''Beslenebilirm'' projesiyle Türkiye çapında sosyal sorumluluk projesi başlatan Nestle'nin Yönetim Kuruklu Üyesi Ahter Kutadgu: ''Sosyal sorumluluk iş hedeflerine ulaşmak için Nestle Türkiye'de daha hızlı büyümek istiyor...

Nestle Türkiye'nin Yönetim Kurulu Üyesi Ahter Kutadgu Birgün'e Nestle'nin dünyada yüzde 5 büyümeye devam edeceğini ancak Türkiye'de daha hızlı büyüyeceğini açıkladı. Kutadgu'ya göre Türkiye'deki Nestle, Nestle dünyasında küçük. Nestle sadece ürünleriyle değil sosyal sorumluluk projeleriyle daha çok hayatın içinde olmaya çalışacak.

Ahter Kutadgu Nestle'nin hem uygulamadaki projesini hem de kurumsal sosyal sorumluluk anlayışını Birgün'e anlattı:

Birgün: ''Beslenebilirim'' projesinin kalkış noktası nedir? Türkler beslenemiyor mu yoksa, beslenmeyi mi bilmiyorlar?

Kutadgu: Projenin kalkış noktası şu: Biz beslenme konusunda iddialı bir firmayız... Dolayısıyla beslenme uzmanıysak bu konuda bir şey yapmamız gerekiyordu. Bu bir...

İkincisi... 100 yıldır Türkiye'de olan bir firma olarak Nestle Türkiye'de şu an olduğundan çok daha büyük olması gerekiyordu. 2003 yılı ciromuz 160 milyon dolar. Türkiye'nin dünyadaki yerine göre bakarsanız bu satışın 1.5-2 milyar dolar olması gerekirdi. Bu nun çok basit bir nedeni var. Nestle Türkiye'de yeterince yatırım yapmamış. Ne zamana kadar? 1995'lere kadar. 1995'ten sonra yatırımlara başlamış. Budan sonrada daha hızlı bir şekilde büyümek istiyor.

Bu sadece finansal tablolarla ya da fabrika yatırımıyla olabilecek bir şey değil. Bu toplum içersinde kabul edilen, onun vazgeçilmez bir parçası olmanız gerekiyor. Öyle olmak da yetmiyor öyle algılanmanız gerekiyor. Sosyal sorumluluk bir kere iş hedeflerine ulaşmak için stratejik bir araçtır. Çok net koymak lazım.

Birgün: Hilal-i Ahmer için yapmıyorsunuz yani..

Kutadgu: Kesinlikle... Hilal-i Ahmer işi değil bu işler.

Birgün: ''Beslenebilirim'' projesi 2 pilot bölgede başladı. Diyarbakır ve İstanbul'da Fındıkzade.. İlk bulgular ne gösteriyor?

Diyarbakır'da ilk iş olarak erişilebilir beslenme kaynaklarının neler olduğunu tespit ettik. Sonra oradaki beslenme sorunları nelerdir onları tespit ettik. Erişilebilir beslenme kaynaklarıyla beslenme sorunlarına çözüm üretmek... Bahçesinde olan şeyleri, basit bir takım yemeklerde kullanamayan, dengeli bir şekilde kotaramayan, o bilinçle hareket etmeyen insanlara örneğin, ''bak kardeşim, sen bahçende patates yetişiyor, toprak elverişli yanına da fasülye yetiştirirsen sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenebilmen için gereken en temel gıdalara sahip olabilirsin. Bu gıdaların besin değerlerini kaybetmemesi için de şu şekilde pişirmelisin'' diye anlatacağız...

Proje öncesi yaptığımız araştırmalarda gördüğümüz bir gerçek daha var. Yörede yüzyıllar içinde çok sayıda hakikaten beslenmede etkili yemek çeşidi yok olmuş. Biz proje kapsamında erişilebilir beslenme kaynaklarıyla yapılabilir yemekleri ve yine bu kaynaklarla yüzyıllar içinde bölgede yapılan ama unutulmuş yemekleri öneriyoruz.

Birgün: Pekin ördeği önermiyorsunuz?

Kutadgu: Ne Pakin Ördeği öneriyoruz, ne de her hangi bir Nestle ürünü... Hiç bir Nestle ürünü önermiyoruz. Sadece yerel kaynaklarlar sağlıklı ve dengeli beslenme seçenekleri öneriyoruz.

Birgün: 1 milyon dolarlık bütçe ne için harcanacak?

Kutadgu: Bu bir gıda yardımı projesi değil. Tamamen eğitim projesi... Uygulaması 5 yıl sürecek 1 milyon dolarlık bütçenin yüzde 95'i proje geliştirmeye harcanacak. Bilimsel araştırma çok önemli... Erişilebilir beslenme kaynaklarının tespiti ve bu kaynaklarla en uygun beslenme seçeneklerin tespiti için nasıl bir çalışma yapılacağı... Bu konuda Hacetepe Üniversitesi'nden destek aldık. Almaya da devam edeceğiz. 5 yıllık uygulamada 70 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz.

Birgün: Kurumsal sosyal sorumluluk adeta moda oldu. ''Beslenebilirim'' projesi bu modaya uyan bir etkinlik mi? Yoksa, örneğin Nestle çalışanları bireysel olarak sivil toplum faaliyetlerine katılmak istese kurumsal olarak destek veriyor musunuz? Diyelim ki, bir çalışanınız ''perşembe günleri öğleden sonra şu sivil toplum kuruluşunun toplantısı var. Katılmak istiyorum'' diye izin istese tavrınız nedir?

Kutadgu: Kesinlikle destekliyoruz. Aşılamaya çalıştığımız şey, hakikaten duyarlı insanlardan oluşan bir organizasyon... Duyguları açık, dış dünyayı algılayıp yorumlayabilen insanlar istiyoruz. Bütün gün çalışıp akşam evde televizyon karşısında uyuklayan insandan, sadece iş anlamında konuşuyorum, ben verim beklemiyorum. Ben Özel Sektör Gönüllüler Derneği kurucularındanım. Aynı zamanda yönetim kurulu üyesiyim. Faaliyetlerimiz arasında örneğin kitap okuma günleri var. Çalışanlarımız gidip Sarıyer'deki çocuklara kitap okuyor. Kitap üzerine konuşuyor. Tartışıyor.

Birgün: Peki, çalışan kendi belirlediği bir gönüllü toplum hareketine de katılabilir mi?

Kutadgu: Kesinlikle. Hiç problem değil.