20 yaşındaki Aykut Alıcı, evinin önünde saçı uzun ve gözünde lens olduğu gerekçesiyle öldürüleli 13 yıl oldu. Anne Alıcı "Sadece bir kişi tutuklu, 8 kişi ise serbest. Katiller elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Oğlumun suçu neydi? Adalet gelene dek mücadele edeceğim" dedi.

"Son nefesime dek mücadele edeceğim"

Sibel BAHÇETEPE

İstanbul İkitelli Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'nde 13 yıl önce evinin önünde bıçaklanarak öldürülen Aykut Alıcı'nın annesi Songül Alıcı'nın gözyaşları dinmiyor. Anne Alıcı, olayın azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanan Y.İ. ile birlikte diğer 7 kişinin serbest olduğunu, sadece bir kişinin tutuklu kaldığını belirterek "Cezalar caydırıcı değil, kendi çıkarları için sürekli af çıkarıyorlar. Benim oğlumun suçu neydi? Son nefesime kadar hukuk mücadelemi sürdüreceğim" diyerek yaşananlara tepki gösteriyor.

RÜYAMDA GÖRDÜM

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisi olan Aykut, 14 Ağustos 2010’da evinin önünde oturduğu sırada lens taktığı ve saçı uzun olduğu gerekçesiyle mahallede tartıştığı 8 kişinin önce şiddetine maruz kaldı. Ardından evinin kapısının önünde otururken, tartıştığı kişiler mahalleye geldi ve Aykut'u kapının önünde bıçaklayarak katletti. Oğlu bıçaklandığı sırada, terasta oturan ve olaya tanıklık eden anne Alıcı’nın gözündeki yaş o günden bu yana durmadı, sağlığını kaybetti. Yargılanan sanıklardan yalnızca Celal Toprak’a müebbet hapis cezası verildi. Olayın üzerinden geçen 7 yılın sonunda ise cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Y.İ. ile birlikte 8 kişi beraat etti. Aile karara itiraz etse de olumlu sonuç alamadı. Hukuk mücadalesi sırasında varını yoğunu satan, davalar açan anne Alıcı, mahalleden de taşınmak zorunda kaldı. Çerkezköy'e küçük bir eve taşınan anne Alıcı, oğlunun ölümünden sorumlu herkesin yargılanması için adalet arayışını sürdürüyor. 

14 Ağustos pazartesi günü oğlunun Hadımköy'deki mezarlığına gidecek olan anne, "Adalet yerini bulmadı. Bugün Aykut'u rüyamda gördüm. Gelmiş 'Anne ben okula gidiyorum' diyor. 'Tamam sen git ben sana yemek yapacağım' diyorum. Sonra bir baktım her yeri kan içinde. Oğlumun yokluğuna alışamadım" diyerek 13 yılda yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatıyor. "Oğlumun hayalleri vardı. Katiller dışarıda geziyor, benim oğlum çürüdü gitti" diyen anne Alıcı "Adalet için Ankara'ya yürüdüm çare olmadı, 19 gün mezarında yattım, çare olmadı. Herkes gece uyur ben sabaha kadar camın önünde 'Oğlum gelir mi?' diye bekliyorum. Ama gelmedi" diyor.

ÇOCUK OKUTACAĞIM

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenen anne Alıcı, Erdoğan'dan randevu talep ettiğini ancak yanıt alamadığını anlatıyor. Anne Alıcı, sağlığının bozulduğunu belirterek, özetle şunları söylüyor: "Adalet için son nefesime kadar mücadele edeceğim ve son nefesime kadar da 'oğlum' diyeceğim. Ölürsem oğlumun yanına gömmesinler, ona yakışacak anne olamadım, adalet mücadelesini kazamadım. Bu acıya dayanamıyorum.Oğlum öldürüldükten bir hafta kadar sonra Celal Toprak'ın ailesi gelip 100 bin lira teklif etti. Şimdi 4 milyon 700 bin tazminat kazanmışım. Ama ödemiyorlar. Tazminatı versinler, o parayla çocuk okutacağım, oğlumun hayalleri gerçekleşmedi, başka çocukların hayallerini gerçekleştirmek istiyorum. Devlet Aykut Alıcı cinayetine göz yumdu. Oğlumun öldürülmeden önce İkitelli Şehit Zeki Kaya Polis Merkezi’ne sığınnmıştı. Hiçbir işlem yapmayan iki polis hakkında adli görevi ihmal suçundan 5 ay ceza verilmiş ve görev yerleri değiştirilmişti. Ben oğlumun davası için evlerimi sattım, davalar açtım, ekmeğe muhtaç oldum. Diyorum ki o gün Celal'in yanında o 8 kişi olmasaydı Celal o sokağa girebilir miydi? O yüzden hepsinin yargılanmasını istiyorum. Nefes aldığım sürece susmayacağım. Ülkede cezalar caydırıcı değil, kendi çıkarları için af çıkarıyorlar. Madem öyle neden gazeteciler, düşünce suçlularıcezaevinde? Kadın öldürüyorlar aftan yararlanıyorlar, çocukları istismar edenler af ediliyorlar, benim oğlumun suçu neydi ya?"