Eleştiri kitaplarıyla tanıdığımız Engin Fırat “Ben, eleştirilerimde sözümü daha çok şairlere ve şair adaylarına söylüyorum. Bu, öznelliği ve nesnelliği dışlamayan birbirini içeren ve belirsizleştiren farklı bir eleştirel söyleme, metinselliğe çağrıdır” diyor.

"Sözüm şairlere"
Engin Fırat

Kadir İNCESU

Engin Fırat ‘Hayat Bir Düş Şiirini Okumak’, ‘Müesser Yeniay Şiirini Kuramsal Okumak’ ve ‘Celâl Soycan Şiirinin Ontolojik Çözümlenmesi’ adlı ‘eleştiri’ kitapları üzerine konuştuk.

“Türk edebiyatının en sorunlu alanlarından birisi şiir eleştirisidir” demenize karşın sizi bu çalışmalara yönelten düşünce nedir?

Sistematik/kavramsal bir metodolojiden uzak olan eleştiri, izlenimci bir yaklaşımla yüzey yapıda kilitli. Oysaki sanat nesnesini yakın okumaya alan çok boyutlu bir eleştiri yazısı metnin kör noktalarına ışık tutarak okuru yeni bir metinselliğe, okumaya davet etmeli. Dolayısıyla şairin, metnin ve alımlayıcının niyetine eleştirmenin niyetini de eklemek gerek. Bu niyet çağdaş edebiyat eleştirisinde; göstergebilim, dilbilim, felsefe, psikoloji, sosyoloji, tarih, antropoloji gibi disiplinler arası, metinler arası ve göstergeler arası etkileşimle öne çıkarılır. Yöntembilimsel yaklaşım, şiirsel metni eleştiri nesnesi edinen eleştirmen ile metin arasında dinamik ve sağduyulu bir ilişki kurmasını sağlar. Bu eleştirel bakışı önceleyen bir eleştirmen de metni örgütleyen derin düşünceyi göz önünde tutarak uygun kavramsal ve kuramsal okumalarını gerçek leştirir. Eleştirmen kurmaca bir metin olan sanat nesnesini yöntembilimsel ve geniş bir zamanla okumalı. Çünkü sanat nesnesine yönelik düşünme, bilme ve eyleme süreci zor ve kırılgan bir zeminde gerçekleşiyor. Herhâlde ben de çoklu okumaya, yoruma açık bu kırılgan zeminde risk almayı ve oynamayı seviyorum.

İlk kitabınız Metin Cengiz’in ‘Hayat Bir Düş’ şiiri üzerine... Şairi, Bergson’un zaman kavramı, Heidegger’in varoluş felsefesi açısından değerlendiriyorsunuz. Bir şiir üzerinden yaptığınız değerlendirme şairin bütün şiirleri açısından da ipuçları veriyor mu?

Bu okuma tekil şiir üzerinden farklı bakış açılarını içeriyor. ‘Hayat Bir Düş’teki izlekler Metin Cengiz şiirinin tamamını içeriyor gibi bir söylem indirgemeci ve determinist bir bakış olur. Metin Cengiz şiiri, deneyimler ve duygulanımlar üzerinden refere edilen bir hâlin ve devinimin şiiridir. Bu minvalde şairin varlığını ve dünyayı anlama/anlamlandırma çabası bireyin biricikliğini; bireyin biricikliği de şiirsel yaratımı besliyor. Şairin kaynağı eserinden; eserin kaynağı da şairinden parçacıklar taşır.

Müesser Yeniay için “Son yıllarda şair kadınların sayısı artsa da erkek egemen bir yazın olan Türk şiirinde dişil dil ve dişil yazının boşluğu, eksikliği hissedilmektedir” yorumunuz dikkatimi çekti. Neler yapılması gerekiyor?

Kadın ve erkek, özne olabilmek için birbirlerine ihtiyaç duyarlar; fakat ataerkil sistemde erkek öznelliğini kadını baskılayarak elde eder. İkinci kuşak feminist, Fransız Postmodern yazar Héléne Cixous, “Kendini yaz: Bedeninin sesini duyurmalı. Böylece bilinçdışının sonsuz kaynakları fışkıracak” söyleminde ataerkil tahakkümü kırmak için kadınlara dişil yazınla kendilerini ve kendi tarihlerini yazmasını önerir. Bu da mitolojik, teolojik, tarihsel, sosyolojik ve antropolojik açıdan eril dildeki, kültürdeki kadının tarihin dışına itilmiş anlatısını yapısöküme uğratarak gerçekleşir. Kadınların özgürleşip tarih sahnesine tekrar çıkabilmesi ancak eril dilin ve kültürün kendisine dayatılan tarihi ve kavramları parçalamasıyla mümkündür. Nitekim bunun bir parçası olan kadın şairler de bilinçaltına bastırılan anaerkili dışarıda, bilinç düzeyinde geriye düşmeden dördüncü dalga feminizmle buluşturmalı ve dişil kavramları üretmekten çekinmemeli.

Celal Soycan için “Şiir ve kültür bilgisi açısından işlek bir şiirsele sahip olan şair, şiir okuyucusunun elitist olmasını arzulamaktadır” diyorsunuz...

Bu sorunun iki boyutu bulunuyor. Birincisi “Seçkin” söylemi üzerinden sorunsallaştırılan şair, metin ve alımlayıcı arasındaki ilişkidir. Celâl Soycan’ın şiir evreni sadece ilhamla yetinmez, kendilik bağlamında ontolojik, psikanalitik, estetik ve poetik olarak çalışılmış imge ve metaforları da içerir. Yine Celâl Soycan gerek kitapları gerekse yazılarıyla çağdaş şiirin teorik sorunları konusunda düşünen ve yazan bir şair. ‘Seçkin’ söylemiyle Celâl Soycan’ın nasıl bir okura talip olduğunu işaretlemeye çalıştım. Şairin şiirleri ve yazıları üzerine yaptığım okumalarda gözlemlediğim alımlayıcının metinlere yaklaşabilmesi, metinler arası ve disiplinler arası bağlantı kurabilmesi, anlamlandırabilmesi için epistemik düzeyde bir hazır bulunuşluğa ihtiyaç duyacağıdır. Bu, okur için hem armağan hem diyet. Okur açısından zorunluluk yok; sadece şairin arzusu ya da benim yorumum. İkinci boyutu benimle ilgili. Eleştirilerimde sözümü daha çok şairlere ve şair adaylarına söylüyorum. Bu, öznelliği ve nesnelliği dışlamayan birbirini içeren ve belirsizleştiren farklı bir eleştirel söyleme, metinselliğe çağrıdır; yine şiirin ne’liği ve nasıl’lığı dışında bir o kadar da hayatî olan niçin’liğine ilişkin bir okuma tarzıdır. Çünkü şiirin niçin’liği; metnin farklı disiplinler, metinler ve göstergelerle ilişki kurmasını sağlar. Söylem başka söylemlerle buluşur.