Johnson, salgını önemsemeyen tavrı nedeniyle virüsün yeni varyantının da isim babası olarak tarihe geçmeyi başardı. Halk arasında önce “Johnson varyantı”, sonra da “Wembley varyantı” olarak anılan “Delta” varyantının ilerleyişi endişeyle izleniyor.

Sürü bağışıklığından Johnson Varyantı’na!

LEVENT ÖZÇAĞATAY | LONDRA

Koronavirüsün yeni varyantlarının hızla yayıldığı Birleşik Krallık’ta sonunda Başbakan Johnson da yeniden karantinaya girmek zorunda kaldı. Johnson’ın yedi ay önce görevinden uzaklaştırmak zorunda kaldığı baş danışmanı Dominic Cummings’in intikam almak amacıyla değişik kanallardan basına ulaştırdığı bilgilerden birisi de Johnson’ın Covid-19 ile mücadelede ‘sürü bağışıklığı’ dışında hiçbir zaman ciddi bir planı olmadığı ve başlangıçta “bu virüs yalnızca seksen yaş üzerindekileri öldürüyor, dert etmeyelim!” ya da “ekonomiyi kapatmaktansa bırakın binlerce ceset üst üste yığılsın!” gibi görüşlerini açıkça dile getirdiğiydi.

Cummings’e göre Johnson hoşuna gitmeyen ya da anlayamadığı gerçekleri tamamıyla göz ardı eden ve herkesi memnun etmeye çabalarken kaos yaratan bir başbakan. Önemli kararların verilmesi gerektiğinde de bir süpermarket koridorunda bir taraftan öbür tarafa çarpan boş alış veriş arabalarından farksız.

SAĞLIK YERİNE EKONOMİ

Jonhson başta sağcı ‘Daily Telegraph’ gazetesi olmak üzere basından ve kendi partisi içindeki sağ kanattan gelen tepkilere göre Covid-19 ile ilgili tedbirleri azaltan ya da artıran ve kamu sağlığı yerine ekonomiye öncelik veren kararlar veriyor ve kendini savunmak amacı ile de kararların bilim kurumları ve insanları tarafından onaylandığını iddia ediyordu.

Bunun en belirgin örneklerinden birisi Hindistan’da ortaya çıkan ve daha önceki varyantlardan daha tehlikeli olup ve daha çabuk yayılan Delta varyantına karşı gösterdiği gecikmeli reaksiyon. Kendisine verilen bilimsel tavsiye nisan ayı başında Hindistan’dan gelen uçaklara kapıların kapatılması iken, bu kararı nisan sonuna kadar veremeyecekti. Bunun nedenlerinden birisi de Brexit nedeniyle Birleşik Krallık açısından geçerliliğini kaybetmiş ticari anlaşmaların yerini doldurmak amacıyla Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yer alacak ticaret görüşmelerini her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek çabasıydı. Büyük bir heyetle Hindistan’a gidilecek, ekonomisi devleşmeye devam eden bu ülke ile geniş kapsamlı bir ticari anlaşma imzalanacak ve şatafatlı bir imza töreninden sonra da basına bu anlaşmanın Avrupa Birliği’nden zaferle ayrılmış küresel Britanya’nın dünyadaki yeni yerini bulmasında büyük katkısı olacağı devasa rakamlarla izah edilecekti.

