Türkiye'de sosyal demokrasinin yaygınlaşmasına 'ortasının solu' kavramını ortaya atarak öncülük eden, 6o'lı yıllardaki Çalışma Bakanlığı döneminde emekçilerin hak kazanımlarında etkili olmuş, dört defa Başbakanl

EVRİN  GÜVENDİK ANKARA

Türkiye'de sosyal demokrasinin yaygınlaşmasına 'ortasının solu' kavramını ortaya atarak öncülük eden, 6o'lı yıllardaki Çalışma Bakanlığı döneminde emekçilerin hak kazanımlarında etkili olmuş, dört defa Başbakanlık görevinde bulunan DSP eski genel başkanı Bülent Ece-vit'in vefatının etkisi tüm yurtta sürüyor.

GATA'da 171 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in, son yolculuğuna Cumartesi günü uğurlanması bekleniyor. Ecevit için devlet töreni yapılması beklenirken, bu konudaki son kararı Rahşan Ecevit verecek.

GATA'da önceki gün 22.40'da "dolaşım ve solunum yetmezliği" sonucunu yaşamını yitiren eski Başbakan ve DSP Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit'in ölümünün ardından GATA ve Oran'daki evi ziyaretçi akınına uğradı. Eşi Rahşan Ecevit ölüm haberini evinde alırken, kız kardeşiyle birlikte GA-TA'ya geldi.

RAHŞAN ECEVİT ORAN'A DÖNDÜ

Bir süre GATA'da kalan Rahşan Ecevit daha sonra yeniden Oran'daki evine döndü. Rahşan Ecevit, gün boyu taziye ziyaretlerini kabul ederken, sabah saatlerinde doktor kontrolünden geçti. Bitkin olduğu belirtilen

Rahşan Ecevit'in sağlık durumunun iyi olduğu, soğukkanlılığını koruduğu belirtildi. Rahşan Ecevit, eşi Bülent Ecevit'in ölümü nedeniyle kısa yazılı bir açıklama yaptı. Rahşan Ecevit, "duyduğum üzüntü sonsuz, tüm ulusumuzun başı sağolsun" dedi.

CENAZE CUMARTESİ

Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in cenazesinin, 11 Kasım Cumartesi günü toprağa verileceği bildirildi.

Eşi Rahşan Ecevit ve DSP kurmaylarının yaptığı değerlendirme sonucunda, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in cenazesinin, şehir dışından gelecekler ve çalışanların da geniş katılımı dikkate alınarak ve bu yöndeki talepler doğrultusunda, 11 Kasım Cumartesi günü toprağa verilmesinin daha uygun olacağına karar verildi. Ecevit'in nereye defnedileceği konusunda ise henüz kesin karar alınmadı.

ADI SİLİNMEYECEK

Siyasiler, taziye ziyareti için Ecevit'in Oran'daki evine giderken vatandaşlar da, GATA önünde olmayı tercih ettiler. 171 gün süren yaşam mücadelesinde Ecevit'in yanında olan ve hergün GATA önünde nöbet tutan DSP'liler, Onursal Genel Başkanlarının son gününde de GATA'nın önünden ayrılmadılar. Devletin zirvesi ve siyasiler ise taziyelerini yayınladıklarını mesajlarla bildirdiler. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Türk ulusu Ecevit'in ülkemize yaptığı hizmetleri her zaman saygıyla anacaktır" derken Meclis Başkanı Bülent Arınç, "Sayın Ecevit, hayatı boyunca nezaketi ve dürüstlüğü ile tanınmış ve bu özelliklerini en kritik dönemlerde dahi koruyabilmiş bir liderdi. Bülent Ecevit'in adı milletimizin hafızasından asla silinmeyecektir" dedi. Başbakan Erdoğan da taziye mesajında şunları söyledi: "Uzun yıllar boyunca bir siyasetçi ve devlet adamı olarak ülkemize önemli hizmetlerde bulunan eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in vefatını büyük üzüntü ve teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Türk siyasi hayatı, önemli bir şahsiyetini kaybetmiştir."

KIBRIS'TA DA YAS

Ecevit'in ölümü Kıbrıs'ta da geniş yankı buldu. KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş,"Barış harekatı yapılmamış olsaydı, bugün Kıbrıs'ta tek bir Türk kalmamış olacaktı" dedi. Ecevit'in çok değerli bir devlet adamı olduğunu ifade eden Denktaş, "Ecevit, Türkiye'nin, her baskıya boyun eğmeyeceğine, hakkını aramak için kara lılıkla hareket edeceğine dünyayı inandırmıştır. Barış Harekatı'nı barış için yapmıştır" diye konuştu.»

