Sosyalistler salgın krizini yorumladı: Gelecek için bugünden mücadeleye...

Dünyayı etkisi altına alan salgın, Türkiye’de de hızla yayılıyor. Bir yandan dayanışma pratikleri sergileyen sol, öte yandan kriz sonrası mevcut sistemin yaşayacağı olası dönüşümleri tartışıyor. Sosyalist örgütlerin sürece ilişkin tutumunu, mücadele pratiklerini ve krizin ardından şekillenecek yeni dünya düzenini konuştuk

BUGÜN YAPTIKLARIMIZ GELECEĞİ BELİRLEYECEK

►Önder İşleyen/SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi

Kapitalizmin sosyal, ekonomik ve ekolojik yıkımının ağır sonuçlarıyla yüz yüzeyiz. Bu süreç kapitalist ekonomik sistemin ve hâkim siyasal rejimlerin, halkın tüm savunma duvarlarını nasıl parçaladığını göz önüne seriyor. Ama daha önemli olan sistemin bu çöküşünün tüm toplumu ve toplumsal ilişkileri de ağır bir yıkıma uğratan gelişmeler karşısında bizim çok önemli sorumlulukları var.

Bizim birbirimize ve topluma karşı sorumluluğumuz var. Zor koşullar altında da, tıpkı Kübalı devrimci doktorların ‘biz de korkuyoruz evet, ama devrimci görevlerimiz var’ diyerek harekete geçmesine benzer bir anlayışı filizlendirmemiz gerekiyor. Dokunmadan birbirimize sahip çıkacak yollar bulmaya çalışıyoruz. Özellikle risk grubundaki arkadaşlarımızdan başlayarak, apartmanımızda, mahallemizde ihtiyacı olan insanlarla bir dayanışma sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705494-1.içinde olacak bir seferberlik başlattık. Mahallede dayanışma için gençlerden oluşan birimler oluşturma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dayanışma ihtiyacını hem mahalle birimlerimiz hem de internet üzerinden oluşturduğumuz dayanışma ağı üzerinden alarak, ihtiyaç sahipleriyle dayanışma gönüllülerini buluşturmaya çalışıyoruz. Neoliberal ideolojinin bireycilik üzerinden yarattığı yalnızlık zincirini dayanışma ağlarıyla kırarak yeni bir toplumsal ilişkinin nüvelerini de bugünkü kriz içinde oluşturmak oldukça önemli.

EŞİTLİK YOK

Bu süreçte en önemli mücadele konusu kuşkusuz ki halkın yaşadığı mağduriyeti azaltacak acil önlemlerin alınabilmesi. Virüsün sonuçları insanlık için eşit değil. Yetkililer ‘kendi OHAL’inizi ilan edin’ diyor. Maalesef emekçi halk için bunun şartları yok. Sağlıklı gıdaya erişim, sağlıklı barınma koşullarına sahip olmak, faturalarını ödeyebilmek ve sağlık hizmetlerine ulaşabilmek herkes için mümkün değil. On yıllardır süren kapitalist küreselleşme emekçilerin tüm kazanımlarını ortadan kaldırdı, eşitsizlikler derinleşti. Parası olan bağışıklık sistemini güçlendirecek gıdalara erişebilir, istediği özel hastaneye gidip test yaptırabilir, tedavi olabilir. Ama buna herkes sahip değil. O zaman bizim sorumluluğumuz tam da bu noktada halkın bu krizde yaşadığı yıkımı engelleyecek adımların atılması için bir toplumsal baskının örgütlenebilmesi, bunun için yeni yolların bulunabilmesidir.

sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705495-1.SOL Parti olarak buna yönelik olarak öncelikle halkın acil taleplerini ortaya koyarak bunun sağlanması için mücadele ediyoruz. Bu talepler içinde, ücretsiz sağlık hizmetinin verilmesi oldukça önemli. Sağlıkta ticarileşmenin olumsuz sonuçlarını İtalya’dan İspanya’ya, ABD’den ülkemize kadar her yerde görüyoruz. Bu konuda acil adım özel ve vakıf hastanelerinin hızla kamu denetimine alınarak, kamu hastaneleriyle aynı statüde hizmet vermesinin sağlanmasıdır.

