Tarlabaşı Toplum Merkezi davası 14 Mayıs’a ertelendi
Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM) hakkında açılan “yokluğun tespiti” davasının dördüncü duruşmasında mahkeme başkanı, 18. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayı talep ederek iki dosya arasında bağlantı olup olmadığına karar vereceklerini söyledi. Dava, 14 Mayıs 2024 tarihine ertelendi.
Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM) hakkında açılan “yokluğun tespiti” davasının dördüncü duruşması ediyor.
Bianet'ten Evrim Kepenek'in haberine göre, on beş yıldır Tarlabaşı’nda çocukların ve kadınların bir araya gelebilecekleri güvenli alanları kurmak için çalışan Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne (TTM) iki ayrı dava açılmıştı.
Bu davalardan biri “yokluğun tespiti” diğeri de “derneğini feshini talep” eden bir davaydı. Derneğin fesshine ilişkin dava, dün İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.
Davada konuşan mahkeme başkanı, “18. Asliye Ceza Mahkemesi’de dosyanın fiziken gönderilmediği anlaşıldı” dedi.
Davacı vekili avukat da 18. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın bekletilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Aile Bakanlığı adına katılan davacı avukat da davanın kabulünü talep etti ve bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini söyledi.
TTM Avukatı Selmin Cansu Demir “Zaten bilirkişi raporu alındı. Derneğin faaliyetlerinin devam ettiği belirtildi. Biz bu davanın reddini talep ediyoruz. Diğer dosya ile bu dosyanın hukuki bir bağlantısı yok. Biz bu davanın diğer mahkeme görülecek dava ile ayrı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.
ARA KARARLAR
18. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayı talep eden mahkeme başkanı “O dosyayı inceledikten sonra o dava ile bu dava arasında bir bağlantı olup olmadığına karar vereceklerini” açıkladı.
Bir sonraki duruşma 14 Mayıs 2024’te.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin amacı Tarlabaşı’nda yoksulluk içinde yaşayanların ve öncelikle kadın ve çocukların yaşamlarını kolaylaştırmak, gençlerin şiddete yönelmesine karşı onlara destek olmak.
TMK’nın 87 maddesinde kendiliğinden sona erme hallerinden bir tanesi amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesidir. Tüzüğün ilgili maddesi dikkate alındığında (çocuk, kadın ve gençlerin sorunları devam ettiği süre) derneğin amacının süreceği açıktır. Söz konusu olayda kendiliğinden sona erme gerçekleşmediği ortadadır.
DAVANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği davaname ile açılan davada, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı” hale geldiği iddiası yer alıyor.
Davaya temel oluşturan dernekler denetçilerinin raporunda derneğin LGBTİ+’larla ilgili ifadeleri hukuka aykırı ve ayrımcı bir şekilde “müstehcenlik” olarak yer alırken; LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlükleri de “toplumda kısaca LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, intersex) olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” ifadeleriyle rapora ve davanameye girdi.