İktidara gelir gelmez içerde ve dışarda saldırgan tutum benimseyen Netanyahu’ya karşı İsraillilerin isyanı büyüyor. Sağcı hükümetin Batı Şeria’daki katliamları ve yargı reformuna karşı, yüz bin kişi Tel Aviv’de sekizinci kez yürüdü.

Suç bakanlığınız başınıza yıkılacak
Fotoğraf: AA

DIŞ HABERLER SERVİSİ

İsrail’de aşırı sağcı Netenyahu hükümeti Filistin’e yönelik şiddet ve baskıları günden güne artırıyor. Aşırı sağın yükselişiyle tekrar seçilen Binyamin Netanyahu, iktidara geldikten bu yana işgal altındaki Batı Şeria’ya yapılan saldırılar şiddetlendi. Son olarak İsrail güçlerinin Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus kentinde çarşamba günü düzenlediği baskın öfkeyi büyüttü. Filistinliler, 11 kişinin öldürüldüğü 100’den fazla yaralanın olduğu Nablus baskınını Gazze Şeridi’nde protesto ediyor. Son yılların en kanlı eyleminin ardından düzenlenen protestolara da tepkisiz kalmayan Netanyahu hükümetinin verdiği talimat doğrultusunda ordu, Gazze’ye hava saldırısı düzenledi.


KİMSE TEHDİT EDEMEZ

Korkulan oldu ve Netanyahu’nun geri dönüşü bölgedeki normalleşme sürecini baltaladı. Netanyahu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ülkesinin ‘kendisini savunmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ ve İran’ın nükleer silah geliştirmesine izin vermeyeceğini söyledi. İran ile 2015’te imzalanan ve kamuoyunda nükleer anlaşma olarak anılan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı (KOEP) eleştiren Netanyahu, "İsrail, dünya üzerindeki hiçbir gücün geleceğini tehdit etmesine izin vermeyecek" dedi.

Başbakan ayrıca Tel Aviv’in Filistin tarafıyla acil müzakerelere hazır olduğunu belirtti.

İLK HEDEF DEMOKRASİ

Bölgesel siyasette krizi tırmandıran ve ülkeyi çatışmaların içine sürükleyen Netanyahu hükümeti, İsrailliler tarafından da 8 haftadır her cumartesi akşam düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto ediliyor. Dışarıdaki saldırgan tavrını iç siyasette de devam ettiren Netanyahu, iktidara gelir gelmez ‘yargı reformu’ ile demokrasiyi hedef aldı.

Times of Israel, sadece Tel Aviv’deki Netanyahu karşıtı protestoya 100 binden fazla kişinin katıldığını belirtti. Protestocular, reformun İsrail’de demokrasinin altını oyacağını ve ülkeyi sosyal ve anayasal bir krizin eşiğine getireceğini savunuyor. ‘Reform’ adı altında yapılacak düzenlemenin İsrail’de demokrasinin altını oyacağını ve ülkeyi sosyal ve anayasal bir krizin eşiğine getireceğini savunan eylemciler, buna karşı mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Eylemde Filistin bayrakları ile “Herkes özgür olana kadar kimse özgür değil”, “Siyonizmden kurtuluş”, "Suç Bakanlığı" yazılı dövizler taşındı, sloganlar atıldı.

Bir grup protestocu, Tel Aviv’in merkezi Ayalon otoyolunu trafiğe kapattı. Polisin müdahale ettiği gruptan bazı kişiler gözaltına alındı. Ülkenin en büyük kentlerinden Hayfa’da son haftalarda gösterilere en yüksek oranda katılım sağlandı. İsrail polisinin aktardığına göre Hayfa’daki gösterilere 30 binden fazla kişi katıldı.

Eylemciler 8’incisi düzenlenen gösteride hükümet binası yakınındaki Kaplan Kavşağı’nda toplandı.

Hafta ortasında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Tuerk, İsrail hükümetinin sunduğu yargı reformunun ülkedeki dezavantajlı kesimlerin haklarını olumsuz etkileyebileceğine dair endişesini dile getirerek reform planının askıya alınması çağrısında bulunmuştu.
Pazartesi günü İsrail parlamentosu Knesset, yargı reformunun ilk bölümünü ilk oylamada onayladı. Reform, yeni yargıçların seçiminde kabinenin söz sahibi olmasını sağlayarak Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandıracak ve parlamentonun, mahkemenin alacağı kararları mutlak çoğunlukla geçersiz kılmasına olanak sağlayacak.

***

NOT:

İsrail’in mevcut yargı mevzuatı, 1948 yılında devletin kurulmasından bu yana yürürlükte. Bu mevzuat uyarına İsrail’in bir anayasası ve anayasa mahkemesi olmadığı için anayasal denetim Yüksek Mahkeme tarafından sağlanıyor.

Hükümet kararlarının büyük bölümü Yüksek Mahkeme’nin gözetimi altında ve söz konusu kararlar, gerektiğinde iptal edilebiliyor. Yeni yargı planına göre, koalisyon hükümeti, yargı mensuplarını atama komitesinde şu an 9 olan üye sayısını 11’e çıkaracak ve bu üyelerin 7’sini kendisi seçecek. Bu üye çoğunluğu, hükümetin, yargıçların atanmasında tek söz sahibi olacağı anlamına geliyor.