Stutgart Kadın İnisiyatifi Sözcüsü, THM Sanatçısı Şirin Üstün, İstanbul Sözleşmesi'nin sıradan bir sözleşme olmadığını belirterek, “Yıllardır kazanılan haklar bir gecede tırpanlandı ve kadın ikincil bir varlık konumuna düşürüldü. Daha sert muhalefet etmek gerekiyor” dedi. Üstün, laik bir cumhuriyetin kadınlar için çok önemli olduğunu da vurguladı.

Stutgart Kadın İnisiyatifi Sözcüsü Üstün: Laik cumhuriyet, kadınların sığınacağı limandır

Şah İsmail Şahin / Stutgart

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla hukuksuz bir şekilde çekildiğini açıklaması sonrasında yaptığı eylemler ve etkinliklerle Almanya’da kamuoyu oluşmasında büyük katkısı olan Stuttgart Kadın İnisiyatifi geçtiğimiz günlerde yine sokaktaydı.

Eylem sonrasında, “Şu süreçte daha sert muhalefet gerekiyor, toplumun da hassasiyetlerinin artmış olması gerekiyor. Oturduğumuz yerden iki tweet, iki mesaj ile muhalif olunmaz ki! Şeriatın sesinin adım adım yaklaştığı bir süreçten geçerken biz kadınlar bir elimizle beşik bir elimizle de dünyayı sallayabiliriz, buna inanıyorum” diyen inisiyatifin sözcüsü Şirin Üstün’le konuştuk.

‘SIRADAN BİR SÖZLEŞME DEĞİL’

Bir sanatçı ve bir kadın olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sanatçı zaten muhaliftir ve halkın yanındadır. Ben kendimi sanatçı olarak tanımlamıyorum, müzisyenim desem daha doğru olur belki. İstanbul Sözleşmesi sıradan bir sözleşme değildir, uluslararası ilk sözleşmedir. Tüm kadınlar için güçlendirici bir sözleşmedir.

Bir gecede acelece alınmış bir karar diye okumuyorum tam tersi planlı bir uygulamadır. Yıllardır kazanılan haklar bir gecede tırpanlandı ve kadın ikincil bir varlık konumuna düşürüldü.

Aslında tek adam rejimi Cumhuriyet’in 100.yılına girerken el etek öpen milyonların tercihidir ne yazık ki! Arap Baharı diye başlayan ve devam eden olaylar zincirinde kadınları, çocukları, toplumları ne hale getirdiğini görüyor ve yaşıyoruz. Bundan en çok etkilenen de kadınlar aslında… Hala demokrasi ve onun ilkelerini anlamamış milyonlarca kadın var. İstanbul Sözleşmesi’nin sadece İstanbul'da oturan kadınları ilgilendirdiğini sanan milyonlar var.

Almanya’dan bakıldığında, Arap ve İslam dünyasına kayış mı var?

Cumhuriyetin duvarından taş çeken ve bize Arap elbisesi giydirmeye çalışan bir zihniyet var. Cumhuriyet İran'da da var. Ama bizi Ortadoğu ülkelerinden ayıran Atatürk´ün kurmuş olduğu laik cumhuriyettir. İşte bu noktada en çok kadınların sesinin çıkması gerektiğini biliyorum. Laiklik din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak adlandırılıyor. Laiklik kadının gerçek adıdır. Zaten iktidarın kadın-erkek eşitliğini yok sayan evlilikte, eğitim -öğretimde, çalışma yaşamında ve hayatın her alanında kadınlara yaptıkları ortadadır. O yüzden laik cumhuriyet kadınların sığınacağı limanıdır.

Bu yaşanılanlara karşı Stuttgart kadın inisiyatifi sözcüsü olarak son sözünüz?

Stuttgart Kadın inisiyatifi sözcüsü olarak, kadın cinayetlerine, şiddete, ayrımcılığa karşı devletin yaptırım gücünü kullanması gerekir. Türk kadını kazandığı hak ve özgürlüklerden vazgeçmeyecektir ve biz kadın dayanışması içinde sahalarda, meydanlarda, sokaklarda olmaya devam edeceğiz.

‘MUHALEFET, EZBER BOZMAKTIR’

Bunca hakkın gasp edildiği bir ortamda muhalefetin tepkilerini yeterli buluyor musunuz?

Muhalefeti halk yeterli görmüyor, bence de muhalefet aslında ezber bozmaktır. İktidarın direttiği, oluşturduğu kabullere karşı çıkmaktır. Şu süreçte daha sert muhalefet gerekiyor, toplumun da hassasiyetlerinin artmış olması gerekiyor. Oturduğumuz yerden iki tweet, iki mesaj ile muhalif olunmaz ki! Sokaktaki her kadın şu anki rejime muhalif aslında fakat bunu topluma çok iyi anlatmak gerekiyor. Şeriatın sesinin adım adım yaklaştığı bir süreçten geçerken biz kadınlar gerçekten bir elimizle beşik bir elimizle de dünyayı sallayabiliriz, buna inanıyorum.