Tarihte bu hafta: Perslerin Yunan anakarasından kovulması


Emre Poyraz

Salamis Deniz Savaşı’nda hayal kırıklığına uğrayan Pers ordusu Kserkses’in önderliğinde Küçük Asya’ya (Anadolu) çekilirken, geride Mardonios komutasında bir ordu bırakmıştı. Mardonios önce Makedonya kralı I. Aleksandros aracılığıyla Atinalılara bir anlaşma sundu, bu anlaşmaya göre, Atina Pers hakimiyetine girecek, yakılıp yıkılan şehir tekrardan Perslerin verdiği kaynaklarla inşa edilecekti.

Atinalılar ise bu anlaşmayı kabul etmediler ve büyük bir ordu kurup Perslerin karşısına çıkmak için arayışa geçtiler. Bu sırada ise Spartalılar kendi güvenliklerini düşünerek Korinthos geçidine bir duvar örmekteydiler böylece kendilerini Pers tehdidinden izole tutacaklarına inanıyorlardı. Atinalılar ise Spartalılara elçi göndererek, gerçekleşecek olası bir savaş için kendilerine asker vermelerini istediler, o sırada bir bayram kutlamakta olan Spartalılar Atinalılara en başta cevap vermediler lakin daha sonra Pers hakimiyetine girecek bir Atina’nın kendileri için her zaman bir tehdit oluşturacağı hususunda kanaate vardılar ve Atinalılara istedikleri orduyu verdiler. Sparta’nın da katılımıyla Hellen ordusu ciddi anlamda güçlenmişti. Ordu, Spartalı komutan Pausanias’ın sevk ve idaresindeydi. İlk etapta Pers ve Hellen orduları bir süvari savaşına girmişlerdi, bu çarpışma sırasında Pers ordusu üstün gelmiş görünse de Atinalıların verdiği destekle Perslerin süvari akınları bertaraf edilmiş ve Pers süvari birliğinin başında bulunan Masistios öldürülmüştü. Masistios, Pers kralı ve Mardonios’tan sonra en kıymetli kişiydi. Herodotos’un aktardığına göre, ölüm haberi kampa geldiğinde Persler yeri göğü inletircesine yas tutmuşlardı. Yunan kampında ise Masistios’un cesedi askerlere gösteriliyordu. Yunanlar hem ağır bir süvari akınını bertaraf etmeleri hem de Masistios’un bu çarpışmada ölmesi nedeniyle cesaretlenmişlerdi. Artık Plataia’ya doğru ilerleyebilirlerdi. Çünkü Plataia civarındaki topraklar onlar için kamp kurmaya en elverişli bölgeydi. Burada daha kolay su kaynaklarına ulaşabileceklerdi. Plataia’da mevzilenen Hellenler, sağ kanatta Lakedaimonialılar (Sparta) ayrıca Tegealılar, Korinthoslular, Sikyonlular, Orkhomenos Arkadiası’ndan gelenler, Epidauroslular, Troizenliler, Lepreon askerleri, Mykenaililer, Tirynsliler, Phlios ve Hermioneliler, Erytraililer, Styrealılar, Khalkisliler, Amprokialılar, Leukaslılar, Anaktorionlular, Kephalonia’dan gelen Paleliler, Aiginalılar, Megaralılar ve Platialılardan oluşuyordu. Sol kanadı ise Aristeides’in komutanlığında Atinalılar almışlardı. Herodotos, Hellenlerin toplam sayısını 110.000 kişi olarak vermektedir.

Mardonios ise, Masistios’un yasının ardından savaşı nizamı aldı. Lakedaimonialıların karşısına gelecek şekilde Perslerin en sağlam askerlerini koydu, diğer Persleri ise Tegealıların karşısına dizdi.

Korinthos, Potidaia, Orkhomenos ve Sikyonluların karşısına Medleri koydu. Bunların yanına, Troizen, Lepreon Tiryns, Mykenai ve Philosluları karşısına alacak şekilde Baktrianları yerleştirdi. Daha sonra Hermione, Erythrai, Styrea ve Khalkislilerin karşısına Hintileri; Amprokia, Anaktoria, Leukas Pale ve Aiginalıların karşısına ise Saka askerlerini koydu. Atina, Plataia ve Megara birliklerinin karşısınaysa o sırada Pers emrinde bulunan Malisli, Thessalilalı ve Phokislileri yerleştirdi.