Yarın nasıl olacak diye soruyoruz birbirimize? Bu soruya bugünden kesin yanıtlar vermek, kahinlik yapmaktan önce bugünkü kriz içinde ne yaptığımızın yarını belirleyeceğinin farkında olmalıyız. Toplumsal bir bunalım anında, herkesin kendi dünyasına çekilerek faşist güç merkezleri etrafında toparlanması kuşkusuz bir olasılıktır ama onun kadar dayanışmacı, kamucu sol alternatif öne çıkması da o kadar olasıdır. Bunun nasıl olacağını bugün ve sonrasındaki mücadelemiz belirleyecek. Ekonomik kriz sonrasında ideolojik hegemonyasını kaybeden sistemin bir çözümsüzlük içinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu koşullarda kamucu politikaların, dayanışmacı toplumsal ilişkilerin ne kadar hayati olduğunun herkes farkında. Bunun sol bir alternatif olarak örgütlenmesine ihtiyaç var. Bunun için de toplumsal örgütlenmelerimizi güçlendirmemiz gerektiği de bu kriz anının gösterdiği bir başka gerçek. Bilimsel ve doğru bilginin kaynaklarının oluşturulmasından, mahalle ve iş yerlerine örgütlü topluluklarının oluşturulmasının ne kadar önemli olduğunu bu kriz ortamında daha iyi görmek mümkün. Önümüzdeki süreç sistemin çöküşünün devam ettiği bir bunalım dönemi olmaya devam edecekse bizler de ancak örgütlenmelerimizi çok yönlü geliştirerek bir alternatif yaratabileceğiz. Yoksa hiçbir şey sonuçta kendiliğinden değişmez, eğer değiştirecek bir güç yok ise çürür ve toplumun üzerine çöker. O yüzden şimdi evlerimizde kalsak da bu sağlık krizinde halkın ezilmesine karşı duracak, toplumsal dayanışma ilişkilerini örgütleyecek ve kamucu sol bir çözümü ortaya koyacak bir hareketi örgütlemenin yollarını bulma zamanıdır.

EKMEK VE SU GİBİ SOSYALİZM İHTİYAÇ

►Özge Ozan/Halkevleri Genel Sekreteri

Koronavirüs salgını, virüsün ortaya çıkma ve yayılma süreci ve devletlerin, sermayenin politikalarıyla kapitalizmin vahşi, insanlık düşmanı yüzünü bir kez daha ortaya serdi.sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705496-1.

Sağlığın piyasalaşması, ilaç üretiminin şirketlere terk edilmesi, koruyucu, önleyici halk sağlığını esas alan önlemlerin alınmaması, kâr odaklı kapitalist üretim, insanların sağlıktan gıdaya, sudan enerjiye temel haklarının gasp edilmesi, ağır güvencesizlik ve sömürü koşulları, koronavirüs salgınının yaşanma, yayılma ve sonuçlarının sınıfsallığını açığa çıkarıyor. Salgının ağır sonuçlarını öncelikle emekçiler, ezilen toplumsal kesimler, “yük” görülen yaşlılar, bakım emeği üstlerine yıkılan kadınlar yaşıyor. İnsanlığın ve doğanın var olabilmesi, “yaşamın sürmesi” için bu sisteme son verilmesi gerek ve sosyalizm ekmek ve su gibi bir ihtiyaç.

sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705498-1.Ülkemizde, 18 yıllık AKP iktidarının yarattığı ekonomik-siyasal-toplumsal yıkıntı, Saray rejimi salgının sonuçlarını ağırlaştırmış durumda. Her krizi kendi iktidarlarının devamı ve sermaye için fırsata çevirme tercihinin devam ettiğini görüyoruz. Bir ���başarı hikayesi” yazma çabası testlerin sınırlandırılması ve tanıların iktidar tekelinde “gizlenmesi” ile kendisini gösterdi. İktidar, salgın süresince milyonlarca emekçinin her gün risk altında sermayenin çarklarını döndürmek için işe gidip gelmesini zorunlu kılıyor. Yaygın test uygulamasına, önleyici tedbirlere, parasız sağlık hizmetine, temel hizmet ve ihtiyaçlara erişimi yok.

Sosyalistlerin, devrimcilerin bu kriz döneminde misyonlarının bilincinde olması gerekiyor. Azami önlemleri alarak iktidarın ve sermayenin karşısında örgütlü mücadelenin kesintisiz devam etmesine; yaşadığımız “olağanüstü” koşullara uygun bir devrimci girişkenliğe ihtiyaç var.

Halkevleri olarak açık kitle toplantıları ve etkinlikleri erteledik. Ancak görevlerimizin başındayız. Kriz merkezleri olarak şubelerimiz genel merkez ve şube yöneticilerimizin gerekli önlemleri aldığı biçimlerde açık. Tüm şubelerimize ve üyelerimize yönelik yönergelerle önlemleri yaygınlaştırdık. Bulunduğumuz her yerde yerel dayanışma ağları kuruyoruz. Halkın, emekçilerin temel taleplerinin örgütlenmesi için çalışıyor, halkın doğru bilgiye ulaşması için duvar gazetelerinden, sosyal medyaya yaygın bir bilgilendirme çalışması yapıyoruz.

