Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla “Suriye” konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sona erdi. Üç lider zirve sonrasında ortak açıklama yaptı. Açıklamalardan satır başları şöyle: PUTİN’İN AÇIKLAMALARI Yoğun bir koordinasyon Suriye krizinin çözümü için çalışmalar yapıyoruz. Bugün krizin çözümü için önemli çalışma alanları belirledik. Suriye’de barışın sağlanması ve […]

“Suriye krizine siyasi çözüm umutları daha önce hiç bu kadar filizlenmemişti”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla “Suriye” konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sona erdi. Üç lider zirve sonrasında ortak açıklama yaptı.

Açıklamalardan satır başları şöyle:

PUTİN’İN AÇIKLAMALARI

  • Yoğun bir koordinasyon Suriye krizinin çözümü için çalışmalar yapıyoruz. Bugün krizin çözümü için önemli çalışma alanları belirledik.
  • Suriye’de barışın sağlanması ve Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için gerekli sürece Rusya, Türkiye ve İran sayesinde ulaşılmıştır.
  • İdlib’te çatışmasızlık bölgesi kurulması geçici bir tedbir ve teröristlerin saldırıları cezasız kalmayacaktır.
  • Suriye’de insani sorunların çözümü için çabalarımızı sürdüreceğiz. BM katılımıyla Suriye toplantılarının yapılması konusunda mutabık kaldık. Astana görüşmelerinin bir sonraki turu mart sonu nisan başında yapılacak.
  • Önemli olan Astana formatındaki üç ülke de iş birliğini pekiştirmeye niyetlidir. Astana formatı, önemli olduğunu teyit etmiştir. Suriye’de nihai barışın sağlanması ve istikrarın sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Dışişleri bakanlarımız, bölge ülkelerin de bu formata gözlemci olarak katılmaları için çalışmalar yapacaklar.
  • Suriye’de insani sorunların çözümü için çabalarımızı sürdürüceğiz. BM katılımıyla Suriye toplantılarının yapılması konusunda mutabık kaldık.
  • Ana amaç Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak olmalıdır. Bu İdlib bölgesi için de Fırat’ın doğusu için de geçerlidir.
  • Özellikle terörle mücadeleyle ilgili faaliyetlerimizi de değerlendirdik. İdlib muhtırası konusunda da bir değerlendirme yaptık. Eminiz ki Suriye’de ateşkesin sağlanması, terörle mücadeleye bir zarar vermemelidir. İdlib’de çatışmasızlık bölgesi kurulması geçici bir tedbirdir ve teröristlerin saldırıları cezasız kalmayacaktır. ABD’nin askerleri Suriye’den çekilecekse bu Suriye’nin istikrarına katkı sağlayacaktır. Suriye’de nihai barışın sağlanması ve istikrarın sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz

RUHANİ’NİN AÇIKLAMALARI

  • ABD, DEAŞ’lıların bir kısmını Afganistan’a aktarıyor. Orta Asya ve diğer bölgeler için çok tehlikeli olabilir.
  • Üç garantör, çatışmaların azalması ve Suriye’nin istikrarının sağlanması için çabalarına devam edecek.
  • Türkiye hükümetinin güvenliği önemlidir. Türkiye hükümetinin Suriye konusunda müsterih olması lazım. Biz Suriye’nin komşu ülkeleriyle kardeşçe ve dostça ilişkiler kurmasını istiyoruz. Suriye için uzun vadeli bir güvenlik sağlayabiliriz. Hepimizin Suriye’nin toprak bütünlüğüne dikkat etmemiz gerekir. Kürtlerin haklarına önem vermemiz gerekir. Türkiye’nin güvenliğine de önem vermemiz gerekir.
  • Umarız ki Suriye halkı yıllarca sıkıntıdan sonra barış ve huzur dolu bir geleceğe kavuşurlar. Uluslararası toplumun da mültecilerin bir an önce evlerine dönmeleri konusunda çalışması lazım. Bu üç ülkenin iş birliği Suriye’ye istikrarın geri dönüşünde çok önemli.
  • İdlib nasıl temizlensin ki siviller zarar görmesin? Teröristler ve sivilleri nasıl ayırt edelim? Bunu önceki toplantılarda konuştuk ve bir mekanizma kurduk. Şu ana kadar mekanizmanın etkisi olmadı. Bu toplantıda yine tartıştık. Ateşkes anlaşmaları geçicidir. Teröristlerin kesinlikle temizlenmesi gerekiyor.
  • ABD’lilerin Suriye için uzun vadeli komplo düşündüklerini düşünüyoruz. ABD çıksa bile hava sahasından tacizleri devam edebilir. Bizim görüşümüz şöyle; Fırat’ın doğusu ve İdlib temizlendikten sonra Suriye hükümetine geri verilmeli. ABD Suriye’den tam olarak çıkarsa kesinlikle Suriye halkı için mutluluk verici olacaktır. Afganistan’dan ve Irak’tan karar verip çıkarsa o bölgelerin halkları için çok mutluluk verici olacaktır.

