İsmail Saymaz, geçmişte tarikatların hangi kirli işlerle zenginleştiğini gözler önüne sererek bugün de devlette kadrolaşan Menzilcilerin, Süleymancıların yasaklanmaları gerektiğini vurgular ki uyarısı yerindedir

Tarikatların içyüzü

HASAN AKARSU

Gazeteci, yazar İsmail Saymaz 1980 Rize doğumludur. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirip birçok gazetede çalışır. Düşünce özgürlüğü ve insan hakları konularındaki çalışmalarıyla ilgi çeker. Yeni yapıtı ‘Şehvetiye Tarikatı’ ile tarikatların, tekkelerin, şeyhlerin içyüzünü yansıtır.

773 TEKKE 905 TÜRBE

Yazar, Osmanlı’nın tarikatları kurumlaştırdığını, tekkelerle denetlediğini, tarikatların yozlaşmaması için çare aradığını belirtir. 30 Mayıs 1925’ten sonra TBMM’ye kapatılmaları için öneri verildiğini ve yasaklandığını anımsatır. 773 tekke ve 905 türbe kapatılır. Bektaşiler Arnavutluk’a, Mevleviler Suriye’ye taşınırken, Nakşiler ve Kadiriler ise direnip başkaldırır. Ticaniler, Atatürk anıtlarına saldırır. 1951’de çıkarılan yasayla Şeyh Kamil Pilavoğlu Bozcaada’ya sürülse de tarikatların yeraltından çıkmaları engellenemez. Nakşibendi Süleyman Hilmi Tunahan Süleymancılar’ı kurar. 1959’da ölünce yerine Kacar geçer. Kadiri Said-i Nursi, Nur cemaatini kurar ve 1925’te Şeyh Sait İsyanı’nı çıkarır. 1960’ta ölünce cemaat bölünür. Fethullah Gülen 1966’da İzmir’de örgütlenmeye başlar ve 2002’den sonra AKP’yi destekleyip kadrolaşır. 15 Temmuz 2016’da darbe yapar ve FETÖ olarak adlandırılır. FETÖ sonrasında da tarikatlar canlanır. Nakşi ve Menzil tarikatları öne çıkar. Abdülvahim Hüseyni, Adıyaman-Menzil köyüne yerleşir, ölünce oğlu Muhammet Raşit Erol geçer yerine. Erol ölünce de 1993’te kardeşi Abdülbaki Erol şeyh olur. Bugün bu tarikatların Sağlık Bakanlığı’nda, MEB’de ve Emniyet’te örgütlendikleri biliniyor. Nakşilerin İstanbul ayağında Mehmet Zahit Kotku-İskender Paşa vardır. Milli Nizam ve Milli Selamet’i destekler ve Necmettin Erbakan’ı etkiler. Kotku ölünce yerine damadı Mahmut Esat Coşan geçer. O da 2001’de Avustralya’da ölür. Hakyol Vakfı ile çalışmaları sürer. Karadeniz kolundaki İsmailağa ve Cübbeli Ahmet ile sürer. 30 tarikata bağlı 400 kol ve tarikatla ilgili 2,6 milyon insan vardır. İstanbul’da 455 tekke, Anadolu’da 800 medrese vardır. Tarikatların 1983-1985’te bürokraside örgütlenip 1990-2000’de şirketler kurduğu, okullar açtığı, partilerle işbirliği yaptığı bilinmektedir. Müritlerle hurafecilik yayılır, şehvete ve servete taparlar. Dinde ‘merdivenaltı ekonomisi’ gelişir. Sahte şeyhlerle insanlar dolandırılır.

SAHTE ŞEYHLERİN İŞLERİ

İsmail Saymaz, sahte şeyhlerin çevirdiği kirli işleri, mahkeme tutanaklarından, kararlarından yararlanıp açıklar. Sahte şeyh Uğur Korunmaz’ın tüm müritleriyle cinsel ilişkiye girdiğini açıklar. Mustafa Çalışkan 26 kadınla yatar. Süleyman Işık, Recep Küçük de aynıdır. Bağışlar ve kurban derileriyle dolandırıcılıkla zenginleşirler. Hz. Muhammet ile Veysel Karani’nin ruhunu taşıdıklarını söyleyerek insanları kandırırlar. Nevzat Açıkgöz, İskenderun’da Hatay’da zengin olduklarını bildiği kişileri, evlerinin altında altın olduğu gerekçesiyle dolandırır. Cin çarpma oyunuyla işadamı Bedi Gümüş’ü, işadamı Nuri Üysen’i, eski milletvekili Abdülaziz Yazar’ı vb dolandırır. Emniyete şikâyet olunca çete 2013’te çökertilir. Balıkesir-Gölköy’de sözde tekke kurarak köylüleri, çevredeki insanları dolandıran Recep Küçük, Kadiri Şeyhi Recep Küçük olur. Kadın müritlerini kullanır. 3 Şubat 2009’da tekke çökertilir. Bir de ‘Badeciler Tarikatı’ vardır ki insanın aklına gelmeyen ahlaksızlıkları uygular. Bursa’da kurulup seks dergâhı olarak çalışır. Şeyh Uğur Korunmaz, badeleme, tabi olma gerekçeleriyle kadın ve erkekleri kullanır. Kırklari tarikatından olup Kırklareli-Demirköy-Yiğitbaşı köyü doğumludur. Hasan Burkay tarikatına girip pirliği Burkay’dan alır. Zikirde çocuk müritler de olur. Zikirden sonra şeyhin ‘Sır Odası’na geçilir ki şeyh orada tecavüz eder. Cinsel sapkınlıklar evliler, erkekler arasındadır. Bir erkek, eşinin badelenmesinden memnun olduğunu söyler vb. Bursa Emniyet Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği şikâyet üzerine baskın yapar ve 2011’de Uğur Korunmaz tutuklanır. Mahkemede müritlerin Allah ile aldatıldığı anlaşılır. Hırsızlıktan şeyhliğe yükselen Mustafa Çalışkan da dolandırıcıdır. Suffe Derneğini kurup Kuran Kursları açarak zengin olur, kızları, kadınları kullanır. Yedi eşi vardır. Üç kentte 26 kadınla haremlik kurar vb. Aksaray’da gözaltına alınıp tutuklanır, 57 yıl 10 ay ceza alır. Konya’da Süleyman Işık’ın yaptıkları da ötekilerden geri kalmaz.

Sahte şeyhler, İslam’ı keyiflerine alet ederek kullanırlar. 1980’den sonra çoğalan tarikatların holdingleştiği, CEO’laştığı, sivil toplum örgütleri sayılarak devlet içinde kadrolaştığı bir gerçektir. İsmail Saymaz, geçmişte tarikatların hangi kirli işlerle zenginleştiğini gözler önüne sererek bugün de devlette kadrolaşan Menzilcilerin, Süleymancıların yasaklanmaları gerektiğini vurgular ki uyarısı yerindedir.