DİSK Eski Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile DİSK Eski Genel Sekreteri Musa Çam, Gezi Davası tutuklularından Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater ve Mine Özerden'i ziyaret ettiler.

Kaynak: Haber Merkezi
Süleyman Çelebi ve Musa Çam'dan Gezi tutuklularına ziyaret: "Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza"

DİSK Eski Genel Başkanı ve 24. Dönem CHP İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi ile DİSK Eski Genel Sekreteri ve 24-25-26. Dönem İzmir Milletvekili Musa Çam, Gezi Davası’nda hukuksuz biçimde yargılanarak hapse mahkum edilen Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater ve Mine Özerden'i Bakırköy Kadın Cezaevi’nde ziyaret etti.

26 Eylül'de gerçekleşen ziyarete ilişkin basın açıklamasında bulunan Çelebi ve Çam'ın bugünkü ortak açıklaması şu şekilde:

"Biz iki eski milletvekili, emek ve demokrasi mücadelesine yıllarını vermiş iki DİSK’li olarak, 12 Eylül’ün 43. yıldönümünde, Silivri Cezaevi’nde bulunan Merdan Yanardağ, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın görüşüne giderek başlattığımız cezaevi ziyaretlerine 26 Eylül 2023 Salı günü Bakırköy Kadın Cezaevi’nde Mücella Yapıcı, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’le yaptığımız görüşmeyle devam ettik.

Gezi Davası’ndan haksız ve hukuksuz bir şekilde peşinen, keyfince cezalandırılmak, hatta “intikam almak” için yıllarca hapse mahkûm edilmiş diğer arkadaşlardan Hakan Altınay ve Osman Kavala dostlarımızla, sınırlı sayıda görüşme izni verildiğinden ileri bir tarihte görüşeceğimizi buraya not düşelim. Adaletsizliğe uğramış, keyfi yargılamalarla ve siyasi kararlarla içeriye atılmış dostlarımızı tek tek kucaklayacağız.

Kimi yıllardır kimi de aylardır cezaevindeler. Tutsaklar!.. İtiraz ettikleri için, direndikleri için, direnmeyi “önerdikleri” için içerideler. Haksızca, hukuksuzca, adalet ayaklar altına alınarak yargılandılar… Beraat ettiler önce ama tek adam rejimi infazlarını istediğinden, dünya adalet tarihine geçecek bir adaletsizlikle yeniden “yargılanıp” içeri atıldılar!..

Onların bir tek suçları vardı, yaşadıkları toprakların halklarına, tarihine, bugünü ve geleceğine dair hissettikleri sorumlulukları gereği ülkelerine sahip çıkma düşünceleriydi. Yani, çeyrek yüzyıldır ülkemizi koyu bir karanlığa hapsetmeye çalışan “anlayışa/uygulamalara” karşı bıkmadan, yılmadan, yorulmadan, çekinmeden, “başlarına gelebileceklerden” korkmadan düşüncelerini açıklamaları ve direnmeleriydi!.. Sahipsizlerin sahibi oldular, cumhuriyet gibi…

Onlar gibi binlerce, on binlerce direnen yoldaşlara (fiziken dışarıda kalanlara) gönderdikleri sıcacık selam ve sevgilerini sizlere iletmek üzere kucaklayarak, tekrar dışarıda görüşme umuduyla ayrıldık…

Cemal Süreya’nın “Yarımada” şiirinin o unutulmaz dizesi dudaklarımızdaydı ardımızdan kapanan kapıları geçerken: "Biz kırıldık daha da kırılırız, Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza..."