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI

  • Terörün sonu hezimettir. Gerek ülkemizi, gerekse İran’ı hedef alan terör örgütleri eninde sonunda kaybetmeye mahkumdur.
  • Ne İdlib’de ne de Suriye’nin başka bölgelerinde yeni insani krizlerin, yeni dramların yaşanmasını istemiyoruz.
  • (ABD’nin Suriye’den çekilme kararı) Sürecin PYD, YPG ve DEAŞ’ın istismar edeceği bir güç boşluğuna mahal vermeden yürütülmesi şarttır.
  • İdlib muhtırasıyla üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Rejimin ateşkese uyması noktasındaki beklentimizi de Rus ve İranlı mevkidaşlarıma ilettim. İdlib’in gerginliği azaltma bölgesi statüsünün korunması ve bölgedeki provokatif girişimlere karşı ortak mücadele etme kararlığımızı teyid ettik.
  • Birleşmiş Milletler ile koordinasyon halinde muteber ve dengeli bir komitenin en kısa sürede faaliyete geçmesini arzu ediyoruz.
  • Üç garantör ülke olarak Suriye ihtilafının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı temelinde çözüme kavuşturulmasına yönelik çabalarımızı sürdürmekte kararlıyız. Zirve toplantılarını devam ettirmek hususunda da Sayın Putin ve Sayın Ruhani’yle mutabıkız.
  • Suriye krizine siyasi çözüm umutları daha önce hiç bu kadar filizlenmemişti. Denizi geçmişken şimdi derede boğulamayız.
  • Soçi Zirvesi’nin beşincisini Türkiye’de yapacağız.

ORTAK BİLDİRİ YAYIMLANDI

Türkiye, Rusya ve İran liderleri, Soçi’de düzenlenen Suriye konulu zirvede imzaladıkları ortak açıklamada, Suriye’de terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılması, ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin milli güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını yineledi. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Soçi’de dördüncü kez bir araya geldikleri zirvede ortak bir açıklama kabul etti.

Açıklamada, liderlerin Suriye’de sahadaki güncel durumu ele aldıkları, 7 Eylül 2018’de Tahran’da yapılan son zirvenin ardından meydana gelen gelişmeleri değerlendirdikleri kaydedildi.

Üçlü eş güdümü güçlendirme ve Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne olan kararlılıklarını vurgulayan liderler, bu ilkelere hiç kimse tarafından halel getirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Açıklamada, “Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin milli güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir.” ifadesi kullanıldı. 

Liderler, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra, komşu ülkelerin milli güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etti.

Bu çerçevede açıklamada, “ABD’nin güçlerini Suriye’den geri çekme kararının hayata geçirilmesi halinde, bunun ülkenin istikrar ile güvenliğini yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak güçlendirmeye hizmet edecek bir adım olacağını not etmişlerdir.” denildi.

İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Heyet Tahrir Şam’ın bölge üzerindeki kontrolünü artırma girişimlerini reddeden üç lider, Soçi mutabakatı dahil, bölgeye ilişkin anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle bölgedeki ateşkes ihlallerinin azaltılmasını temin etmek için somut adımlar atma konusunda mutabık kaldı.

Devlet başkanları, ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından “terörist” olarak tanımlanan IŞİD, Nusra Cephesi ile El Kaide ve diğer örgütlerle bağlantılı tüm birey, grup, teşebbüs ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etti.

Açıklamada, “(Liderler) Suriye’nin kuzeydoğusundaki durumu ele almışlar ve ülkenin egemenliği ile toprak bütünlüğüne saygı gösterirken, bu bölgenin güvenlik, asayiş ve istikrarının temini için mevcut anlaşmalar uyarınca da dahil olmak üzere, faaliyetlerinde eş güdüm yapmak hususunda mutabık kalmışlardır.” ifadesine yer verildi.

Siyasi çözüm ve anayasa komitesi 

Liderler, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve krizin yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, BM’in kolaylaştırıcılığında, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yineledi.

Üç garantör ülke lideri, krize siyasi çözüm bulma çabaları kapsamında kurulacak Anayasa Komitesi’nin en kısa sürede kurulmasını hızlandırmaya yönelik kararlılıklarını teyit etti. 

Bu çerçevede liderler, Suriyeli taraflar ve BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’le etkileşimi ve eş güdümü sürdürmenin önemine işaret etti.

Alıkoyulanların serbest bırakılması için kurulan çalışma grubunun çabaları çerçevesinde, bu kişilerin karşılıklı olarak salıverilmesinden duydukları memnuniyeti ifade eden liderler, Astana formatının sorunun çözümüne yaptığı önemli katkılara da atıfta bulundu.

İnsani altyapının güçlendirilmesi ve geri dönüşler

Suriye’de insani altyapının tesis edilmesi konusuna da değinen liderler, yardım göndermek ile su ve enerji kaynağı şebekeleri, okullar ve hastaneler dahil insani altyapıyı eski haline getirmek suretiyle Suriye’ye yapılan yardımı artırmaları için başta BM ve insani yardım kuruluşları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulundu.

Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye’de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altını çizen üç lider, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflarla etkileşimi sürdürmeye hazır olduklarını bildirdi.

Liderler, Astana’da 12. kez düzenlenecek bir sonraki Suriye konulu uluslararası toplantının nisan ayında yapılmasında mutabık kaldı.

Bir sonraki üçlü zirvenin ise Türkiye’de yapılması kararlaştırıldı.

Ortak açıklamada, Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin, farklı alanlarda yürüttükleri işbirliğini ele aldıkları, ortak ekonomik ve ticari işbirliğini güçlendirme kararı aldıkları da kaydedildi.

Liderler, İran’ın Sistan-Belucistan Eyaleti’nde gerçekleştirilen terör eylemini kınarken, Putin ve Erdoğan, İran halkı ile hükümetine taziyelerini sundu.