Milano Üniversitesi’nden Profesör Alessandro Zanetti: AB salgın sırasında İtalya’ya destek konusunda başarısız oldu. Virüsün yayılmasını kontrol etmek için zamanında harekete geçmek çok önemli. Sosyalleşmenin en büyük tehlike olduğunu hatırlatmak isterim

Sosyalleşme en büyük tehlike

Didem Mercan

Koronavirüs’ün Avrupa’daki merkez üssü olan İtalya’da hayat adeta durma noktasına gelirken trajik gelişmeler yaşanıyor. Çin’den sonra virüs salgınının en fazla kayba yol açtığı Bergamo kentindeki krematoryumlarda yoğunluk nedeniyle, cansız bedenlerin şehir dışına taşınması üzerine ordu devreye girdi. Ülkede yaşananları Milano Üniversitesi’nden Profesör Alessandro Zanetti ile konuştuk.

► İtalya virüsün hızla yayıldığı ikinci ülke konumunda hatta öyle ki şu anda virüsün merkez üssü durumda. Virüs İtalya’yı neden ve nasıl bu kadar etkiledi?
Virüsün ülkemizde başlayıp tüm Avrupa’ya yayılma nedenini açıklamak çok zor. Ancak olası tahminler, turizm veya iş için genellikle her yıl İtalya’yı ziyaret eden birçok Çin vatandaşı ile virüsün ülkemize giriş yapması ile yayılmış olabileceği. Bu olasılığı, 30 Ocak’ta İtalya’da birkaç Çinli turistin virüs testlerinin pozitif çıkmasına ve Roma’daki Spallanzani Hastanesi’nde hastaneye kaldırılmasına dayandırıyoruz. Daha sonra virüs hızla yayılmaya başladı ve 18 Şubat tarihinde ilk kez resmi olarak bir İtalyan erkek hastaya Lombardiya’daki Codogno hastanesinde pozitif virüs teşhisi konuldu.

►Virüsle savaşma stratejisi nedir? İtalya salgını nasıl yenecek?
‘Evde Kalıyorum’ olarak adlandırılan ve salgını hafifletmeyi amaçlayan önlemler arasında seyahat kısıtlamaları, halka açık insan toplantılarının yasaklanması (sinemaların, tiyatroların, barların, restoranların, spor salonlarının, zorunlu olmayan mağazaların) ve birbirinden uzak durulması yer alıyor. Ayrıca tüm spor etkinlikleri, dini hizmetler askıya alındı ve okullar, üniversiteler kapatıldı. Yasağın 3 Nisan’a kadar yürürlükte kalması bekleniyor. Bu sert kısıtlamaların amacı, hastane hizmetleri, özellikle yoğun bakım üniteleri üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve hızla yayılan salgının yükselişini durdurmak veya sağlık sisteminin zayıf olduğu güneyde en azından yavaşlatmaktır. Bu stratejimizin başarıya ulaşacağını umuyoruz.

►Avrupa Birliği’nden yeteri kadar finansal ya da tıbbi destek aldınız mı? Virüsle mücadele konusunda en çok hangi malzemelere ihtiyaç duyuyorsunuz?
AB ve üye ülkeler salgın sırasında İtalya’ya tıbbi yardım ve malzeme desteği konusunda maalesef başarısız oldu. Bu, sağlık personeli dayanıklılığın ötesinde, maskeler, yoğun bakım ünitesi ekipmanları gibi ciddi malzeme sıkıntısı altında kahramanca çalışan bir ülke için trajiktir. Elbette, bu durum Avrupa dayanışmasının iyi bir işareti değil. Neyse ki Çin, boşluğu doldurmamıza yardım ediyor. 12 Mart’ta Çin’den gelen bir uçak Roma’ya indi ve yoğun bakım ekipmanları ve antiviral ilaçlar da dahil olmak üzere tonlarca tıbbi malzemeyi ülkemize getirdi.

sosyallesme-en-buyuk-tehlike-704106-1.
Profesör Alessandro Zanetti​

►Tüm bu yaşananların ülke ekonomisini nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? İtalyan hükümeti bu zor süreçte vatandaşlarına nasıl destek olacak?
Ülke çapında bu yaşananların ve kilitlenmenin büyümeyi durgunlaştırdığı büyük ekonomik yansımalar bekleniyor. 16 Mart’ta İtalyan hükümeti, ulusal sağlık hizmetlerini ve sivil savunmayı sürdürmek ve kriz boyunca işçilere ve firmalara yardımcı olmak için 25 milyar avroluk bir planı onayladı. Ekonomi Bakanı Bay (Roberto) Gualtieri’ye göre, bu açıklanan bu paket ilk önlem paketlerinden biri, Nisan ayında bir başka tedbir paketi daha açıklanmasını bekliyoruz.

►İtalya’da sağlık sisteminin zor durumda olduğu ve yaşlıların kaderine terk edildiği iddia edildi, bu doğru mu?
İtalya’nın yaşlı yetişkinleri tedavi etmeyi durduracağı yönündeki haberler doğru değil, bu iddialar gerçeği yansıtmıyor.

►Virüsün yayılmasıyla ilgili birçok komplo teorisi ortaya atılıyor. En son Çin, ABD ordusunu virüs konusunda işaret etti. Bu virüs biyolojik bir silah olabilir mi?
Şahsen, bu virüsün yayılmasının biyolojik bir silah olarak insanlar tarafından planlandığını iddia eden birkaç komplo teorisine inanmıyorum. Virüsün zoonotik yani hayvandan insana geçen bir yapıya, bir kökene sahip olduğuna inanıyorum. Yani, bu yeni virüsün son 20 yıl içinde ortaya çıkan diğer iki virüs ile benzerlik gösterdiğine, bir veya daha fazla konakçı hayvana geçtiğine ve daha sonra türler arasında atlayarak insan nüfusuna ulaştığını düşünüyorum. Son derece hareketli, birbirine bağlı dünyanın içinde yaşıyoruz ve bu durumun yarattığı elverişli koşullar virüsü üç aydan kısa bir sürede salgın haline getirdi.

►Türkiye’ye neler önerirsiniz?
Türkiye, virüsle mücadele konusunda tüm ekonomik, teknik, kültürel kaynaklara sahip bir ülke. Hali hazırda gelişmekte olan salgının etkinliği ile mücadele etmek için en uygun stratejiyi nasıl geliştireceğini bilen bir ülke olduğuna inanıyorum. Virüsün yayılmasını kontrol etmek ve önlemek için zamanında harekete geçmek çok önemli ve sosyalleşmenin en büyük tehlike olduğunu hatırlatmak isterim.