Google Play Store
App Store

Gazetecilere yönelik ceza ve baskı artıyor. Gazeteci Barış Pehlivan’ın yeniden cezaevine girecek olması tepki çekti. Basın meslek örgütleri, sorunun bir demokrasi sorunu olduğunu belirterek, toplumsal mücadeleye işaret etti.

Susmayan gazeteci hapishaneye!
Fotoğraflar: TGS

Kayhan AYHAN

Libya’da yaşamını yitirdikten sonra Manisa’da toprağa verilen MİT görevlisinin cenazesiyle ilgili haber nedeniyle 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Barış Pehlivan yeniden hapse girecek. Pehlivan, 'denetimli serbestlik'le çıkmasının şartlarından birinin hakkında yeni bir dava açılmaması olduğunu ancak açılan bir dava nedeniyle 8 ay ceza aldığını ve 15 Ağustos'ta teslim olacağını belirtti.

Gazeteci Barış Pehlivan'a yönelik karara pek çok gazeteci ve basın kuruluşundan tepki geldi. BirGün'e değerlendirmelerde bulunan basın meslek örgütü temsilcileri bu cezaların gazetecileri yıldırmak adına verildiğini kaydetti ve ortak mücadele vurgusu yaptı.

AB KURUMLARINA MEKTUP

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu: Darbe girişimi döneminde “en çok gazeteci tutuklayan” ülke haline gelen Türkiye, özellikle seçim döneminden bu yana gazeteci hapsetmeyi her gerektiğinde bir strateji ve fırsata dönüştürebileceğini adeta gösteriyor. Eleştirel medya çevresini zayıflatmaya hizmet eden seri gelişmelere tanıklık ediyoruz. Bu nedenle RSF, IPI ve diğer uluslararası gazetecilik örgütleri, yakın zamanda, Türkiye ile ikili ilişkilerde temel hakları esas alarak yol yürümesi için Avrupa Birliği kurumlarına ortak mektup gönderdi. Türkiye’deki bu keyfi yargı pratiğinde, örneğin Merdan Yanardağ ve Kürt gazeteciler gibi dosyalarında görüyoruz ki, gazetecinin hakkı Anayasa Mahkemesi veya AİHM’e kalmış, istisnai tedbir tutukluluğu ise yaygın kural haline gelmiş. İktidar gibi düşünmediği ve her dönemde usulsüzlüklerin üzerine giden Pehlivan’ın karşı karşıya olduğu HAGB oyunu ise gazeteci hakları olarak açık bir otosansür aracıdır. Susmayan gazeteciye hapishanenin yolunu gösteriyorlar.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: Gözaltı, tutuklanma, şiddet ve yargılamayı gazeteciler için olağan hale getiren bir politika yürütülüyor maalesef.  Barış Pehlivan yaptığı gazetecilik nedeniyle çok sayıda yargılaması olan, cezaevinde özgürlüğü çalışan meslektaşlarımızdan birisi. Böylesi bir gazeteciye "hakkında yeniden dava açılırsa, denetimli serbestliğin son bulur" demek zaten niyetin serbest bırakmak değil cezaevine koymak olduğunu gösteriyor. Çünkü gazetecilerle ilgili hukuk bağımsız ve tarafsız karar vermiyor. Barış Pehlivan'ın ceza aldığı dosyada gazetecilik faaliyetin başka birşey yoktu. Fakat gazetecileri, terör ile ilişkilendirerek suçlar üretilirken o kararları veren hakimlerde bunun kanunlarda yeri olmadığını bilerek veriyorlar. Amaç gazetecileri yıldırmak ve gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemektir. Gazeteciliği artık suç saymaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Biz gazetecilere düşen görevde daha fazla dayanışma ve ortak mücadelede.

Barış Pehlivan

DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren: Gazeteciler hem iktidar hem de kolluk gücünün keyfi tutumu nedeniyle büyük baskı altında ve bu baskının artacağını tahmin ediyoruz. Son dönemde artan gazeteci tutuklamalarının son örneği Barış Pehlivan’ın durumu. Gazetecilere, basın ve ifade özgürlüğüne gazeteci meslek örgütleri en güçlü tepkiyi göstermeli tabii ki. Ancak unutmayalım ki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar sadece gazetecilerin sorunu değildir. Bu bir demokrasi sorunudur. Demokrasi için toplumun tüm demokratik güçleri birlikte mücadele etmelidir. Basın ve ifade özgürlüğü ve diğer özgürlükler ancak öyle elde edilebilir.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş: Türkiye’de adil yargılamayla ilgili sorunlar giderek büyüyor. Denetimli serbestlik sistemine göre tahliye edilen hükümlünün hakkında kamu davası açılmama şartı ise gazeteciler için kötüye kullanılıyor. Sürekli hak ihlalleriyle ilgili haber yapan her gazeteci bu şart nedeniyle yeniden cezaevine girme riskiyle karşı karşıya. Son örneği gazeteci Barış Pehlivan. Anayasa Mahkemesi 2014 yılında verdiği Bekir Coşkun kararında, denetimli serbestlik sistemindeki dava açılmama şartının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini belirtmişti. Bu karar dikkate alınmalı, gazeteciler haksız yere yeniden cezaevine girmek gibi bir durumla karşı karşıya kalmamalıdır.

KADIN GAZETECİLERE DAVA

Tutuklanan meslektaşları için açıklama yapmaya hazırlanırken polis tarafından gözaltına alınan gazeteciler hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet” suçlamasıyla dava açıldı. İstanbul Kadıköy’de darbedilerek gözaltına alınan aralarında Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer’in de bulunduğu 5 gazeteci hakkında açılan dava 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

KILIÇDAROĞLU 6 KİŞİLİK HEYET GÖREVLENDİRDİ 

Karara ilişkin CHP yönetiminden de bir hamle geldi. Gazeteci Barış Terkoğlu, "CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilgisi dahilinde 6 kişilik bir milletvekili grubu görevlendirmiş durumda. Bu grup önümüzdeki çarşamba günü Adalet Bakanı ile görüşmek için randevu almış. Süreç hakkında CHP'nin 6 milletvekili Adalet Bakanı’yla görüşecek" ifadelerini kullandı. CHP heyetinde yer alacak isimler, Ali Mahir Başarır, Gökçe Gökçen, Umut Akdoğan, Deniz Yücel, Cumhur Uzun ve Gizem Özcan.