Afganistan’da Taliban’ın iktidara gelmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Ülkenin üzerine çöken karanlığı kadınlar BirGün’e anlattı. 15 yaşındaki M.M, ‘‘Bugün kimse sesimizi duymayabilir ama bu susacağız demek değil’’ dedi.

Taşıdığımız umut yaşama sebebimiz

Deniz GÜNGÖR 

‘‘Okumak için ülkemden ayrılmak üzereyim. Ülkemin geleceği, kafeslere kapatılan kadınlar, eğitim hakkı elinden alınan kızlar, hayatı kabusa dönüşen çocuklar ve yetimler için memleketimden ayrılmalıyım.’’ 

Afganistan’da köktendinci Taliban’ın yönetimi ele geçirdiği 15 Ağustos 2021 tarihinden bu yana 2 yıl geçti. Taliban, iktidara gelmesinin ardından her ne kadar dünyaya “kadın hakları konusunda ılımlı” olacağını söylese de yaşananlar tam tersini gösterdi. Tesettür zorunluluğu, yanında erkek refakatçi olmaksızın sokağa ya da uzun yolculuklara çıkamama, kız çocuklarının ortaöğretimden dışlanması, kadınların iş hayatından ve üniversiteden uzaklaştırılarak evlere hapsedilmesi ve son olarak 10 yaşından büyük kız çocuklara getirilen eğitim yasağı, Afganistan’da kadınların ve kız çocuklarının karşı karşıya kaldıkları karanlıktan sadece bazıları. 

AYDINLIK SABAHLAR GELECEK 

Okumak istediğini söyleyen 15 yaşındaki Afgan M.M, Afganistan’da yaşamaya devam ediyor. Eğitim hayatından Taliban eliyle koparıldığını aktaran M.M, ‘‘Geleceğe dair umudumuz var, hep oldu ve bunun için savaşıyoruz. Afganistan'ın düşüşünden önce de okula gitmemize karşı olan, Taliban’ın fikirlerine sahip ve bu düşünceleri için ayak direten insanlarla karşılaştık. Ancak şu an kadınların eğitim alma ve çalışma hakkı yok, burada yaşanan ve örümcek ağı gibi bizi sarmalayan gericilikle kadınları yok etmek istiyorlar’’ dedi. ‘‘Bugün sesimizi kimse duymayabilir ama bu susacağımız anlamına gelmiyor’’ diye konuşan M.M, ‘‘Her karanlık gecenin sonunda aydınlık bir sabaha uyanırız. Bizim de geleceğimizin o aydınlık sabahına uyanacağımıza inanıyorum. Eğitim hakkımızı elimizden aldılar ama yine bir şekilde kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Umudumuz yaşama sebebimiz’’ ifadelerini kullandı. 

Afgan kadınların ve kız çocuklarının endişesinin Taliban’ın “insanlık dışı” çalışmalarının devam etmesi olduğunu belirten M.M, ‘‘Okumak için ülkemden ayrılmak üzereyim. Ülkemin geleceği, kafeslere kapatılan kadınlar, eğitim hakkı elinden alınan kızlar, hayatı kabusa dönüşen çocuklar, yetimler için memleketimden ayrılmalıyım’’ dedi. 

İSTİSMAR HAYATIN PARÇASI 

Afganistan’da kadınların özgürlüğünün kalmadığına dikkat çeken M.M, ‘‘Evlilikleri ailenin isteği üzerine, eğitimleri devletin istediği üzerine ve her şey Taliban’a göre. Bu karanlık iki yıl, Afganistan’a acılar getirdi’’ ifadelerini aktardı. M.M, ‘‘Taliban, eğitim almamızdan korkuyor çünkü iradeli, eğitimli ve cesur kadınlar köleliği asla kabul etmeyecekler. Mücadelemiz sadece Afgan kadınları için değil, haklarından mahrum bırakılan tüm kadınlar için’’ diye konuştu. Afgan kız çocuklarının yaşadıklarına dikkat çeken bir kesiti aktaran M.M, şunları söyledi: ‘‘Jinekolog Doktor Vlady diyor ki: ‘Bir sabah kapı kırıldı; Taliban’dan insanlar vardı. Yolu öğrenmemem için gözlerimi kapatıp zorla götürdüler. Yeraltında, karanlık ve korkunç bir yerde çok sayıda reşit olmayan kız Taliban tarafından saklanıyor. Her gün onlarca kez istismara maruz bırakılıyorlar. Hamile kızları muayene etmek için götürüldüm, hepsi hamileydi. O kızlar, günde bin kez ölmektense bir kez ölmenin daha iyi olduğuna inandıkları ve intihar etmek için ilaç istediler. Yeraltında intihar eden kızların atıldığı bir kuyu vardı. Militanlar çocuk sahibi olacaklarını öğrendiklerinde mutlu oldular ve nesillerinin istikrarlı olacağını söylediler.’ Bu, Afgan kızlarının hayatının bir parçası.’’ 

