Sosyalist Güç Birliği'nin kuruluşunda imzası olan sanatçılar ittifaka dair konuştu. Sanatcılar, Sosyalist Güç Birliği'nin ülke için bir umut olduğunu söyledi.

Sosyalist Güç Birliği Türkiye'nin umudu
Fotoğraf (Soldan sağa): İlyas Salman - Levent Üzümcü - Erendiz Atasü - Erdal Güney - Ozan Çoban

Yusuf Tuna Koç

Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Türkiye Komünist Hareketi ve Devrim Hareketi’nin bir araya gelerek oluşturdukları Sosyalist Güç Birliği ilanının Türkiye’nin güncel sorunları ve siyasi çözümleri açısından önemini, solun görevlerini, metne imzacı olan sanatçılar ve aydınlarla konuştuk.


Ozan Çoban: Siyaset bir güç toplama işidir, ilkelerle yapılır. Sol da ilkeleriyle soldur, kendi değerlerine sahip çıktığı oranda güç olur. AKP gitsin de ne olursa olsun diye diye halka en temel ilkelerinden dahi taviz vermeyi kurtuluş olarak sunanlara karşı alternatif olarak somut bir şey sunulması gerekiyordu. Sosyalist Güç Birliği’nin ilkeleri hatırlatması ve ilkeler etrafında bir yan yana gelişle ortaya çıkması bu anlamda çok önemli. Böylesi bir birliktelik yarının Türkiye’sinde mutlaka karşılık bulacaktır diye düşünüyorum.

AKP bugünlere bir günde gelmedi, hiçbir zaman yalnız da değildi. AKP’yi var eden, onu besleyip büyüten, sürekli de emekçiden çalan büyük bir sömürü düzeni var. İşte bu düzeni teşhir edip onu kökünden söküp atacak bir irade gerekli bu topraklara. Sağcılardan sağcı, cemaatçilerden cemaatçi beğenmek zorunda değiliz. Halkı, ölümü gösterip sıtmaya; AKP’yi gösterip başka bir sağcılığa razı etmeye çalışıyorlar. Halk bu kaba sığmaz, sığmayacaktır. Solun ilkeleriyle kendi ayakları üstünde durma iradesi ve ısrarı sürdükçe, halk kendi iradesiyle, sol da halkıyla kaçınılmaz olarak buluşacaktır.

Levent Üzümcü: Türkiye’nin ihtiyacı var. Bunu söyleyebilirim. Ana siyasi akımlarda umduğunu beklediğini siyasi reformları görememiş olanlar kendi seslerini duyurmak için bir platform oluşturmak zorunda. Gerçekten Türkiye’nin solu yani milliyetçi solundan bahsetmiyorum Türkiye’nin gerçek solundan bahsediyorum birleşerek seçimlerde yüzde üçü dördü bulabilirse bunun müthiş bir siyasi karşılığı olacaktır, toplumda karşılığı olacaktır. Türkiye’nin umudu olacaktır. Bu açılardan çok önemli buluyorum.


İlyas Salman: Descartes ''İnsan düşünen hayvandır'' diyor. Descartes’ın bu lafı söylemesinden bu yana yüzlerce yıl geçti. Fakat Descartes çok geç kalmış bir düşünür. İnsanın düşünen hayvan olduğu 500 bin yıl önceden, bir milyon yıl önceden belli. İnsan şimdi bugün artık 2022 yılında seçmesini bilen hayvandır. O halde seçmesini bilen hayvan olarak halkın huzuruna çıkacaksak, 2023’te Türkiye’de bir seçim var, 1 yıldan bile daha az kaldı. O seçimde seçmesini bilen hayvanlar olarak Sosyalist Güç Birliği'ni seçeceğiz. Buna karar verdik. Benim inancım bu.

Erendiz Atasü: Siyasallaşmış dinci bağnazlığın tüm dünyada kafa kesme aşamasına geldiği bir tarih kesitinde Türkiye solunun mazeret ne olursa olsun bütünleşemeyişine şahsen anlam veremiyorum. CHP’nin iyi niyetinden kuşku duymuyorum, ancak demokrasi cephesine solu katmayarak vahim bir hata işlemiştir. Demokrasi kuşu tek kanatla uçamaz. Sosyalistlerin sol birikimi gelecek kuşaklara aktarmayı hedefleyen ödünsüzlüğüne saygı duyarım ancak güncel siyasette etkili olunacaksa ittifak kurmak gerekliliği son derece açık. CHP el uzatmıyorsa, hiç de küçük ya da güçsüz bir azınlık olmayan sosyalist solun kendi varlığını anımsatmak ve hissettirmek amacıyla ana muhalefete kamuoyu önünde açıkça el uzatmasında şahsen yarar görürüm.

Erdal Güney: Toplumsal muhalefetin emek eksenli mücadelesinin geniş kesimlerce kabul görür politikalar üretmesi, geniş halk kitleleriyle buluşması, aynı zamanda en geniş muhalefet ile dayanışmayı örgütlemesi zaruri.

Rejimle mücadeleyi geçerliliğini yitirmiş Meclis'in aritmetiğine indirgemek, uzun yıllara yayılmış sorunların hükümet sistemi değişikliğiyle, restorasyonla çözülebileceğini öncelemek solun politik bakışı olamaz. Elbette seçimler rejimin karşı karşıya kaldığı açmazların kaosa dönüştüğü bir dönemde oldukça önemli. Fakat seçim sonrasını da kapsayan, toplumsal muhalefet için bir mücadele zemini oluşturmak da bir o kadar gerekli.

Yıllar bize, siyasal rejimin ve neoliberalizmin politik, ekonomik, demokratik zeminde dayattığı baskı ve sömürü politikalarına kimlikçi ve liberal siyaset anlayışıyla karşı çıkılamayacağını, geleceğe ait bir öykü yazılamayacağını tekrar tekrar kanıtladı. Bağımsızlıkçı, kamucu, laik, demokratik Cumhuriyet için, toplumsal gerçekçi bir öykü için kalem de sayfalar da hazır. Sosyalist Güç Birliği, sayfaları birlikte yazma çağrısıdır herkese…