KAPILAR AÇIK TUTULDU

Ne yazık ki Johnson’ın seyahat planı kağıt üzerinde kaldığı gibi nisan ayının son haftasında kapılar kapatılana kadar da Hindistan’dan gelen ve “Delta” varyantını taşıyan binlerce yolcu adaya ayak bastı. Bu yeni varyantın daha önce kent bölgesinde ortaya çıkan yerli malı “Alfa” varyantından çok daha fazla bulaşıcı olduğu ve mevcut olan aşılara karşı da çok daha fazla dayanıklı olduğu kısa sürede öğrenilecek ve yeni vakalar, hastanelere taşınan hastalar ve ölenlerin sayıları artmaya başlayacaktı. Nisan ayından bu yana yeni Covid-19 vakalarının hemen hemen hepsini Delta varyantı oluşturuyor. Bu varyantın adı da bazı gazeteciler tarafından ‘Johnson varyantı’ olarak değiştirildi. Hükümetin Covid-19 nedeniyle yürürlüğe soktuğu kısıtlamaları dört aşamalı bir plan ile gevşetip haziran ayında tamamıyla ortadan kaldırması da “Johnson varyantı” nedeni ile özgürlük günü “Freedom Day” olarak ilan ettikleri olan 19 Temmuz’a ertelenecekti.

Fakat halkın hükümetten gelen çelişkili ve bulanık açıklamalara fazla değer vermediği ve Özgürlük Günü’nü beklemek gibi bir niyetleri olmadığı Wembley Stadı’nda oynanan Avrupa Futbol Şampiyonası yarı finalleri ve finali ile görülecekti. Biletli biletsiz, aşılı aşısız on binlerce futbolsever İngiltere’nin dört bir köşesinden Londra’ya akın edecek ve hem Londra’nın merkezinde hem de Wembley Stadı civarında Covid-19 ile ilgili hiç bir kısıtlama ve kurala saygı göstermeden, alkolün tesiri altında eski ve utanç verici ‘holiganizm’ günlerini anımsatan taşkınlıklarda bulunacaklardı. Çoğu test sonuçlarını göstermeden bazıları da biletsiz olmalarına rağmen stada girmeyi becerecekti. Wembley’deki ‘süper bulaştırıcı’ finallerinin statta bulunan kalabalık ve onların aileleri içindeki vaka sayılarını artırdığı takip eden günlerde tespit edilecekti. Buna da ‘Wembley varyantı’ deniyor.

Uzmanlar imzalı mektuplarla ve basına verdikleri demeçlerle tam açılma için tespit edilen tarihin çok erken olduğunu belirtiyor ve kısıtlamaları gevşeterek Delta varyantına kapılarını açan İsrail, Hollanda, Güney Kore, İsveç ve kısıtlamaları tamamıyla kaldıran İzlanda’daki gelişmelerin yakından takip edilmesini öneriyorlardı. Genel bilimsel görüş ve talep dördüncü aşamanın vaka sayılarının düşeceği ve hatta sıfırlanacağı güne kadar askıya alınması.

YALAN SÖYLEMEYE DEVAM

Boris Johnson ise yalanlar söylemeye devam ediyor. Evli ve üç çocuklu Sağlık Bakanı Matt Hancock’un evli ve üç çocuklu danışmanı ile makam odasında Covid-19 ile ilgili sosyal mesafe kurallarını çiğneyerek, kucaklaşıp öpüştüğünü gösteren fotoğraf basına sızdırıldığında Hancock’u görevden almasına gerek olmadığını ve meselenin kapandığını beyan edecek. Ama Hancock istifa ettikten sonra da ‘onu ben görevinden aldım’ gibi inanılmaz bir demeç verecekti.

Hancock’un yerine atadığı yeni bakan Sajid Javid de iki aşılı olmasına rağmen, geçen hafta yorgunluk ve halsizlik gibi semptomlar nedeni ile yaptırdığı Covid-19 testinin pozitif çıktığını ve karantinaya girdiğini açıkladı. Kurallar gereği yakın temasta bulunduğu kişiler arasında olan Boris Johnson’un da karantinaya girmesi gerekirken Başbakanlık Basın Sözcüsü, Başbakan’ın hükümet görevlerine devam edebilmek için karantina yerine yeni uygulamaya konulan ‘her gün test’ adı verilen bir pilot sistemine tabi olacağını duyurdu.

Ancak basından ve muhalefetten gelen eleştiriler üzerine Johnson her zaman yaptığı gibi çark ederek 10 günlüğüne karantinaya kapandı.