İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘ekonomik vesayeti’ ortadan kaldıracaklarını belirterek, “Öyle bir başarılı olacağız ki herkes Türkiye modelinin arkasından gidecek” dedi.

Soylu: Etrafımızı karıştırıyorlar ama Erdoğan da çaktırmadan yapacağını yapıyor

Bir dizi programa katılmak üzere Sinop’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye’nin gücünü kimse sınamasın, sınayanın fesini kafasına ters giydiririm" dedi.

Sinop Üniversitesi Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde AKP mensupları ile buluşan Bakan Soylu, yaşanan sel felaketlerine değinerek, "Türkiye, 20. asrın sonu itibarıyla böyle bir tabloyla karşı karşıya bırakılmıştır. Ama şu kadar net, inandılar. Neye rağmen inandılar; kendileri gibi yapmak isteyenlerin hakikaten karşı karşıya kaldığı bu hamleleri bilmelerine rağmen ayağa kalktılar. Bu ülkede sadece ekonomik zorluk ve ekonomik güçlük yok. Bu ülkede insanların değerleriyle oynamaya çalıştılar. Kıyafetleriyle oynamaya çalıştılar. İnançlarını haşa aşağılamaya çalıştılar. Yapmadıkları kalmadı. Bunlardan bahsetmek, bunlara yönelik adım atmak, bunlara yönelik bir değişim ortaya koymanın veya gerçekleştirilebilmesi, zihninden geçirilmesinin bile kelepçelendiği bir dönemden Allah’a çok şükürler olsun sizin sayenizde Türkiye bambaşka bir tabloya çıktı” ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu şöyle devam etti:

"Şimdi önümüzde bir tek şey var; 20 yıldır Türkiye’yi cumhurbaşkanımız yönetiyor. Bu anlayışı hep beraber onun yönetimiyle sağladık. Bir adımımız şudur; ekonomik vesayeti ortadan kaldırmak. Biz ekonomik vesayetten kurtulduğumuz andan itibaren sadece biz değil, etrafımızdaki bütün ülkeler oh diyecekler. Bu vesayetler altında ezilmeye mahkum edilen tüm ülkeler oh diyecekler. Bizim dünyaya sorumluluğumuz budur. Etrafımızdaki coğrafyanın huzur içinde olmasını sağlayacak. Biz bugün terörle mücadele ediyoruz, bugünün imkanlarıyla mücadele ediyoruz. 20 yıldır eğer Türkiye gelişmemiş olsaydı, Türkiye’nin her yerinde havalimanı olmamış olsaydı, insansız hava araçlarımız olmamış olsaydı, savunma sanayimiz bu noktaya gelmemiş olsaydı, Doğu ve Güneydoğu’ya öğretmen gönderememiş olsaydık, doktor hemşire gönderememiş olsaydık bu tabloya ulaşmamız mümkün müydü? Bir taraftan kalkındık, bir taraftan büyüdük, geliştik.”

4-6 YAŞ ÇOCUKLARA DİN EĞİTİMİ

“4-6 yaş arası çocuklara dini bilgilerini nakşetmenin neresinde karanlık bir anlayış var. Hepimiz annelerimizin, babalarımızın çocukları değil miyiz? Bize o yaşlarda ne öğrettilerse zihnimizde onlar kaldı. Dinimizi, inancımızı biz ailemizden, dedelerimizden veya camideki imamızdan, camideki kurstan öğrendik," diyen Soylu şöyle devam etti:

"İmanın, İslam'ın şartlarını bilmelerinde ne sakınca var. Hala bunu siyasetin bir eleştirisi malzemesi haline getirebilecek hakikaten yobazlıkta bir anlayış olabilir mi? Kendilerini gelmeye çalıştıklarını hissettiklerinde hemen başlangıç ayarlarına geri dönüyorlar. 28 Şubat’ta da aynısı ortaya koymaya çalıştılar. 1983'ten 1997’ye kadar birçok adım atıldı. Birçok adımı hemen geri getiriverdiler. Hepimizi kodladılar. Herkesi fişlediler. Yeniden o başlangıç ayarlarına geri dönmek istiyorlar. Biz eski Türkiye değiliz. Bir püfleyerek yıkılabilecek Türkiye değiliz. Parmak sallayarak korkutulan bir Türkiye değiliz. Biz eğer parmak sallayarak korkutulan ve ürkütülen bir Türkiye olsaydık biz onların dediği yapar Doğu Akdeniz’de olmazdık. Biz onların dediklerini yapar, hepsinin çullandıkları Libya’da onlara dünyanın neresi olduğu hangi coğrafyaya yakın olduğunu bizim de nasıl bir ülke olduğumuzu gösteremezdik. Biz onların dediğini yapsaydık, Azerbaycan’ın Karabağ meselesini Azerbaycanlı kardeşlerimizle çözemezdik. Biz onların dediğini yapsaydık dünyanın her tarafında olan ve 4 yıldır dünyada mağdurlara ve mazlumlara en fazla yardım yapan ülke statüsüne gelmezdik. Biz onların dediğinden korksaydık, ürkseydik kendi çizdiğimiz dairenin dışına çıkma konusunda bir iradesizlik sergileseydik, dünyanın her tarafındaki ülkelerin umudu haline gelebilme kabiliyetine sahip olmazdık. Biz onların dediğini yapmış olsaydık bizim altımıza Avrupa’dan ve Amerika’dan korktuğumuz için bir terör koridoru yapmış olurlardı, biz de aval aval bakan bir Türkiye olurduk. Biz aval aval bakan bir Türkiye değil, hakkını hukukunu koruyan, bütün dünyaya 'burası bizim coğrafyamız, elinizi eteğinizi buradan çekin' diyen Allah’a hamdolsun bir Türkiye tablosuna adım adım gidiyoruz. Çanakkale Köprüsü’nde, Avrasya Tüneline kadar, örülmüş yollardan şehir hastanelerine kadar, Yüksekova havalimanından İstanbul Havalimanına kadar her yer yapıldı. Elbette ki eksiğimiz yok mu? Hepimizin var. Onları da tamamlamak için elimizden geleni hep birlikte ortaya koymaya çalışıyoruz.”

Bakan Soylu, son olarak katıldığı Kültür Merkezi'ndeki programda ise şunları kaydetti:

“Etrafımızı karıştırıyorlar. Ama Erdoğan da çaktırmadan yapacağını yapıyor. Onlar bize hamle yapıyor, o da Doğu Akdeniz’e giriyor. Onlar bize hamle yapıyor, Libya’nın halkına milletine sahip çıkıyor. Amerika Ay'da, Avrupa Ay'da, onlar yaya kalıyorlar. Türkiye hakikaten atabileceği bütün adımları atıyor. Orada terör koridoru oluşturmaya çalışıyorlar, biz de ona güzel bir cevap veriyoruz. Afrin’e giriyoruz, Cerablus’a, Azez’e, Elbab’a, Marez’e girdik mi? Resulayn’a, Tel Abyad’a girdik mi? Hadi bakalım oluştur terör koridorunu da görelim. Bu milletin gücünü kimse sınamasın. Türkiye’nin gücünü kimse sınamasın, sınayanın fesini kafasına ters giydiririm."