Batı emperyalizminin dünya kültüründeki en meşhur ajanı hâlâ 007 James Bond olmayı sürdürüyor. Bond, kendisini yeniçağa uyarladı

Spectre: Ilımlı emperyalizm

Ilımlı İslam gibi bir kavram var ama içerik olarak Siyasi İslamın pek de ılımlı olabildiğinin bir kanıtı henüz görülmedi. Aynı şey emperyalizm için de geçerli. Ilımlı emperyalizm diye bir şey yok sadece çok vahşisi ve kanlısı var. Büyük Britanya vahşi emperyalizmin en önde gelen temsilcisiydi 20. yüzyıla kadar, sonra koltuğunu ABD’ye kaptırdı. Şu sıralarda ABD’nin baş destekçisi olarak dünya sahnesinde yerini alıyor.

MIŞ GİBİ YAPIYOR

Fakat Batı emperyalizminin dünya kültüründeki en meşhur ajanı hâlâ 007 James Bond olmayı sürdürüyor. Bond, kendisini yeniçağa uyarladı. Artık görünüşte kadınlara daha çok değer veriyor ve hatta politik olarak da dünyanın sorunlarına duyarlıymış gibi yapıyor. Son “Spectre” filminde mesela iha’larla insan öldürmenin yanlış sonuçlar verebileceği, kurunun yanında yaşın da yakılabileceği ima ediliyor. Eski usül cinayetlerin, gökyüzünden bomba yağdırmaktan daha insani olduğu ima ediliyor. Ayrıca ABD’deki Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (National Security Agency-NSA) bütün dünyayı dinlediği Snowden sayesinde ortaya çıkmıştı. Dinlenmenin de rahatsız edici, etik olmayan bir şey olduğu Spectre’ın savları arasında. Ama bunlar ne derece ciddiye alınabilir, bütün derdi düşünmeden eğlendirmek olan bir filmde? Emperyal majestelerinin hizmetindeki bir süper kaharamanı konu alan “Spectre”, Bond filmlerinin kötü adam Anglo-Sakson olmaz kuralına uyuyor mesela. Kadınlara daha fazla kişilik verdiğini iddia ediyor ama bu iddiası da pek inandırıcı değil. Kadınlar yine özünde aynılar, Bond karşısında belki 5 dakika daha fazla soyunmadan durabiliyorlar.

SKYFALL, İYİ BİR FİLMDİ

Fakat bütün bunlar mesele değil. Skyfall, iyi bir filmdi. Bir Bond filmi de iyi olabilir. Fakat “Spectre”da uyumamak için kendimi zorladım. Bu kadar eften püften bir konuya, bu kadar yüzeysel karakterlere ve bu kadar merak uyandırmayan bir olay örgüsüne bir Bond filminde uzun zamandır rastlamamıştım. Esas kız olarak da sevimsiz bulduğum, Abdellah Kechiche’e “Mavi En Sıcak Renktir”den sonra açtığı savaşa tepki duyduğum Lea Seydoux konulunca, filmin çekici olabilecek bir unsuru daha tablodan çıkmış oldu, en azından benim için.

“Spectre” 2,5 saatlik bir vakit kaybı.