Mardonios ordusunu Hellen birliklerine doğru yaklaştırdı. Lakin ilk on gün boyunca tahrik edici ufak çatışmalar dışında bir şey yaşanmadı. Pers ordusu içerisinde ise, başta Pharnakes oğlu Artabasoz olmak üzere, Thebai surlarının gerisine çekilmeyi ve bu durumu savaş olmaksızın, diploması ve parayla çözmeyi istiyen bir grup vardı. Lakin Mardonios ordusunun gücüne inanıyor ve kısa vadeli kesin çözüm istiyordu. Artabasoz, Mardonios’un orduyu tehlikeye atacağına inanarak desteğini çekti. Mardonios, diplomasının ona zaman kaybettireceğine düşünüyordu. Bu sırada Pers kampında kurban kesme ve kehanet faslı devam ediyordu. Yine Herodotos’un aktardığına göre tüm kehanetler Perslerin aleyhindeydi lakin Mardonios buna aldırış etmiyordu. Askerlerini cesaretlendirdi, artık onuncu günün sabahında çarpışma başlayacaktı. Bu arada Atina ve Sparta birlikleri aldıkları istihbarat ve yaptıkları çalışmalar sonucunda bulundukları kanatları değiştirmeye karar vermişlerdi. Böylece, Perslerin karşısına onların nasıl savaştıklarını Marathon Savaşı’nda tecrübe etmiş olan Atinalılar geçeceklerdi. Mardonios bunu Hellen ordusu korkup yeniden nizam aldı şeklinde değerlendirmişti. Persler, Hellenlerin saldırıya başlayan ilk taraf olmaları için onların su kaynaklarını zehirlemişti. Yapılan bu hamlenin ardında nizam değiştiren Yunan ordusunun da görünce Mardonios iyice cesaretlenmişti ve sayısal üstünlüğüne de güvenerek ilerlemeye başladı. Lakin durumu yanlış değerlendirdiğini fark edememişti. Mardonios ilerledikçe Hellen birlikleri arasında kalmıştı, savaş artık tümüyle Yunanların insiyatifine geçmişti. Çarpışma sırasında adeta Pers ordusu yok edilmişti komutanları Mardonios da orada ölenler arasındaydı. O gün orada ölenlerin sayısı hakkında kesin bir şey olmamakla beraber yukarıda saydıklarımızdan yola çıkarak ortam az çok hayal edilebilir. Kesin Hellen zaferiyle sonuçlanan Plataia muharebesi olurken Batı Anadolu kıyılarında ise bir başka çarpışma yaşanmaktaydı; Mykale Savaşı. Salamis’te ağır darbe alan Pers donanması Batı Anadolu kıyılarına çekilmiş ve burada bir kamp kurmuştu. Amaçları Anadolu’da bulunan müttefiklerinin yardımıyla güçlenmekti. Donanmalarını bugün Dilek Dağı olarak geçen Mykale kıyılarına demirlemişler, donanmanın etrafını ahşap duvarlarla sarmışlardı. Ve kamplarını kurmak üzere karaya çıkmışlardı. Lakin onları takip eden Yunanlar Leotykhides komutasında Perslere karşı saldırıya geçti. Saldırı karada kamp kurmakta olan Perslere karşı başladı diğer yandan da Barbarların donanması tahrip ediliyordu. Bu çarpışmalar sırasında Perslerle beraber savaşan ve müttefikleri olan İyonyalılar da saf değiştirince Hellen zaferi kaçınılmaz oldu. Aynı gün hem Plataia’da hem de Mykale’de ağır yenilgiler alan Persler için Hellas seferi hüsranla sonuçlanmış ve Pers-Yunan Savaşları’nda artık terazi Hellenler lehine ağır basmaya başlamıştı.

Yılanlı sütun

MÖ 479 yılının ağustos ayında Yunan anakarasını istila eden Perslere karşı zafer kazanan Yunanlar, Herodotos’un aktardığına göre savaşta ele geçirilen Pers silahlarının eritilmesiyle Trikaneros Ophis ya da Yılanlı Sütun adıyla bilinen anıtı zaferleri anısına dikti. Yunanistan’daki Delphoi’a dikilen anıt MS 324 İmparator Büyük Konstantinos tarafından İstanbul’a getirildi ve bugün bulunduğu konum olan eski adıyla Hipodrom Meydanı’na, güncel ismiyle de Sultanahmet Meydanı’na yerleştirildi.