Google Play Store
App Store

IŞİD tarafından Suruç’ta 33 kişinin katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Çözüm sürecinin bitmesine zemin hazırlayan ve Erdoğan'a başkanlık yolunun taşlarını döşeyen katliamın ardından ailelerin “adalet” talepleri sürüyor.

Suruç, bir dönemin kırılış noktası
Suruç Katliamı’nın 8’inci yılına ilişkin bildiri dağıtan gruba polis müdahale etti, gözaltına alınanlardan 6 kişi tutuklandı. (Fotoğraf: Twitter)

Haber Merkezi

Tam sekiz sene önce Urfa Suruç’ta 33 kişi, IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısıyla katledildi. 20 Temmuz 2015’te gerçekleştirilen saldırıda ölen ve yaralananlar, Kobane’deki çocuklara oyuncak götürmek için Amara Kültür Merkezi’ndeydi. Suruç saldırısı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'na giden sürece de zemin hazırladı. Suruç'tan 2 gün sonra Ceylanpınar ilçesinde 2 polisin öldürülmesi çözüm sürecini de bitirdi. 10 Ekim'de yaşanan Ankara Katliamı'nın devamında da Erdoğan başkanlık seçimlerini kazandı.

Urfa Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanıklar Yakup Şahin, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi hakkında toplamda 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ancak sadece Şahin yakalandı, Bali ve Büyükçelebi ise firari. 21’inci duruşmada tek tutuklu sanığa 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek dosya eksiklere rağmen kapatıldı.

Katliamda yakınlarını kaybeden aileler, bir yandan adalet mücadelelerini sürdürüyor, diğer yandan asıl faillerin yargılanmasını istiyor.

HER GÜN MEZAR BAŞINDA

Katliamda yaşamını yitiren Süleyman Aksu'nun ailesi, adalet mücadelesi veren ailelerden biri. Süleyman Aksu'nun cenazesi, memleketi Hakkari Yüksekova'da toprağa verildi. Failleri açığa çıkarılmayan Aksu’nun mezarı şimdiye kadar 7 kez tahrip edildi. Aksu’nun annesi Kudret Aksu, 8 yıl geçmesine rağmen her gün oğlunun mezarını ziyaret ediyor. Anne Aksu, MA'ya yaptığı açıklamada oğlunun mezarının polislerce tahrip edilmesinden dolayı her gün iki kez mezarına gittiğini aktararak, “O günden beri rahat uyuyamadım” dedi. Tek talebinin faillerinin bulunması olduğunu dile getiren anne Aksu, “8 yıl boyunca gittiğimiz mahkemelerde gerçek katiller bulunmadı. Oğlum Süleyman’a ‘örgüt üyesi’ iftirası attılar, oysa oğlum sadece bir İngilizce öğretmeniydi” şeklinde konuştu.

Aksu, “Bir barış annesi olarak, yaşadığım süre boyunca oğlumun davasının peşinde olacağım. Adaleti toprağa gömmüşler, oradan çıkarmıyorlar. Eğer adalet varsa, bana oğlumun katillerini getirsinler” diye konuştu.

Aynı katliamda yaşamını yitiren 33 gençten ikisi olan 24 yaşındaki Murat Yurtgül ile 25 yaşındaki Emrullah Akhamur da birlikte büyüdükleri Mardin’in Kızıltepe ilçesinden Kobane’ye gitmek üzere yola çıkmışlardı. Cenazeleri yan yana defnedilen Yurtgül ile Akhamur’un aileleri de adalet arayışlarını sürdürüyor.

DAVUTOĞLU İFADE VERSİN

Murat Yurtgül’ün annesi Şemsa Yurtgül, "O kadar anlatıyoruz, söylüyoruz, sanki duvara anlatıyoruz. Hakim ve savcılar bizi dinliyor gibi yapıyor, seslerini etmiyorlar. Şu ana kadar katiller ortaya çıkarılmadı. 33 genç; öğretmen, doktor, avukat, yazar, psikolog... hepsini katlettiler. Bunların katillerini bulamıyorlar mı? Hiçbir şekilde bu devletten adalet görmedik. Biz katilleri istiyoruz” dedi.

Katliamda oğlu Uğur Özkan’ı kaybeden Mehmet Özkan ise dönemin Başbakanı Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun “Konuşursam kimsenin yüzüne bakamazlar” açıklamasını anımsattı. Özkan, “Madem öyle neden ifade vermeye gelmiyor. Gelsin ifade versin, ne görmüş, ne yapmış söylesin. Biz mahkemelere gittiğimizde kimsenin hakkını istemiyoruz. Biz sadece dünya hukukunda var olan adaleti istiyoruz” ifadelerini kullandı.