğildiler.
Gittiler Körfez’in kirli para babalarının önünde eğildiler. Zannetmesinler ki onlar çok güçlü ve muktedir. Bu ülkeyi iflasa sürüklemiş bir avuç soyguncunun iktidarını sürdürmek için çalışan zorbalardır. O yüzden mücadelenizi kararlılıkla, örgütlenerek, haklarımızı, geleceğimizi almak için birleşerek omuz omuza vererek savunacağız ve inanın onları bu ülkenin tepesinden göndereceğiz. Onları bu ülkeden def edeceğiz.
"CEBİMİZDEKİ HER BİN LİRANIN 350 LİRASI UÇTU"
Tek adam rejiminin iktidarda kaldığı 28 Mayıs’tan bu güne sadece doların artışı sonucu cebimizdeki her 1000 liranın 350 lirası uçtu. Her bin liradan 370 lira hiçbir şey yapmadan havaya gitti. Zannetmeyin ama onların cebine gitti. Vergilerle zamlarla bu ülkenin emeği ile geçinen çalışan insanlarının ceplerinde ne varsa alıp kendi yandaşlarına şirketlerinin kasalarını doldurmakla meşguller. Burada emekçiler var üreticiler var emekliler var emeği işle geçinen insanlar var. Bir emekli maaşı ile ayın sonu gelir mi sofraya ekmek konur mu bu mazot parası ile üretmemiz toprağı ekmemiz mümkün mü?
Herkes çocuklarını okutuyor. Biz de emekçi çocuklarıyız. Üniversitelerde nasıl zorlukla okunduğunu biliyoruz. Ama bugün bizim kardeşlerimiz o üniversiteyi kazansa bile okuyacak imkana sahip değil. Buradan alıp çocuğunuzu üniversiteye gönderseniz yurdu 5 bin liradan, kirası 10 bin liradan başlıyor. Burada eğitimden, sağlıktan hakkıyla hukukuyla yararlanabilen var mı? Onların bakanlarının yandaşlarının özel hastenaleri var. Onların bakanlarının otelleri, özel okulları var. Bir şirket gibi yöneteceğiz dediler ülkeyi parası olmayanın canını çıkardılar. Eğitime sağlığa ulaşmak mümkün değil bırakın randevu almak hastaneye gitmöek bile mümkün değil.
"TESLİM OLMAYACAĞIZ"
Biz, bu memleketin devrimcileriyiz, biz bu memleketin yurtseverleriyiz. Onlar bu toprağın altını, üstünü sattılar. İşte Artvin; Cerattepe’den Şavşat’a önüne set kurmadıkları dere, altını oymadıkları toprak, kesmedikleri orman kalmadı. İşte Karadeniz; dağıtmadıkları, parçalamadıkları hiçbir yer kalmadı.
Bu toprakların sahiplerini bu topraklardan sürüp kirli para babalarına, ağlarına satanlar bunlar değil mi? Parsel parsel onları pazarlayanlar bunlar değil mi? Kendi şirketlerine, yandaşlarına bu toprakları satanlar emperyalist tekellere bu toprakları peşkeş çekenler bunlar değil mi?
İşte arkadaşlar o yüzden yerliyiz derler milliyiz derler. O yüzden onlar bu ülkenin yurtseverlerine 'vatan haini' derler ama bilin ki onlar yurt hainidir. Bizler direnmeye devam edeceğiz. Teslim olmadık, teslim olmayacağız."
Mitinge katılan yurttaşlar, "Açlığa, yoksulluğa mahkum değiliz" , "Zamlara hayır" , Toprağıma, dereme dokunma" , "Yürü karanlığın üstüne" yazılı pankartlar taşıdı: