Sinema sanatçıları ve meslek örgütlerinin girişimiyle İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için imza kampanyası başlatıldı

Sinema sanatçıları ve meslek örgütlerinin girişimiyle İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için imza kampanyası başlatıldı.

“Masum Gazze halkı günlerdir sistematik bir şekilde soykırıma uğratılıyor. Çocuklara, kadınlara, yaşlılara, gazetecilere ve canlı olan her şeye hedef gözetmeksizin saldıran İsrail devleti insanlık suçu işliyor. Dünyanın bütün sinemacılarına sesleniyoruz: Suça sessiz kalmayın, İsrail savaş makinesini ifşa edin!” şeklindeki metne, 11 meslek örgütü ve 153 sinema sanatçısı imza attı.

İmza metni dünya sinemacıları ile de paylaşıldı.

Metne “https://www.change.org/tr/kampanyalar/sinema-ve-televizyon-eseri-sahipleri-meslek-birligi-suca-sessiz-kalmayin-2” adresindeki internet sitesinden de ulaşılabilir ve  imza atılabilirsiniz.

Metni imzalayan meslek birlikleri şunlar;

Sinema Oyuncuları Meslek Birliği (BİROY), Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB), Film Yapımcıları Meslek Birliği (FİYAB), Senaryo ve Diyalog Yazarları Meslek Birliği (SENARİSTBİR), Senaryo Yazarları Derneği (SENDER), Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SESAM), Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SETEM), Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Akademi Derneği (SETEM Akademi Derneği), Sinema eseri Yapımcıları Meslek Birliği (SE-YAP), Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SİNEBİR), Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği (TESİYAP) ve Yeni Sinema Hareketi.

Batı’nın tarihsel sahtekârlığı...

Unutulması mümkün değil, Nazizm kısa bir süre önce tüm Avrupa’yı sömürgeye dönüştürmüştü. Toplu katliamlar yaşandı, milyonlarca insan işkencelere, deneylere tabi tutuldu, öldürüldü. Çeşitli Avrupa ülkelerinin hükümetleri ise savaş sonrası çalınan hazinelerinin peşine düştü. Karşılığında Almanya’dan ayni ve nakti tazminat istediler ve sonuçta kültürel eserler, resimler, heykeller ve vitraylar sahiplerine geri verildi. Savaşın hemen ertesi Avrupalılar özellikle bir konuda ısrarlıydılar; Almanya yaptıklarının bedelini ödemeliydi. Eichmann duruşmasının açılışında Herr Adenauer, Alman halkı adına Yahudi halkından özür diledi ve İsrail devletine Nazi suçlarının tazminatı olarak muazzam miktarda para ödenmesi konusunda ülkesinin verdiği sözü bir kez daha yineledi.

Ancak yine de Alman hükümetleri, işlenen savaş suçları karşılığında bütün tazminatları ödemediği gerçeği tarihselliğini koruyor. Aslında yenik devlete yüklenen tazminatlar ondan tam olarak istenmemişti, çünkü zarar gören ülkeler Almanya’yı antikomünist savunma sistemlerine dahil etmişlerdi. Komünizm tehlikesine karşı kalkan olacak bir güç... Sömürgeci ülkeler, eski sömürgelerini Batı sistemine entegre etmeyi başaramayınca askeri üsler ve özel bölgeler elde etmeye çalıştılar. Sahtekâr Batı aslında taleplerini unutmaya istekliydi hem de bunun için ‘NATO stratejisi’ ve özgür bir dünya adına oy birliğiyle karar verdiler. Tam tersi olarak Almanya’nın milyon dolarlar ve teknoloji desteği elde ettiğini gördük. Eh! Sömürgeci Batı için tekrar ayakları üstünde duran güçlü ve etkili bir Almanya zorunluydu çünkü. Almanya ise Avrupa’nın bu krizini gayet iyi kullandı.

Sahtekar Batı şimdi başka türlü ama bir yanıyla benzer oyunu başta Filistin toprakları olmak üzere tüm Ortadoğu coğrafyasında yineliyor. Başta Afrika ülkeleri olmakla birlikte diğer yoksul ülkeleri de sömürgeleştirerek zenginleşen ve uygarlaşan(!) ABD ve Batı, Ortadoğu’da İsrail’i karakolu haline getirdi ve bölgeyi sömürmeye devam ediyor. İsral’in Filistin’de son bir aydır sürdürdüğü katliama ses çıkarmıyor. Batının yalandan verdiği sinik demeçleri aslında kimse yemiyor, çıkarlar söz konusu olunca çıkan sesler de cılız kalıyor.

IŞİD’in katliamları da yenilir yutulur türden değil... Irak’tan gelen fotoğraf ve haber görüntüleri korkunç. Bu örgüte istihbarat, savaşan insan gücü ve silah desteği veren ülkeler deşifre edilmeli. Batı bu insanlık dramına da sessiz...

Dünyayı yorumlamaktan bitap düştük, artık değiştirme zamanı... Daha önce de yazmıştım değişim; din, ırk, mezhep ve ülke ayrımı gözetmeksizin Ortadoğu halklarının sömürgecilere karşı örgütsel birlğinde...Karl Marx’dan, “Felsefe İncelemeleri” kitabından bir alıntı;

“Eğer insan, bütün bilgi, duyum vs.yi duyulara açık dünyamızdan ve bu dünya içindeki deneylerinden elde ediyorsa, aslında önem taşıyan husus, gözümüzün önündeki dünyayı, bunun içinde insanın gerçekten insani olanı yaşayabileceği ve ona alışabileceği, insan olma niteliğini kendi içinde hissedebileceği bir şekilde düzenlemektir.”