TEDMEM’in hazırladığı rapora göre OECD ortalamalarına ve üye ülkelerine kıyasla Türkiye birçok veride sonuncu. Okullaşma diplerde, yapılan harcamalar ortalamanın gerisinde. 3-5 yaş grubunda erken çocukluk eğitimine katılımın en düşük olduğu ülke Türkiye.

Sondan zirvedeyiz
Türkiye 3-5 yaş grubunda erken çocukluk eğitiminde OECD sonuncusu. (Fotoğraf: AA)

Ezgi Can CEYLAN

Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, “Bir Bakışta Eğitim 2022 Türkiye Üzerine Değerlendirme ve Öneriler” raporunu yayımladı. Raporda eğitim harcamalarından okulöncesine kadar çok çarpıcı veriler yer aldı.

Raporda; Türkiye’de 25-34 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu genç yetişkin oranı 2000 yılına kıyasla dört katına çıktığı, ancak bu orana rağmen Türkiye’nin hâlâ OECD ortalamasının gerisinde olduğu belirtildi.

Rapora göre Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki her 2 yetişkinden 1’i ortaöğretim mezunu dâhi değil. Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin ise yüzde 60’ı eğitimde değil. Bu rakamınsa sadece yüzde 28’i istihdamda. Türkiye hem yükseköğretim mezunlarının hem de ortaöğretim mezunlarının istihdam oranlarının en düşük olduğu OECD ülkesi.

3-5 yaş aralığında erken çocukluk eğitimine katılımın en düşük düzeyde gerçekleşen OECD ülkesi de Türkiye. Bir öğretmenin alabileceği en yüksek maaş üzerinden karşılaştırma yapıldığında Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında sondan 4’üncü sırada yer aldığına vurgu yapıldı.

Öğrenci başına yapılan harcamalarda Türkiye’nin OECD ortalamasının gerisinde kaldığı belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı: “Öğrenci başına yapılan harcamalar eğitim kademelerine göre değişmekle birlikte Türkiye’de yapılan harcamalar tüm eğitim kademeleri için OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalmaktadır. Örneğin okul öncesi kademesinde öğrenci başına yapılan yıllık eğitim kurumları harcaması OECD ortalamasında yaklaşık 10 bin dolar iken Türkiye’de yapılan harcama bunun neredeyse yarısıdır. Ortaokul kademesinde de öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması OECD ortalamasının neredeyse üçte biri düzeyine denk gelmektedir.”

Raporda yükseköğretimde araştırma-geliştirmeye ayrılan paya da değinildi. Bu duruma ilişki şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye’de yükseköğretim kademesi için öğrenci başına yapılan harcamaların yaklaşık yüzde 19’unun araştırma-geliştirme faaliyetlerine ayrıldığı görülmektedir ve bu oran OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalmaktadır. Türkiye, yükseköğretim kademesinde de en fazla harcamayı temel eğitim hizmetlerine yapmaktadır. Öyle ki Türkiye, yükseköğretim kademesinde temel eğitim hizmetlerine yaptığı harcama oranının Şili’den sonra en yüksek olduğu OECD ülkesidir.” Temel eğitim öğretmen maaşları, eğitim araç ve gereçleri, okul binalarının inşaat ve bakım işleri ile okul yönetimine yapılan harcamalar gibi kalemleri kapsıyor.

Raporda Türkiye açısından öne çıkan bulgular şu şekilde sıralandı:

•Türkiye, öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcamasında tüm eğitim kademeleri için ortalama 5 bin 743 dolarlık harcama ile Meksika ve Kolombiya’dan sonra öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkesi.

•Bir öğrencinin 6-15 yaşları arasında zorunlu eğitimine yapılan yatırım OECD ortalamasında 105 bin 502 dolar iken Türkiye’de yaklaşık 47 bin dolar. Türkiye bu yatırım düzeyi ile Kolombiya’dan sonra 6-15 yaşları için bir öğrencinin zorunlu eğitimine en düşük yatırım yapan ikinci OECD ülkesidir.

•Türkiye’de 2012-2019 yılları arasında yükseköğretim kademesindeki öğrenci sayısı bu kademeye ayrılan finansal kaynaklardan daha hızlı büyüdü. Bu nedenle yükseköğretim kademesinde öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması yaklaşık yüzde 3 oranında azaldı. COVID-19 salgınının başlamasıyla birlikte Türkiye’de 2019-2020 yılları arasında yükseköğretim öncesi kademelerde öğrenci başına yapılan harcamalar yaklaşık yüzde 11 oranında azaldı.

•Türkiye’de tüm eğitim kademelerine GSYH’den ayrılan pay OECD ortalamasının üzerinde. Ancak öğrenci başına yapılan harcamaların kişi başına GSYH içindeki payı OECD ortalamasının altında. OECD ortalamasına kıyasla Türkiye, sahip olduğu kaynakların daha sınırlı bir kısmını öğrenci başına harcamalara ayırıyor.

•Eğitim kurumlarına yapılan harcamaların kaynak türüne bakıldığında Türkiye’de özel harcamaların büyüklüğü dikkat çekiyor. Özellikle yükseköğretim öncesi kademelerde özel harcamaların hem GSYH içindeki payı hem de toplam harcamalar içindeki oranı oldukça yüksektir. Öyle ki Türkiye, yükseköğretim öncesi kademelerde eğitim kurumlarına yapılan özel harcamalar payının en yüksek olduğu OECD ülkesi olarak öne çıkmaktadır.

•Eğitim kurumlarına yapılan özel harcamaların önemli bir kısmını hane halkı harcamaları oluşturuyor. Türkiye’de hane halkının üstlendiği eğitim harcamaları OECD ortalamasından çok daha yüksek. Özellikle yükseköğretim öncesi kademelerde hane halkının yaptığı harcamaların OECD ortalamasından iki kat fazla olduğu dikkat çekiyor. Türkiye, yükseköğretim öncesi kademelerde Kolombiya, Şili ve Meksika’dan sonra hane halkının yaptığı eğitim harcamaları oranının en yüksek olduğu OECD ülkesi.