Karaoğlan küllerinden doğdu

ASAKLI yıllar 12 Eylül müdahalesinin ardından Ecevit de Demirel gibi 10 yıllık siyasi yasaklı bir politikacıydı. Bu süreç Demokratik Sol Parti'nin fikir babası Ecevit'i değil de eşi Rahşan Hanım'ın kurucu başkanlık koltuğuna oturmasını sağladı. 1987'deki 1987'de Özal ile Demirel arasında sert polemiklere yol açan referandumda siyasi yasaklar kaldırılınca, DSP'nin liderliğini Ecevit devraldı. 1987 Ka-sım'ında yapılan milletvekili seçimlerinde Demokratik Sol Parti barajı aşamayınca Ecevit politikayı bıraktı. Ancak 1989'da yapılan DSP kongresinde yeniden partinin başına geçti. 1991 seçimlerinde Demokratik Sol Parti hem barajı aştı hem de Ecevit ve 6 arkadaşı Meclis' girdi.

1991 seçimlerinde de Zonguldak'tan milletvekili seçilen Ecevit'e, 28 Şubat sürecinden sonra oluşan siyasal kaosta azınlık hükümeti kurma görevi verildi ve 70 milletvekili ile yıllar sonra yeniden başbakan oldu. 24 Aralık 1994 seçimlerinde Ecevit DSP'yi solun birinci partisi olarak çıkardı. DSP yüzde 14'e varan oy oranıyla 75 milletvekili çıkardı.1994 seçimlerinin ardından kurulan Anayol ve Refahyol hükümetlerinden sonra ANAP ve DSP ortaklığında Anasol-D hükümeti kurulunca Ecevit, Yılmaz başkanlığındaki hükümetin başbakan yardımcısı oldu.

Ecevit, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 2 Aralık 1998 tarihinde 56. Hükümeti kurmakla görevlendirildi, ancak 21 Aralık'ta hükümeti kurma çalışmalarında başarılı ola-mayarak görevi iade etti. Bağımsız Milletvekili, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in de hükümeti kurma çalışmalarında başarılı olmaması üzerine 56. Hükümeti kurma görevi 7 Ocak 1999'da ikinci kez DSP Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili Bülent Ecevit'e verildi. Bu hükümetin Meclis'te düşürülmesinden sonra başlayan hükümet arayışları, DYP ve ANAP destekli Ecevit azınlık hükümeti ile noktalandı. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tutuklanmasından kısa bir süre sonra 18 Nisan 1999 yılında yapılan genel seçimlerde partisini birinci parti yapan Ecevit, MHP ve ANAP ile ortak hükümet kurdu, dördüncü ve son kez başbakan oldu.» İsmet İnönü'yü koltuğundan etti

CHP'deki aktif görevlerinden kopan Bülent Ecevit, ekibi ile birlikte parti tabanında destek arayışına girdi. Partinin neredeyse değişmez genel başkanı kimliğini kazanmış İsmet İnönü'ye karşı bir harekette başarılı olmak için başka bir seçeneği kalmadığını düşünüyordu. Ecevit'in parti teşkilatına dönük çalışmaları kısa sürede sonuç verdi. 1972'de

toplanan CHP kongresinde Ecevit, İnönü'nün karşısına parti lideri adayı olarak çıkma gibi bir tercih yerine parti organlarına yönelik liste yarışına girdi. Bu kongrede liste yarışını İnönü'nün desteklediği Kemal Satır grubu değil Ecevit kanadı kazandı.

Bunun üzerine İnönü, CHP genel başkanlığı görevinden istifa etti.

14 Mayıs 1972'de olağanüstü toplanan CHP kongresi Bülent Ecevit'i parti genel başkanlığına getirdi. CHP lideri Ecevit, hükümetten çekilme kararı aldı. Bunun üzerine İsmet İnönü, CHP üyeliğinden de istifa ettiğini açıkladı. Böylece Ecevit 1938'den itibaren aralıksız 34 yıl CHP genel başkanlığını yapan İsmet İnönü'yü siyaset kulvarından çıkarmış oldu. CHP'nin Nihat Erim hükümetinden çekildiğini açıklamasıyla ara dönem sonuçlanmadı. Yine bir senatör olan Ferit Melen başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu. Ferit Melen hükümetini Nairn Talu hükümeti izledi. Ara rejimlerle geçen bu bunalımlı döneme 1973 seçimleri kısmen noktayı koyabildi. Ecevit 14 Ekim 1973 seçimlerinde bir sol partinin demokratik seçimler ortamında ilk kez birinci parti olarak çıkmasını sağladı ve yüzde 33.39 oy aldı.

