Suriyeli yazar Velid Mimari, Edebiyatçılar Derneği'nin davetlisi olarak Ankara

Suriyeli yazar Velid Mimari, Edebiyatçılar Derneği'nin davetlisi olarak Ankara'ya konuk oldu. Hem çocuklar, hem de büyükler için öyküler kaleme alan Mimari, 1960'dan bu yana yazıyor. 16 yayımlanmış kitabı olan Mimari'nin Suriye ve Arap ülkelerindeki ünü "Teşrin" adlı gazetedeki eleştirel yazılarından ileri geliyor. Mimari, "Benim köşem, halkın çektiği acıları yansıtan bir köşedir. Eleştirel ve mizahi bir dil kullanıyorum. Hatta kimi durumlarda kırıcı ve yaralayıcı da olabiliyorum" dedi.

Aziz Nesin, Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk'u tanıdığını ifade eden Velid Mimari, Aziz Nesin ile tanışıklığının da bulunduğunu söyledi. Mimari, Aziz Nesin ile yaşadı klarını şöyle aktardı:

"Aziz Nesin, Said Murad adında bir yazarımızın davetlisi olarak Suriye'ye gelmiş ve Murad'ın evinde verdiği davete katılmıştı. Bir çok konuyu karşılıklı konuştuk.

Mizah konusunda bu kadar sayısız öyküyü nasıl bulduğunu sormuştum kendisine. O zaman bana, 'Çok çocuğum olduğu için bu kadar ürün ortaya koyuyorum. Ancak, 12-14 çocuğum olsaydı daha çok eser yaratırdım' demişti. Tabii ki ciddi değildi yanıtında. Yine mizah yapmıştı.

Şam'daki tarihi Emevi Camii'ne gitmiştik birlikte. O caminin avlusunda bir Türk ile karşılaştık. O an Aziz Nesin'in insanlarla hemen kaynaştığını hissettim.

O kişi Aziz Nesin'i tanımıyordu, bir süre sonra ona 'sen kimsin?' diye sordu. 'Ben Aziz Nesin'im' deyince üç adım geri çıktı. Bu korkudan mıdır, saygıdan mıdır anlamadı m. O olay ve yaşadığım birkaç anı sayesinde onun neden 'Aziz Nesin' olduğunu anladım."

Aziz Nesin'i "hocası" olarak gördüğünü dile getiren Mimari, "Ama başka hocaları m da var şüphesiz. Gogol'dan başlayabilirim. Sayısız Arap hocalarım da var örnek aldığım..." dedi.

'SURİYE'NİN DAYANACAK GÜCÜ VAR'
Suriye'de siyasi partilerin iktidarın dış politikası na destek vermek üzere "İlerleyici Cephe" adı altında örgütlendiklerini ifade eden Mimari, "Temel amacımız Suriye'nin şu an maruz kaldığı saldırganlığa karşı koymaktır" diye konuştu. "Her şeyden önce biz Amerika'dan korkmuyoruz" diyen Mimari, şöyle konuştu:

"İşgali hoş görecek bir halk zaten yeryüzünde olamaz. Biz de ambargolara karşı koyabilecek durumdayız. Çok fazla etkilenmeden buna dayanabileceğimize inanıyoruz. Küba'ya 50 yıldır ambargo uygulanı yor. Buna rağmen direniyor. ABD'ye sadece birkaç yüz kilometre uzaklıkta olması na rağmen bunu başardı.

Suriye halkı siyasi görüşü ne olursa olsun ABD'nin politikasına karşı koyma yönünde birleşti. ABD, zaten Irak'ta büyük kayıplara uğramıştır. Bir de bu olumsuz etkiler arasında savaşın maliyeti de var. ABD'nin iç sorunlarının Irak'taki gibi bir müdahaleye daha girişmesine engel olacağını da düşünüyorum.

Suriye halkı olarak yıllarca Fransızlar'a karşı savaştık, ta ki onlar çekilene kadar... Bazen taşlar bile kullandık, boykotlara, grevlere gittik, yürüyüşler yaptık. Dört koşul öne sürerler, kabul edersiniz. Ardından 10 koşul daha öne sürerler. Bizim için önemli olan ilk öne sürdükleri 4 koşulu anında reddetmektir."

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın güttüğ ü politikayı desteklediğini ifade eden Mimari, "Ben, Türkiye'nin izlemiş olduğu politikanın da çok samimi olduğunu düşünüyorum.

Son yıllarda Türkiye-Suriye arasındaki ilişkiler doruk noktasını yaşayacak kadar ilerlemiş durumda. Dileğimiz odur ki, bu iyi ilişkiler süreklilik kazanır" dedi.

Suriye'deki edebiyatçıların ABD'ye karşı koyma konusunda elele verdiğini belirten Mimari, "Benim savaşım ise siyasi alanda değil edebiyattadır. Savaşmak istersem güzel bir öykü yazarım" sözleriyle bu konudaki düşüncelerini özetledi.

Suriye'nin sanat ve edebiyatın her alanı nda gelişmiş bir ülke olduğunu ifade eden ünlü yazar, "Bizim Nobel'e aday gösterilen edebiyatçılarımız var. Edebiyat alanı nda önde giden bir ülkeyiz" dedi. Bunca yılını verdiği edebiyat alanında kazanımının sadece "manevi" olduğunu da dile getiren Mimari, sözlerini şöyle noktaladı:

"Suriye'de yazarlar çok kazanmaz. Ancak karnını doyurur. Benim için de bu durum aynı. Sürekli yolda kalan hurda bir arabam var. Beni Suriye'deki her trafik polisi tanır. Çünkü sürekli arabam yüzünden trafiği aksatıyorum. Ama işin manevi yönüne gelince o bana ömür boyu yeter, kalemimle varım..."