Soma işçi katliamıyla ilgili yargılananlar, patron Can Gürkan hariç bu suç ağacının en alt basamağındakilerdir

Suçlusunuz: Soma  katliamı suç ağacı

Zola, L’Aurore gazetesinde yayımlanan Dreyfus davasıyla ilgili ünlü mektubuna “Sayın Başkan” diye başlıyordu. Ben böyle bir hitaba gerek duymuyorum. Zola “Suçluyorum” diyordu, ben suçlusunuz diyorum. Çünkü Soma’da katledilen 301 işçinin kanı bugün hâlâ ellerinizde, buna rağmen rahat ve pervasızsınız, arkanıza aldığınız kolluk kuvvetleriyle sokaklardaki muhalefeti pervasızca öldürmeye, icazet verdiğiniz patronlarınızla işçileri madenlerde ölüme göndermeye, yargı düzeninizle kendinizi aklamaya, size biat eden yandaş medyanızla ve büyük bölümünü doğrudan ya da dolaylı olarak ele geçirdiğiniz merkez medya aracılığıyla geniş kitleler üzerinde dezenformasyon yaratmaya devam ediyorsunuz. Beştepe’de fiilen kurduğunuz cunta rejimini 1 Kasım seçimleri sonrası resmiyete dökme hayalleri kuruyorsunuz. Ama unutmayın, o hayalleri başınıza yıkacak insanları da var bu ülkenin. Kendinizi bu ülkenin sahipleri olarak görüyorsunuz ama Türkiye, yandaş patronlarınıza, oğullarınıza, damatlarınıza ve uluslararası sermayeye istediğiniz gibi peşkeş çekebileceğiniz, bütün kaynaklarını sömüreceğiniz, çalabildiğiniz kadar çalıp çırpacağınız, çocuklarını, gençlerini, yoksullarını ve devrimcilerini canınız istediği zaman öldürebileceğiniz bir ülke değil. Bu ülkenin asıl sahipleri emekçilerdir, bütün ücretli çalışanlardır, yoksulluğa itilmiş milyonlardır, sokaklarda mücadeleyi sürdüren gençlerdir, düşünenlerdir, yazanlardır, ellerinden geldiği kadar yalansız yaşamaya çalışanlardır, ağaçlardır, köpeklerdir, kuşlardır, katlettiğiniz kuzey ormanlarından kendilerini boğaza atıp Bebek’e yüzen yaban domuzlarıdır.

Sömürü düzeniniz ilelebet sürmeyecek, sizin kışınızda elbet bir gün gelecek ve bütün yaptıklarınız için hesap vereceksiniz. Ben buna inanıyorum ve bu inançla yazıyorum. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Soma’da katledilen 301 işçinin baş sorumlusu sensin, suçlusun. Ve diğerleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Özgür Özel’in Eynez Ocağı’yla alakalı araştırma önergesini katliamdan yirmi gün önce reddeden AKP milletvekilleri, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü ve yöneticileri, Türk-İş’in işçi düşmanı başkanı, genel sekreteri, yöneticileri ve bürokratları ile Türk-İş’e bağlı Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Türkiye Maden İşçileri Sendikası Soma Temsilciliği’nin yöneticileri, halk düşmanı patronlar baba-oğul Alp Gürkan ile Can Gürkan, işçi katliamının açığa çıktığı günlerde ve sonrasında her türlü manipülasyonu yapan dönemin Soma Kaymakamı, terfi ettiği makam itibariyle İstanbul Vali Yardımcısı Bahattin Atçı, yerde yatan işçiyi tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel ve en alt basamakta yargılanan diğerleri, suçlusunuz. Suçlarınızı aşağıdaki suç ağacına tek tek yazdım, eksiği var, fazlası yok. Soma Eynez Ocağı’nda 13 Mayıs 2014’te katlettiğiniz 301 işçinin çocukları bugün bayrama babasız girdiyse eğer, bunun sorumlusu sizsiniz, suçlusunuz!


1)RECEP TAYYİP ERDOĞAN
İdarenin denetim sorumluluğu esası ile yürütme erkinin başı ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, madenlerin işletilmesinde özelleştirmeyi desteklemiş, 2012 yılında maden ocağı açılma iznini yetkili makamlardan alıp doğrudan Başbakanlığa ve kendi imzasına bağlamış, ancak buna ilişkin kamusal denetim ve düzenleme görevlerini yerine getirmemiştir. Ocakların denetlenmesi açısından verilen bütün önergelerin AKP oylarıyla reddedilmesine ön ayak olmuştur. Eynez Ocağı hakkında Özgür Özel tarafından katliamın gerçekleşmesinden 20 gün önce verilen araştırma önergesi Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla ve AKP’li vekillerin oylarıyla reddedilmiş, Kraldan daha kralcı olan Şamil Tayyar isimli halk düşmanı, Özgür Özel’i gündem değiştirmekle suçlamıştır. Dolayısıyla dönemin başbakanı ve mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devlet kurumu olan Türkiye Kömür İşletmeleri’nin ruhsat sahibi olduğu maden ocağında gerçekleşen katliamın meydana gelmesinde, olası kast ile insan öldürme, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarını işlemiş olması şüphesiyle yargılanmalıdır. Ayrıca 3500 korumayla gittiği Soma’da “Başbakanı yuhalarsanız tokadı yersiniz,” sözünün ardından Yeşil Portakal markette bir genci tokatlayıp darp etmesi de hukuki merciler tarafından bilahare incelenmeli ve o hususta da yargılanmalıdır.