CHP'nin bu düzeyde bir oy oranına ulaşmasında o sırada Türkiye İşçi Partisi'nin kapatılmış olmasının da etkisi oldu. Ancak CHP, seçimleri Adalet Partisi'nin önünde tamamlamasına karşılık Meclis'te çoğunluğu alamamıştı. Ecevit'in 26 Ocak 1974'te Necmettin Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi ile kurduğu koalisyon hükümeti 10 ay dayanabildi. Bu koalisyon sırasında Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Yüzde 41'lik rekor 5 Haziran 1977 seçimleri de Ecevit liderliğindeki CHP'nin birinciliğiyle sonuçlandı.

CHP yüzde 41.4, Adalet Partisi ise yüzde 36.9 oy aldı. Bu oy oranı bir sol partinin demokratik bir seçimde aldığı en büyük oy olarak siyaset tarihine geçti. Ancak bu sonuç da tek başına bir Ecevit iktidarına elvermedi.

» Gazetecilikten bakanlığa

SANAT tarihi ve Sanskritçe okumak için Londra Üniversitesi'ne kaydını yaptıran Bülent Ecevit'in üniversiteyi terk etmesi ve basın ataşeliği gibi geleceği olmayan bir işte bulunması babasını tatmin etmiyordu. Bu sebeple Bülent'i Türkiye'ye geri çağırdı. 0 sırada başbakan yardımcısı olan Nihat Erim'e durumu anlattı. Genç Bülent, Basın Yayın Müdürlüğü'ndeki işine dönmek istemediği için Erim onu CHP'nin yayın organı Ulus'a yerleştirdi. Böylece Ecevit'in gazetecilik yaşamı da başlamış oldu. Aslında gazeteciliği onun CHP liderliği ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına uzanan politika hayatının da başlangıcı oldu. Çetin Altan'la birlikte Ulus gazetesinde mütercimlik ve sekreter yardımcılığı görevini yürütüyorlardı. Demokrat Parti hükümetince, CHP'nin mallarının Hazine'ye devredilmesine akabinde Ulus gazetesinin kapanmasına kadar olan süreçte burada çalışan Ecevit, ardından ardından Halkçı gazetesinde fıkra yazarlığı yaptı. Daha sonra Ulus yeniden yayına başlayınca o da gazetede tekrardan yerini aldı. Ulus'ta Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan sonra iki numaralı yazardı. Demokrat Parti'yi destekleyen Zafer'in başyazarı

Bahadır Dülger'le bir ara sert polemiklere girdi. Cüneyt Arcayürek ve Altan Öymen gibi isimlerle birlikte çalışıyordu. Bir ara Rahşan Hanım'ın da çalıştığı Ankara'daki Amerikan Haberler Merkezi'nin daveti ile dört aylığına 1954 Ekim ayının başında ABD'ye gitti. Çağrı Amerikan Basın Enstitüsü ve ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Eğitim Mübadele Programı'ndan yapılmıştı. Bu davetin amacı gelişmekte olan ülkelerde liderlik yeteneği olan ve iyi derecede dil bilen isimlere Amerika'yı tanıtmaktı. İngiltere ve Amerika'dan sık sık davet alan bir gazeteciydi. Milletvekili seçildiği 1957 seçimleri öncesinde de Amerika'daydı. Batı dünyasını iyi tanımış olması ona politikanın basamaklarını tırmanmasında yardımcı oldu. 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından 15 Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerin sonucunda Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, hükümeti kurma görevini CHP lideri İsmet İnönü'ye verdi. İnönü kabinesinin Çalışma Bakanı Bülent Ecevit'ti. 32 yaşında milletvekili, 36 yaşında da bakan olmuştu. 1965'e kadar İnönü'nün kurduğu hükümetlerde bu görevini sürdürdü.

