Resmi muhalefet ve Şam arasında, en azından görünürde bir politik süreç yaşanacaksa, IŞİD’le bir diyalog olmadığı açık. Bir noktada, Suriye ve Irak hükümetleri IŞİD’e katılan Suriyeli ve Iraklıları ayıklamak zorunda kalacak

Suriye savaşı bitti mi?

VIJAY PRASHAD / @vijayprashad

Cevap basit: Hayır. Suriye hükümet güçleri ve İranlı müttefikleri Halep’te ilerlemeye devam ediyor. Belli belirsiz olan ateşkes çözülmüş durumda. Yakın zamanda, hükümet güçleri Filistin yakınlarındaki Handarat bölgesinde bulunan mülteci kampına saldırdı. Bu isyancıların hakim olduğu Halep’in son güzergâhıydı. Eğer hükümet bölgeyi alırsa isyancıların tuttuğu bölgeler çevrelenmiş olacak. Bu Halep’teki çatışmanın sonu demek.

Rus hava koruması altındaki hükümet güçleri, Palmira’yı aldı. Ruslar Pantsir-S1 füze savunma sistemlerini gözle görünür bir yere konumlandırdı. Bu ABD ve müttefiklerine verilen bir mesaj. Suriye’de şu anda hiçbir hava saldırısı yapılamaz. Bu seçenek dışı.

Hükümet güçleri Lübnanlı ve İranlı müttefikleriyle birlikte Şam’a giriş yapılan önemli bölgeleri, güney Suriye dahil, de aldı. Dera şimdi büyük ölçüde sessiz. İnsani yardımlar Cebab’daki uzlaşma merkezinden dağıtılıyor. Bu esnada, Suriye ordusunun 15’inci tugayı Kefr Şems’ın geniş kısmını El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’nin elinden aldı. Bu önemli bir zafer, çünkü Suriye hükümetini İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’nin eşiğine yeniden getiriyor. Ülkenin batı sınırında, El Nusra Cephesi’nin Suriye güçlerine saldırmaya başladığı nokta bu. Savaşı El Nusra’ya döndürmek Şam hükümetinin özgüveninin geri geldiğini gösteriyor.

Hükümetin kazanımları isyancılar üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Guta’nın doğusunda, Şam’ın yanında, isyancı gruplar şimdi kendi aralarında savaşıyor. Feylak er-Rahman bayrağı altındaki yerel İslamcı gruplar, (El Nusra Cephesi ve müttefiklerinden oluşan) Fustat ordusuyla savaşıyor. Doğu Guta’nın dışındaki kaçakçılık rotaları ödülün bir parçası. Fakat ortada hükümete karşı kazanım elde edememenin öfkesi de var. Bu alana kapanan isyancı gruplar, şimdi birbirine karşı dönmüş durumda. Şam güçleri dışarıda bekliyor. İçeri girme fırsatını yakında elde edecekler.

Cenevre

Savaş alanındaki ayrışma, Cenevre’deki Birleşmiş Milletler (BM) görüşmelerine katılan muhalefette de kendini gösteriyor. Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Suudi Arabistan destekli Müzakere Yüksek Komitesi (HNC) bölünmüş durumda. Suriyeli entelektüel Luay Hüseyin liderliğindeki “Suriye Devletini İnşa Hareketi”, HNC’den ayrıldı. Kendini solcu olarak adlandıran Hüseyin’in muhalefetin geri kalanıyla yıllardır çeşitli ilişkileri vardı. Büyük bölünmelerin biri Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar gibi bölgesel güçlerin himayesi üzerinden gerçekleşiyor. Diğer muhalif gruplar, bu güçlerden para, silah ve danışmanlık almaktan memnunlar. Luay Hüseyin bu desteğin isyancıları vekile dönüştürdüğünü hissetti. HNC’den ayrılması, niceliksel bir öneme sahip olmasa da, politik muhalefeti domine eden güç bloğuna bir kez daha dikkat çekmesi dolayısıyla önemli. Kararlar Suudi Arabistan ve Türkiye/Katar’dan geliyor. HNC Cenevre görüşmeleri ve kararsız ateşkesle ilgili homurdanıyor. Suriye’deki kayıplarını geri alabileceğine dair çok küçük bir gösterge var.

BM, Cenevre’deki muhatapları geniş tuttu. Bunlar, Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar’la patron-müşteri ilişkisi olmayan kişiler. Bazıları ise Esad hükümetine yakın- Randa Kasis’in Astana grubu, Kadiri Cemil’in Moskova grubu, Elian Mussad’ın Himeymim grubu. Öte yandan diğerleri Esad’la politik anlaşma sağlamaya hazır -Cihad Madisi’nin Kahire Konferans Grubu, Ahmet Carba’nın Gad Hareketi ve Heysem Menna’nın Kamh Hareketi.Bunlar ve Kürt grupları, temsiliyet anlamında, resmi muhalefeti domine eden Müslüman Kardeşler’den daha çok hak iddia edebilir.

IŞİD

Suriye güçleri IŞİD’i Palmira’nın dışına itti, fakat onları Suriye Çölü’ne kadar kovalamadılar. Bu özensizlik olabilir. IŞİD şimdi tekrar toplanıyor. Hava bombardımanı ilerlemelerini kesinlikle durdurdu. Fakat bunlar yeterli değil. IŞİD, Rakka ve Musul arasına köklerini saldı. Karada mücadele ciddi can kaybına mal olacak. Irak ve Suriye silahlı kuvvetleri, müttefikleriyle birlikte, bölgede IŞİD’e karşı nasıl bir savaş yürütülmesi gerektiğiyle ilgili değerlendirmeler yapıyor. Sıcak ve tozlu yaz günlerinde, bir gelişme olması beklenmiyor. Bu iki ülkenin yönettiği bir ilerleme yaz sonrası olacak.

Eğer resmi muhalefet ve Şam arasında, en azından görünürde bir politik süreç yaşanacaksa, IŞİD’le bir diyalog olmadığı açık. Bir noktada, Suriye ve Irak hükümetleri IŞİD’e katılan Suriyeli ve Iraklıları ayıklamak zorunda kalacak. Bağdat’taki bombardıman büyük ölçüde, IŞİD’in köşeye sıkışmadığına ve korkmadığına dair bir propaganda. Bağdat’taki Şii bölgelerine saldırıları IŞİD’in mezhepçi tarafını kaybetmediğini gösteriyor. Mezhepçiliğin daha çok savaşçı kazanmalarına yaradığını biliyorlar. Bu şiddet gösterisiyle daha çok genci kendi taraflarına çekecekler.

Suriye savaşı bitmedi. Gözleri önünde ülkeleri yok edilmiş halkın yolu uzun. Suriye’nin geleceğine dair emareler ise ateşkeslerde.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif