Google Play Store
App Store

Seçim öncesi “Gabar'da petrol Karadeniz'de gaz bulduk” diyen iktidar, akaryakıt fiyatlarına tarihi zamlar yaptı. ÖTV artışıyla benzin ve motorin litrede 6 lira, otogaz ise 4 lira zamlandı. Akaryakıt fiyatlarındaki artış, domino etkisiyle iğneden ipliğe tüm ürünlere zam olarak yansıyacak. Yurttaşların isyanını dile getirdiği #KontakKapat başlığı sosyal medyada günün konusu oldu.

Tarih böyle zam görmedi
Fotoğraf: Depo Photos

Ekonomi Servisi

Seçimlerden sonra sürekli artan akaryakıt fiyatlarına şimdi de tarihin en büyük zamlarından biri geldi. AKP'li  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararı ile akaryakıtta ÖTV tutarı artırıldı. KDV ile birlikte benzin ve motorin fiyatı 6 TL birden arttı. 28 lira olan bir litre benzin 34 liraya, 26 lira olan motorin ise 32 liraya yükseldi. Otogaz ise 4 liralık artışla 16 liraya dayandı.

Bazı Mallara Uygulanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Tutarlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karara göre; 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı üzerinden alınan ÖTV tutarı toplamda 7,52 lira, 98 oktan kurşunsuz benzininin özel tüketim vergisi ise litre başına 7,99 lira olacak. Motorinin litresi üzerinden 7,05 lira, LPG otogazda da 5.77 lira ÖTV alınacak. Kararla, ÖTV tutarları motorinde ve benzinde litre başına 5 lira yükseltilmiş oldu. Düzenlemeden önce benzinden litrede 2,52 TL, motorinden 2,05 TL ÖTV alınıyordu. ÖTV zammının benzin ve motorinde pompa satış fiyatına yansıması KDV'si ile birlikte 6 lirayı buldu. LPG’deki artış ise 4 lira oldu.

SEÇİM SONRASI %70 ARTIŞ

Düzenleme öncesinde motorinin litresi İstanbul’da 26,32 lira, Ankara’da 26,80 lira, İzmir’de 26,97 liradan satılıyordu. Benzin litre fiyatı ise önceki gelen son zam ile İstanbul’da 28,05 lira, Ankara’da 28,53 lira, İzmir’de 28,63 lira olmuştu. ÖTV artışından sonra akaryakıt fiyatları dün gece geç saatlerde yeniden güncellendi. Benzinin litre fiyatı 35,90 liraya, motorin 33,18 liraya yükselirken, otogaz 15.91 lira oldu.

Seçimlerin ardından akaryakıta art arda zamlar yapıldı. Seçim sonrası dolar kurundaki artış nedeniyle hızla yükselen akaryakıt fiyatlarına bir de KDV ve ÖTV zammı eklendi. Son ÖTV zammıyla birlikte 28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından benzine yüzde 69,20 zam geldi. 28 Mayıs’ta benzin 20,56 liradan satılırken şu an ortalama 34,94 liradan satılıyor. Seçimin ardından motorine gelen zam ise yüzde 71’i aşmış durumda. 28 Mayıs’ta 19,40 liradan satılan motorinin güncel fiyatı 33,18 lira seviyesinde. Böylelikle, 1 Ocakta 19,61 lira olan benzine yılbaşından bu yana yüzde 78 zam gelirken yıl başından bu yana motorindeki artış ise yüzde 50,61 oldu.

DOMİNO ETKİSİ

Esnaf, çiftçi ve üretici firmalar için en büyük gider kalemlerinden biri olan akaryakıt fiyatlarının artması, domino etkisiyle iğneden ipliğe bütün ürünlere yeni zamları da beraberinde getirecek. Akaryakıt zammına tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, "Akaryakıttaki bu fahiş zam; hem üretim hem de nakliye maliyetlerini artıracağı için; vatandaşlarımız bu zamdan hem doğrudan hem de çarşı, pazar ve raf fiyatlarındaki artışla dolaylı olarak etkilenecek. ÖTV artışı aynı zamanda tüm sektörlerde üretim maliyetlerini yükselteceği için enflasyonun da artmasına neden olacaktır" görüşünü dile getirdi.

Yurttaşlar akaryakıt zamlarına sosyal medyadan isyan etti. Twitter kullanıcılarının görüşlerini dile getirdiği #KontakKapat başlığı günün konusu oldu. CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak da "Sarayın rasyonel politika dediği, zulüm çıktı. Erdoğan ÖTV’yi artırma yetkisini ilk olarak akaryakıtta kullanırken ne izan ne de insaf dinledi. Bu, iğneden ipliğe her şeye misliyle yansıyacak. Enflasyon daha azacak. Çakma ekonomist millete çay kaşığıyla verdiğini kepçeyle alıyor" dedi.

TOPLU TAŞIMA MUAF OLSUN

Benzin fiyatlarına bir videoyla tepki gösteren CHP Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Görüyorsunuz, akmakta bile zorlanıyor. Neden biliyor musunuz? Bir bardak benzin olmuş 10 TL. 10 TL ile teker nasıl dönecek” diye konuştu.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, akaryakıt zammının toplu ulaşımı da etkileyeceğini belirterek yerel yönetimlerin bundan muaf tutulmasını istedi. Büyükerşen Twitter’dan yaptığı açıklamada, "Toplu taşımada maliyetlerimiz inanılmaz derecede yükselmiş durumda. Bu işin A partisi, B partisi yok. Hiç bir belediye bu maliyetler karşısında direnemez. Aracı olmayan orta gelirli ve dar gelirli yurttaşlarımız ile aracı olup da bundan sonra binerken iki kez düşünecek vatandaşlarımız göz önünde bulundurularak yerel yönetimler toplu taşımada ÖTV’den muaf tutulmalıdır" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da "Bu asil milletin kahramanlık destanı yazdığı günün gecesinde salalar okunurken iktidarın milletimize reva gördüğü bu zam kabul edilemez, yazıklar olsun" diye tepki gösterdi.

KİRLİ OPERASYON 

Akaryakıt zammına muhalefetin yanı sıra AKP içinden de ilginç bir tepki geldi. AKP Metin Külünk, akaryakıt zammı için "kirli bir operasyon" benzetmesi yaptı. Külünk, Twitter hesabından şu mesajı paylaştı: "Akaryakıta yapılan ÖTV zammının 15 Temmuz gecesine de hem de Sala okunmasının hemen ardına denk getirilmesi kirli bir operasyona benziyor. Salalar okunurken ÖTV zammının ilan edilmesine kim veya kimler sebebiyet vermişse derhâl görevden alınmalı." Tepkiler üzerine açıklama yapan Hazine Bakanlığı deprem giderleri ve 2016’dan beri ÖTV’nin artırılmamasını zamma gerekçe olarak gösterdi.

***

UFUKTA REFAH ARTIŞI GÖZÜKMÜYOR 

Ekonomistler, "AKP, karşısında muhalif bir güç unsuru kalmadığı için bütçe açığını kapatmak için fütursuzca zam yapıyor. Halka bir parmak bal çalan sonra kepçeye alan zihniyet devam ederse bir refah artışı ufukta görünmüyor" görüşünü dile getirdi. Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent, ÖTV zammının sürpriz olmadığını belirterek, “Biz bunun biraz daha önümüzdeki aylara yayılacağını umuyorduk ama beklenmedik şekilde bir gecede 6 lira hem motorine hem de benzine zam geldi” dedi. ÖTV zammının yapılan maaş zamlarının erimesine neden olacağını söyleyen Başlevent, “İnsanların alım gücünü düşürerek yaşam maliyetini artıracak. Dolaylı etkileriyle bu karar enflasyonu da artıracak” ifadelerini kullandı. Başlevent,  “Muhalefetteki durumda bu konuda belirleyici olacak. İttifaklar kurulamazsa, şu andaki dağınık ve ümit vermeyen yapı devam ederse ekonomiyi çok da fazla önemsenmeyebilir. Yerel seçim öncesi ya böyle devam edecek ya da yılbaşında geçici bir ferahlık sağlamaya çalışacaklar. Seçimden seçime sabit gelirlilerin, halkın ağzına bir parmak bal çalan sonra kepçeye alan zihniyet devam ederse bir refah artışı ufukta görünmüyor" diye konuştu.

MUHALEFET, İKTİDARA CESARET VERİYOR

Ekonomist Evren Devrim Zelyut, “Yaklaşık 1 trilyona vuracak bir açığımız var ve bu açığı zamlarla kapatacak. 2,1 trilyon Cumhurbaşkanı borçlanma yetkisi aldı. Bu zamlar borçları kapamaya yetmez. Devletin çarkını çevirmek ve açığı kapatmak için borç alınacak” dedi. Zamların enflasyon yarattığına dikkat çeken Zelyut, “Borçlara faiz ödeniyor ve bunları da hazine karşılıyor. Hazine de bunları almak için ekstra vergi koyacaktır, kurumlar vergisi ve KDV’nin de önümüzdeki dönemde tekrardan artacağını düşünüyorum” dedi.  “AKP karşısında muhalif bir güç unsuru kalmadığını gördüğü için açıkları fütursuzca kapatmak için zamlar yapıyor” diye konuşan Zelyut, "Nasıl çözeriz dersek, AKP’nin gitmesi lazım. Halkın sırtında iki oligarşi belirmiştir: muhalif oligarşi, yeşil oligarşi. İki oligarşi de müesses nizamdır ve bunun devamı için açıklar verir bu açıkları da zamlarla ve faizlerle kapatırlar.”

ÜLKEDE İTİRAZ KÜLTÜRÜ ORTADAN KALDIRILDI

Siyaset bilimciler, "Halkın talepleri-ihtiyaçları ekseninde örgütlendiği bir toplumsal mücadele hattına ihtiyacımız var" vurgusu yaptı.

Ülke genelinde itiraz kültürünün ortadan kalkmasıyla ilgili konuşan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ayşen Uysal, “Önceki dönemlere kıyasla insanlar artık sosyal medyada da seslerini çıkaramıyor orası da kısırlaştı. Eleştiri mahiyetindeki paylaşımlar bile soruşturmalara ya da emniyete ifadeye çağırılmaya neden oldu, bu tedirginlik ve korku yarattı. Sadece bu da değil, Twitter’daki gelişmeler o alanında çok güçlü alan olmaktan çıkardı. 2013-2015’leri düşününce bugün oranında güçlü olmadığını kabul etmemiz gerekiyor” dedi. Sokağın boşaltılmasının bir günde olmadığına dikkat çeken Uysal, “Özellikle protestolarda 2010’larda yaşanan süreç bizi bugünlere getirdi. Baskı, cezalar çerçevesinde susturma gerçekleşti. Sokağın müdavimleri bile sokaktan çekildi. Tabii ki bunun istisnası Cumartesi Anneleri. Orada da giderek azalan bir katılım söz konusu; ama inatla alanı açık tutma çabasını görmemiz gerekiyor. Sokağı açık tutma adına protesto eylemlerini sürdürmeyi birçok alanda göremiyoruz” ifadelerini kullandı.

Uysal, “İnsanlar artık sosyal medyada da seslerini çıkaramıyor, orası da kısırlaştı. Eleştiri mahiyetindeki paylaşımlar bile soruşturmalara neden oldu, bu tedirginlik ve korku yarattı. Sadece bu da değil, Twitter’daki gelişmeler o alanında çok güçlü alan olmaktan çıkardı” dedi.

Sokağın boşaltılmasının bir günde olmadığına dikkat çeken Uysal, "Aslında muhalefetin tutumunu yine seçimlerle bağlantılı olarak biraz umudu ortadan kaldırması ve ‘Ne yapsam olmayacak’ anlayışının giderek yerleşmesi söz konusu. Bugün sokaktan tepki gelmemesinin tek nedeni baskı zulüm değil, ‘Mücadeleyle değiştirebilirim’ düşüncesinin giderek ortadan kalkması ve bunda siyasal muhalefetin çok önemli bir payı var" diye konuştu.

TOPLUMSAL MÜCADELE HATTINA İHTİYACIMIZ VAR

Siyaset Bilimci İlda Alçay, "AKP kırık bir hegemonya ile, toplumun yarısının rızasını alamadan iktidar oldu. Üstelik bu kez, ekonomik-siyasal pek çok krizle birlikte ülkeyi yönetmeye çalışıyor" görüşünü dile getirerek şöyle devam etti: "Sandıkta bir oy pusulasının başında önümüze sunulmuş başkanlardan birini seçmek ne demokratik olandır ne de kalıcı bir çözüm getirir. Köklü bir değişim için düzen dışı muhalefet yollarını aramak gerek. Bir hak arama ve mücadele alanı olarak sokak siyasetinin yeniden sol-sosyalistler tarafından, halkın talepleri ekseninde örgütlendiği bir toplumsal mücadele hattına ihtiyacımız var. İçine düştüğümüz islamcı faşist rejimden kurtulmanın yolu; bir avuç zengin azınlık karşısında, kalabalık örgütlü bir sınıf siyasetini inşa etmekten geçiyor."