» Karaoğlan sahnenin en önünde

LENT Ecevit 1965 yılında yapılan CHP kurultayında genel sekreterlik koltuğuna oturdu. CHP'de ortanın solu kavramı bu kurultaydan sonra ortaya atıldı. Ecevit de ortanın solu çizgisinin arkasındaki önemli isimlerden biriydi. Ancak bazı çevrelerce CHP'yi aşırı sola çekmek hatta komünizme yaklaştırmakla suçlanıyordu. Partiye yeni kimlik arayışı iç çalkantılara yol açtı. 1965 seçimlerini Süleyman Demirel'in başkanlığındaki Adalet Partisi'nin kazanması da parti içi bunalımı hızlandırdı. Ecevit, 1965 seçimlerinde Meclis'e Zonguldak milletvekili olarak girdi. Turhan Feyzioğlu ve Kemal Satır grubu partiden koptu. 43 milletvekili Güven Partisi'ni kurdular. Bu Parti daha sonra Cumhuriyetçi Güven Partisi ismini aldı. CHP'nin içinde bir sola kaymadan söz ediliyordu. Ecevit bu konulardaki düşüncelerini 1966'da yazdığı 'Ortanın Solu' ve 1968'de yazdığı 'Bu Düzen Değişmelidir' kitaplarında açıkladı. Aynı dönem 1968 öğrenci hareketlerinin hızlandığı Türkiye'de bağımsızlık mücadelesinin arttığı bir dönemdi. Ecevit, 12 Mart 1971 muhtırasına karşı çıkış yaparak CHP Genel Sekreterliği görevinden ayrıldı.

» Sol göğsünün altındaki edebiyat

ROBERT Koleji edebiyat kolundan mezun olan Bülent Ecevit, her ne kadar aynı alanda okumak istese de babası Prof. Fahri Bey tarafından Ankara Hukuk Fakültesi'ne yazdırıldı. Annesi Nazlı Hanım Ecevit'in, mimar ya da mühendis olmasını yönündeki ısrarı ve genç Bülent'in edebiyat tutkusuna rağmen alınan bu karar uzun soluklu olmadı ve Hukuk Fakültesi serüveni yalnızca üç ay sürdü. Israrın fayda sağlamayacağını gören anne ve baba Ecevitler yönlendermi konusundan vazgeçtiler. Ardından Ecevit, Basın Yayın Genel Müdürlüğü'ne tercüman olarak girdi. Bu sırada Çetin Altan da Galatasaray Lisesi mezunu olması sebebiyle Fransızca mütercim olarak aynı büroda görev yapıyordu. Ertesi yıl Dil Tarih Cojafya Fakültesi İngiliz Filolojisi bölümüne kayıt yaptırdı ve ikinci sınıftan başladı. Ancak Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'ndeki öğrenimini de yarıda bıraktı. Bu sıralarda Doğu mistisizmine ve Hint felsefesine büyük ilgi duyuyordu, en büyük tutkusu da şiir yazmaktı. Doğu mistisizmi ile Batı rasyonalizmi arasında bir bocalama devresi yaşıyordu. Klasik Batı müziği dinleyen ve Türk halk müziğine hayranlık duyan Ecevit, Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği Basın Ataşeliği'ne kâtip olarak gönderildi.

Parti ve sendikaların tepkileri

» SHP GENEL BAŞKANI MURAT KARAYALÇIN:

KARAYALÇIN, Bülent Ecevit'in "çağrısında belirttiği gibi solda birlikteliğin hayata geçirilebilmesini" istedi. Karayalçın, Ecevit'in vefatı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Türkiye'nin çok değerli ve dürüst bir devlet adamını kaybettiğini belirtti. Ecevit'in hayatı boyunca halkına hizmeti rehber edindiğini, bir demokrasi sevdalısı olduğunu vurgulayan Karayalçın, "Ecevit'in 10 Mayıs 2006 tarihli çağrısında dediği gibi solda birlikteliği savunabilmeliyiz ve bunu hayata geçirebilmeliyiz" dedi.

» DTP GENEL BAŞKANI AHMET TÜRK:

AHMET Türk, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in yaşamını yitirmesi nedeniyle yayınladığı mesajında, "Demokratik Toplum Partisi olarak, DSP onursal Başkanı ve eski Başbakanlardan Sayın Bülent Ecevit'in ölümünden derin üzüntü duyduk. Ecevit ailesi ve DSP camiasının acısını paylaşıyor, Sayın Rahşan Ecevit'e, DSP Genel Başkanı Sayın Zeki Sezer'e ve DSP camiasına başsağlığı diliyoruz" dedi.