2) TANER YILDIZ
Katliamın gerçekleştiği Eynez Maden Ocağı’nın ruhsatı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na ait olup, dönemin bakanı Taner Yıldız’ın üst işveren sıfatı mevcuttur. Maden ocağının işletmesinin devredilmesi ihaleye tabii iken Soma Kömürcülük A.Ş.’ye ihalesiz işletme devrini onaylamıştır. Türkiye Kömür İşletmeleri’nin çıkarılan bütün kömürlere alım garantisi vermesini onaylamış, böylece katliamın ana nedenlerinden olan üretim zorlamasına doğrudan etki etmiştir. Hem yürütme görevi hem de ruhsat sahibi işveren olarak düzenleme yapma, denetleme görevlerine aykırı davranmış olduğundan Bakan Taner Yıldız, görevi kötüye kullanma, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarını işlemiş olması şüphesiyle yargılanmalıdır.

3)FARUK ÇELİK
Türkiye Kömür İşletmeleri’nin sahibi olduğu Eynez Maden Ocağı’nda üst işveren sıfatına haiz olmasına rağmen, gerekli düzenlemeleri yapma ve denetleme görevlerini yerine getirmemiş, maden ocağında taşeronlaşma ile ilgili hiçbir araştırma yaptırmadığı gibi taşeronlaşmayı ve işçiler üzerindeki üretim baskısını teşvik etmiş, işçi sağlığı ve güvenliği ile çalışma şartlarının denetlenmesi ve bunlara ilişkin düzenlemeleri yapmamıştır. Faruk Çelik, görevi kötüye kullanma, olası kast ile insan öldürme, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarını işlemiş olması şüphesiyle yargılanmalıdır.

4) TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ (TKİ) GENEL MÜDÜRÜ, YARDIMCILARI VE MÜFETTİŞLERİ
Eynez Ocağı’nın ruhsat sahibi olması ile TKİ üst işveren sıfatına haiz olup, Soma Kömürcülük A.Ş. yetkilileri ile aynı sorumluluklara sahiptir. Özelleştirme öncesi TKİ tarafından işletilen ocağın yüksek yangın riski altında olduğu, yüksek miktarda güvenlik yatırımları yapılmaması halinde yangın ve su baskınları sebebiyle telafisi imkânsız zararların doğacağı, kurum dosyasında mevcut raporlarla da tespit edilmiş ve kurumca da açıkça bilinmektedir. Ayrıca üst işveren olarak maden mevzuatı ve iş hukuku mevzuatı gereğince maden ocağını işleteni hem üretim hem de işçi sağlığı ve güvenliği açısından denetleme, konuyla ilgili düzenleme yapma yetkilerine de haizdir. Ancak TKİ Genel Müdürü ve yönetimi ocağın ihalesiz devredilmesini onaylamış, üretimin ilgili sözleşmelere ve projelere uygun olup olmadığını denetlememiştir. Bütün bunlar dolayısıyla TKİ Genel Müdürü, Yardımları ve Müfettişleri, görevi kötüye kullanma, olası kast ile insan öldürme, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, neticesi itibariyle ağırlaşmış yaralama suçlarını işlemiş olma şüpheleriyle yargılanmalıdır.

5) TÜRK-İŞ / TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI / TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI SOMA TEMCİLCİLİĞİ
Sendika patrona karşı işçilerin çalışma koşullarını düzeltme amacıyla kurulmuştur. Ancak katliamın meydana geldiği ocakta çalışan işçilerin bütün uyarılarına rağmen, Türk-İş’e bağlı Türkiye Maden İş Sendikası ve Türkiye Maden İş Soma Temsilciliği üstüne düşen vazifeyi yerine getirmemiştir. Eynez Ocağı’yla ilgili şikâyete gelen onlarca işçiyi sendikadan kovmuşlardır. Türk-İş ve ona bağlı sendikalar açıkça patronla işbirliği yapmış, taşeronlaşmayı desteklemiş, işçilerin üretim baskısıyla çalışmasına göz yummuş, ocakta işçilerin çalışma şartlarını iyileştirir düzenlemeler yapmak yetki ve görevlerini kullanmak yerine patronlarla beraber hareket edip açıkça işçi düşmanlığı yapmıştır. Ölen her işçinin kanında Türk-İş’in ve ona bağlı sendikaların da payı vardır, tarihsel perspektiften bakıldığında, sendika sıfatı taşımaları nedeniyle birinci dereceden sorumluluk sahibidirler. İlgili sendikaların başkanları, yetkilileri ve görevlileri, görevi kötüye kullanma, olası kast ile insan öldürme, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarını işlemiş olmaları şüphesiyle yargılanmalıdır.

