Kandil'de PKK yöneticilerinden Murat Karayılan'la röportaj yaptığı için ''örgüt propagandası'' yaptığı iddiasıyla haklarında dava ...

AYSEL KILIÇ

Kandil'de PKK yöneticilerinden Murat Karayılan'la röportaj yaptığı için ''örgüt propagandası'' yaptığı iddiasıyla haklarında dava açılan gazetemizin yazarı Hakan Tahmaz ve BirGün İmtiyaz Sahibi Bülent Yılmaz hâkim karşısına çıktı. Savunmasında gazetecinin tek taraflı bilgi toplamaması gerektiğini vurgulayan Tahmaz, gazetecilik yaptığını ve izlenimlerini okuyucularla paylaşmaktan öteye geçmediğini söyledi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava duruşmasına Hakan Tahmaz, Bülent Yılmaz ve Tahmaz'ın avukatı Ahmet İnan Yılmaz katıldı.

‘ŞİDDETSİZ ÇÖZÜMDEN YANAYIM’
Hakan Tahmaz savunmasında, gazetecinin tek taraflı bilgi toplamaması gerektiğini belirterek, Murat Karayılan'la görüşmenin temel nedeninin halkı bilgilendirmek olduğunu söyledi. Kürt sorunununa dikkat çeken Tahmaz, Türkiye'nin kendi gerçekliği ile yüzleşmesi gerektiğini söyledi. Bir dönem ÖDP Genel Başkan Yardımcılığı yaptığını ve Türkiye Barış Girişimi aktivisti olduğunu hatırlatan Tahmaz, askeri operasyonların çözüm olamayacağını söyledi. 2007 yılında yapılan askeri operasyonları hatırlatan Tahmaz, ''Kürt sorununun silahsız, şiddetsiz çözümü için aydınlarla birlikte imza kampanyası başlatmıştık. Silahların susması için birçok girişimde bulundum. Bu kapsamda hükümet yetkileri ile görüştük. Ben bu yönlü çalışmalarımı halen sürdürüyorum, yazılar yazıyorum. Amacım bu sorunu tüm çıplaklığıyla vermek'' diye konuştu.
BirGün'ün imtiyaz sahibi Bülent Yılmaz ise suçlamaları reddederek, beraat talebinde bulundu. Avukat Ahmet İnan Yılmaz, esas hakkında savunma hazırlamak için süre talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Haziran'a erteledi.
***
BirGün toplatılmıştı- Gazetemizin 9 Ağustos 2008 tarihli sayısı ‘Tek Taraflı Ateşkes Sorunu Büyütüyor’ başlığıyla yayımlanan röportajda ‘PKK örgütünün açıklamalarına yer
verildiği’ iddiasıyla toplatılmıştı. Röportajda, Hakan Tahmaz’la Kandil’de görüşen Karayılan, Kürt sorununun inkârına karşı dağda olduklarını belirtiyordu. Karayılan, DTP’nin kendileri için bir ara halka olduğunu, PKK olarak siyaset yapmak istediklerini, ‘meşru savunma savaşı’
olarak nitelendirdiği eylemleri sürdüreceklerini, bunun bir çelişki olmadığını savunuyordu.