KAZANMAK İÇİN MÜCADELE EDİLMELİ

►Kemal Okuyan TKP Genel Sekreteri

Öncelikle tüm yurttaşlarımıza ve elbette tüm insanlığa geçmiş olsun demek istiyorum. Mevcut düzenin dünyanın hiçbir yerinde işlemediğini, tersine kapitalizmin en gelişkin ülkelerde bile çaresizlik anlamına geldiğini gösteren sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705499-1.bir salgınla karşı karşıyayız. TKP bu dönem bir yandan halkın sağlığıyla ilgili konularda üzerine düşeni yapmakta, bir yandan patronların salgının bütün yükünü zaten yoksulluk ve işsizlikle boğuşan emekçilerin sırtına vurma girişimlerine karşı halkı uyarma ve mücadele etme sorumluluğuyla hareket etmektedir. Buna ek olarak, komünizmin insanlık için yakıcı ve acil bir ihtiyaç olduğu bir kez daha görülmüştür. TKP, bu ihtiyacın üzerinin örtülmesine izin vermemek için uğraşmaktadır.

Bütün bunları yaparken partimiz kendi üye ve dostlarının sağlığını korumak için önlemler almış, faaliyetlerini halkın sağlığını koruyacak biçimde yeniden düzenlemiştir. Kuşkusuz sınıf mücadelesi “izole” olarak sürdürülemez. Bugünkü önlemler siyasi çalışmamızda geçici bazı geri adımlar atmamızı zorunlu kılmıştır. Parti üyelerinin sağlık sorunlarıyla ilgilenen bir merkez kurduk, bilgilendirici iç bültenler yayımlıyoruz.

sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705500-1.Ama asıl gündemimiz, bu hastalığın halkın ve özellikle işçi sınıfının haklarını biraz daha gasp etmek için istismar edilmesine karşı yapılacaklardır. Biz de onlara şöyle diyeceğiz: Sizin sağlık sisteminiz, eğitiminiz, kent yönetiminiz hiçbir şeyiniz işlemiyor. Bütün zenginliklerin üzerine çöreklendiğiniz için basit bir virüs karşısında çaresiz kaldık. O zenginlikler toplumun malıdır; herkesin eşit yaşayacağı bir dünya kurulacak! Evet bunu ya bugün haykıracağız ya da savaşlar, hastalıklar, açlık bizi kıracak.

SALGININ SONUÇLARI SINIFSAL VE POLİTİKTİR

►Selma Gürkan/EMEP Genel Başkanı

Koronavirüs salgını dünyada hızla yayılıp, ölümcül sonuçlar yaşanırken salgın vesilesiyle kapitalist sistem başta sağlık olmak üzere politikalarıyla sorgulanmaya başladı. sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705501-1.Elbette koronavirüs sonuçta biyolojiktir ancak yayılma hızı, nedenleri, etkilediği kesimler açısından sonuçları ve barındırdığı etkileme riskiyle gayet sınıfsal ve politiktir. Öncelikle neoliberal politikalar nedeniyle sağlık, eğitim başta olmak üzere temel kamu hizmetlerinin ticarileşmesinin toplum sağlığını, insanı ve insanlığı nasıl tehdit eder hale getirdiği bir kez daha görüldü. Bugüne kadar neoliberal politikalara karşı çıkanların söyledikleri görülmüş oldu. Ayrıca hurafelere, gericiliğe karşı yeniden aklın, bilimin, bu düzenin tüm inkarlarına ve reddine rağmen evrimin, laikliğin öne çıktığı bir süreci de yaşıyoruz.

İlk günler vaka yokken ve ilk tespit edildiği birkaç gün içinde sınırlı sayıda vaka tespit edilmişken bakanın açıklamaları gayet şeffaf ve salgına karşı hazırlıkların eksiksiz yürüdüğüne dair algı oluşturmuştu. Ancak, vaka sayısı arttıkça ve artık bir salgından bahseder hale geldiğimizde sağlık sisteminin böylesi bir salgına hazır olmadığı görüldü. Devasa kapasiteye sahip şehir hastanelerinin böyle bir salgında içinin ne kadar boş olacağı ortaya çıktı.

sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705502-1.Koronavirüs artık bir salgın halini aldığında iktidar önce sermayeye kalkan oldu ve açıkladığı 21 maddelik kalkan paketi sermayeye kaynak ayırma üzerine kuruldu. Tabii işçi ve emekçi, halk kesimlerine paketten, dua, sabır, kolonya ve kredi kolaylığı ile borç sarmalının içine sürükleme çıktı. Fırsat bu fırsattır deyip HDP belediyelerine kayyım atandı. Tecavüzcü, katil, hırsız, dolandırıcıları serbest bırakacak, iktidar politikalarını eleştiren, gerçeği yazıp, doğruları söyleyenlerin “terör”, “vatana ihanet” gibi mesnetsiz suçlamalarla yargılanan muhaliflerin cezaevinde bırakılacağı yeni yargı paketini gündeme getirdiler. Salgın ülkede tehdit haline geldiğinde biz de parti olarak hem kendi iç çalışmamızda hem de dışarda yürüttüğümüz çalışmalarda yeni düzenlemelere gittik. Parti yönetim mekanizmalarını toplantılarla bir araya getirmekten uzak duruyoruz, iletişimi uzaktan sağlamaya çalışıyoruz. Elbette parti çalışmalarının askıya alınması anlamına gelmiyor. Elden ele bildiri dağıtamıyorsak duvar gazetesi, afiş gibi uzaktan propaganda araçlarını kullanmaya çalışıyoruz. Tek, tek ikili görüşmelerle fabrikalarda, atölyelerde, hizmet birimlerinde yaşanan sorunları tespit etmeye ve bu sorunlara karşı, salgına karşı korunma tedbirlerini dikkate alarak mücadele eksenli bir çalışma sürüyor. Bilindiği gibi, binlerce işçinin, emekçinin çalıştığı üretim alanları ve hizmet birimleri hala faaliyettedir. Bu nedenle, acil ve zorunlu olanların dışındaki üretim ve hizmet sunumunun geçici durdurulması, çalışanların ücretli sayılması, çalışmak zorunda kalanların korunması için gerekli tedbirlerin alınması gibi talepleri gündem de tutuyoruz.

Elbette güncel talepler etrafında çalışmayı yürüteceğiz ancak, esas sorun sistem sorunudur ve doğanın ve insanlığın yıkımına neden kapitalist sisteme karşı insanlığın ve doğanın kurtuluşunun tek garantisi olan sosyalizm için mücadele ekseni ana eksenimiz olmaya devam edecektir.

HALKIN TALEPLERİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Yunus Başaran/TİP MK üyesi

Bilim insanlarının uyarıları salgının yayılmasını önlemek amacıyla sosyal mesafelenmenin şart olduğunu söylüyor. Biz de bu uyarıları dikkate alarak Mart ayı için planladığımız tüm etkinliklerimizi ileri bir tarihe erteledik. sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705503-1.Kalabalık etkinlikler yapma ve sokakta eylemlilik içinde buluma olanaklarının azaldığı bir gerçek. Yine de fiziksel teması en aza indirerek, salgın döneminde halkın ihtiyaç duyduğu politikaları üretmeyi sürdürüyoruz. Salgınla başa çıkmanın tek yolu kamucu, halkın yararına çözümler üretmek. Ücretsiz sağlık hizmetleri, ücretsiz ilaç, sağlık emekçilerine koruyucu malzeme, işten çıkarmaların yasaklanması, yaşamsal hizmet sunan emekçiler hariç tüm çalışanlara ücretli izin vb. talepleri yükseltmeye çalışıyoruz. Sağlık açısından riskli gruptaki yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mahallelerde dayanışma faaliyetleri yürütüyor, hijyen önlemlerini alıp evlerine giderek alışverişlerini yapıyoruz, ilaçlarını alıyoruz. Bunun yanında emekçiler bu süreçte çok ciddi hak gasplarına maruz kaldı.

sosyalistler-salgin-krizini-yorumladi-gelecek-icin-bugunden-mucadeleye-705504-1.Onlar için sosyal medya hesaplarımızdan duyurduğumuz bir dayanışma hattı oluşturduk. Salgın ve sonrasındaki süreçte işçilerin hak arama mücadelelerini birlikte yürüteceğiz. Salgın kapitalizmin irrasyonelliğini ve sürdürülemezliğini kanıtladı. İnsanların yaşamları bu düzenin umrunda değil. Yurttaşlarda sistem karşıtı tepkiler uyanmaya başlayacağını öngörebiliriz ancak bu süreç sosyalistlerin siyasi müdahalesini şart koşuyor ve “devir değişiyor” kolaycılığına kapılmadan hepimize önemli görevler yüklüyor.