» ÖDP GENEL BAŞKANI HAYRİ KOZANOĞLU:

GENEL Başkanı Hayri Kozanoğlu ise taziye mesajında "Değerli politikacı Bülent Ecevit'i 6o'lı yıllarda işçi haklarına yaptığı katkılarla, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri karşısındaki demokratik duruşuyla siyaseti bir maddi çıkar kapısı değil, özveri fırsatı olarak gören örnek tavrıyla, aydın kişiliği ile hatırlayacağız" dedi.

» BCP GENEL BAŞKANI MÜMTAZ SOYSAL:

BÜLENT Ecevit'in "Türk siyasal yaşamından bir yıldız gibi kayıp gittiğini" belirten Soysal, şunları kaydetti: "Özellikle dış politika sorunlarına ulusalcı yaklaşımı, Kıbrıs davasındaki kararlı ve tutarlı davranışı, afyon ekiminin yasak-lanmasıyla ABD'nin silah ambargosu konularındaki onurlu tutumu ve Avrupa Birliği ilişkilerindeki duyarlı tepkileri dolayısıyla sürekli bir örnek olmaya devam edecektir."

» ESKİ İÇİŞLERİ BAKANI HASAN FEHMİ GÜNEŞ:

SİYASET dünyamızın çok önemli bir liderini kaybettik. O hem Türkiye'de Kemalist çizginin, sosyal demokrat çizginin lediriydi hem Türk politikasına yeni ufuklar açan, onu halk-çılaştıran, halta politikada temel ve yüce değer olarak belirleyen bir politikanın önderiydi, hem de dünya politikasında ulusal onurumuzu yansıtan bir liderdi. O sadece bir ideolojinin değil, Türk siyasetinin önderiydi, dünya siyaset adamıydı. Yeri doldurulamaz bir insandır. Biz ondan çok şey öğrendik; siyasette dü-rütstluk, ahlak, korkusuzluk gibi değerleri o kalıcılaştırdı. Onunu izlediği bu yol Türk siyasetinde daima üstünlüğünü koruyacaktır.

» TGC BAŞKANI ORHAN ERİNÇ:_____________

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, Bülent Ecevit'in, arkasında doldurulması zor bir boşluk bırakarak aramızdan ayrıldığını bildirdi. Erinç, yaptığı yazılı açıklamada, "Kıdemli meslektaşımız, Cumhuriyet tarihimizin seçkin devlet, kültür ve sanat adamı sayın Bülent Ecevit'i yitirmenin üzüntüsünü yaşıyoruz" dedi.

» DİSK GENEL BAŞKANI SÜLEYMAN ÇELEBİ:

TÜRKİYE Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, eski Başbakan Bülent Ecevit'i, emekçilere verdiği destekle anacaklarını ve kendisini unutma-yacaklarınısöyledi. Çelebi, yaptığı açıklamada, Ecevit'in, yaşamının büyük bir bölümünü demokrasi, insan hakları ve emeğe ayırmış bir insan olduğunu ifade etti.

»TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU:______________

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu'nca yapılan açıklamada, "Türk işçisinin Bülent Ecevit'i hiçbir zaman unutmayacağı" belirtildi. Açıklamada, Bülent Ecevit'in Türk siyasetine büyük hizmetlerde bulunduğu ve vefatının Türk-İş topluluğunda büyük üzüntüye neden olduğu dile getirildi.

» SODEV ONURSAL BAŞKANI ERCAN KARAKAŞ:

SOSYAL Demokrasi Vakfı (SODEV) Onursal Başkanı ve eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Bülent Ecevit'in, sol düşünceyi korku duyulan bir düşünce olmaktan çıkararak onu geniş kitlelere mal etme ve zirveye taşıma başarısını gösterdiğini bildirdi.

»TEKGIDA-İŞ YÖNETİM KURULU:_____________

TÜRKİYE Tütün, Müskirat, Gıda ve Yardımcı İşçileri (TEKGIDA-İŞ) SendikasıYönetim Kurulu da yaptığı yazılı açıklamada, Bülent Ecevit'in, işçilere sendikal haklarını kazandıran yasaların hayat geçmesini sağlayan büyük katkıları nedeniyle sendikal camiada olduğu kadar sendikaları açısından da özel bir yere sahip olduğu ifade edilerek, "İşçi sınıfı sayın Ecevit'i daima şükran ve minnetle anacaktır" denildi.