6) ALP GÜRKAN
Soma Kömürcülüğün de bağlı olduğu holdingin asıl ve gizli patronudur. Ocağın ihalesiz ve yasaya aykırı devri Alp Gürkan’ın yönetim kurulu başkanlığı sırasında olmuştur. Ocak, Soma Kömürcülük tarafından işletildiği dönem boyunca, güvenlik yatırımları yapılmaksızın, projelere uymaksızın, sadece daha fazla kömür çıkarılması amacı ile işletilmiştir. 2006’dan bu yana özellikle elektrik ve havalandırma projeleri dahi güncellenmemiş ve güvenli üretim için gerekli düzenlemeler yapılmamıştır. Açıkça ortadadır ki katliamın gerçekleşmesi bir günde olmamıştır. Alp Gürkan da olası kast ile insan öldürme şüphesiyle yargılanmalıdır.

7)BAHATTİN ATÇI
Dönemin Soma Kaymakamı Bahattin Atçı, katliamın açığa çıktığı günlerde yazılı ve görsel basın aracılığıyla geniş kitleler üzerinde manipülasyona neden olmuş, resmi makamlar ve işçi düşmanı sendika yöneticileriyle bire bir kurduğu ilişkiler yoluyla işçi eylemlerinin önüne geçmeye çalışmış, işçilerin ve ailelerinin yürüteceği hak ve hukuk mücadelesini engellemiştir. Katliamın dördüncü gününden itibaren Soma giriş çıkışlarını bölgeye gelen yurttaşlara, dayanışma gönüllülerine ve avukatlara kapatmış, Soma’ya sadece ailelerle görüşmek üzere bir takım sahte din adamlarının girişine izin vermiştir. İsmailağa cemaatine bağlı bu din adamları ailelere yaşananların işçi katliamı değil fıtrat olduğunu anlatmışlar, kaderlerine razı olmaya teşvik etmişlerdir. Yakınlarını kaybeden ailelere sus payı olarak ödenen paraların alışverişinde Türkiye Maden İş sendikasıyla birlikte aracılık yapmıştır. Soma’ya gelen bütün yardımların, hükümetin yardımlarıymış gibi dağıtılmasında öncülük etmiştir. Sonuç olarak Bahattin Atçı kamu görevlisi olarak görevini kötüye kullanmıştır. Yaptıklarının cezasını çekmemiş, ödül olarak İstanbul Vali Yardımcılığı’na terfi etmiştir.

8)YUSUF YERKEL
Soma’da Özel Harekât polislerinin yerde sürüklediği bir işçiyi tekmelemiş, Başbakanlık müşaviri olarak görevini kötüye kullanma ve darp suçlarıyla yargılanması gerekirken hiçbir ceza almamış, bunun yerine tekme attığı ayak için bir haftalık doktor raporu almıştır.

9)YARGILANANLAR
Katliamın meydana geldiği maden ocağını işleten Soma Kömürcülük A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, ocaktan sorumlu genel müdür Ramazan Doğru, işletme müdürü ve işveren vekili Akın Çelik, işletme müdür yardımcısı İsmail Adalı, üç vardiya amiri Mehmet Ali Günay Çelik, Hilmi Kazık ile Yasin Kurnaz, teknik nezaretçi ve hazırlık başmühendisi Ertan Ersoy; Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/81 E. sayılı dosyasında tutuklu bulunan sanıklardır, olası kast ile insan öldürme suçu işledikleri şüphesiyle yargılanmaktadırlar.

Sonsöz
Soma İşçi Katliamı hakkında yargılananlar, patron Can Gürkan hariç bu suç ağacının en alt basamağındakilerdir. Belli bir ceza alsalar bile kendileri dışındaki sorumlular ve yetkili makamları işgal edenler bu işçi katliamı davasından muaf tutulmuşlardır. Soma Davası bir unutuluşa mı terk edilecek? Beştepe Cuntası ve onun kukla yargı sistemi yerlerinde durdukça evet, görünen odur, 21 Eylül 2015 günü itibariyle vaziyet budur.