*** 

Kadınlar haklarından mahrum 

Afgan kadın hakları aktivisti Arifa Fatimi, ‘‘Taliban, Afganistan’da 20 yıl boyunca insan öldürerek ve halkı katlederek iktidara gelmiş terörist ve faşist bir örgüttür. Taliban, dünyaya taahhüt ettiğinin aksine hareket ediyor. İktidara geldikleri ilk günlerden itibaren kız okullarını kapattılar. Kadınları toplumdan ve tüm ekonomik, sosyal ve siyasi faaliyetlerden çıkarmak için bir dizi emir yayınladılar. Bugün Afganistan’daki kadınlar, insan haklarından mahrum bırakılmış ve eve kapatılmış durumda’’ dedi. ‘‘Taliban’ın toplum içinde kadının varlığıyla sorunu var’’ diye konuşan Fatimi, ‘‘Kadınların bireysel özgürlüğe sahip ve toplumda aktif olmalarını asla kabul etmeyecekler. Aile içi şiddet yaygınlaşacak ve bu nedenle kadınlarda doğacak olan zayıflık ve yetersizlik hissiyle ruhsal hastalıklar ve intiharlar artacak’’ ifadelerini kullandı. 

Taliban’ın kadınların çalışma ve eğitim hayatından koparılmasının iki sebebi olduğunu aktaran Fatimi şunları söyledi: ‘‘Taliban, dini açıdan kadınların toplumda ve iş dünyasında bulunmasının günahın artmasına neden olacağına inanıyor. Taliban, sadece mutlak cehaletin hüküm sürdüğü ve toplumun itaatkâr bireylerden oluştuğu yerde iktidarını koruyabilir. Kadınların, son 2 yıldır kısıtlamalara ve büyük risklere rağmen Taliban’a karşı mücadelesi giderek güçleniyor. Taliban, kadınlar üzerindeki hâkimiyetini artırırken dünya sadece izliyor. Kadınlar evlerine hapsedilirken insanlık yavaşça kayboluyor.’’ 

*** 

Hayallerimiz çalındı 

Taliban’dan önce Afganistan’da gazetecilik yapan Qadria Azarnoosh, Taliban’a kadar Afganistan’ın güvenli bir ülke olacağı umuduyla yaşadıklarını aktardı. Azarnoosh, ‘‘Hayallerimiz çalındı. Taliban öncesi Afganistan’a dönebilseydim yapmak isteyeceğim ilk şey ailemle daha fazla zaman geçirmek olurdu. Ülkeden giderken geride ailemi bırakmak zorunda kaldım. Anneme veda edemedim. Son kez ona sarılmak isterdim’’ dedi. ‘‘Afganistan’ı terk etmek benim için çok zordu’’ diyen Azarnoosh, ‘‘Geleceğine dair umudunuzun olduğu bir ülkeyi hayal edin, bütün yaşamınızı, sevdiklerinizi geride bırakıp bir sırt çantasıyla ülkeyi terk etmek zorunda kalıyorsunuz. Tüm hayallerimizi, sevdiklerimizi ve umutlarımızı o çantaya sığdırmaya çalıştık ama olmadı. Sevdiğimiz o ülke kadınlar için cehenneme döndü. Siz güvende hissedeceğiniz bir ülkeye giderken aileniz ve arkadaşlarınız o cehennemde yaşamak zorunda’’ ifadelerini kullandı. 

Azarnoosh, ‘‘Afganistan’da gazetecilik yapanlar, Taliban’ın isteklerine aykırı olmayan haberler hazırlamak zorunda. İran ve Pakistan gibi ülkelere sığınmak zorunda kalanlarsa zor bir yaşam sürüyor. Birçoğu sığındığı ülkede mesleğini dahi yapamıyor, bazıları hapishanede. Ülkede artık kadın gazeteci kalmadı, ya kaçtılar ya da evlerine hapsoldular. Ülkede işini yapabilecek gazeteci olması artık imkânsız bir masaldan farksız’’ dedi. Azarnoosh son olarak şunları söyledi: ‘‘Sürekli olarak iktidarı ele geçirmeye çalışmaları, Sovyetler Birliği’nin düşüşü ve Taliban’ın gelmesi, Afganistan’ı her zaman sıkıntılı bir duruma soktu. Kadınlara karşı ataerkil düzenle, istismarla ve adaletsizlikle uzun bir geçmişi olan bu toprakta, şiddet Afgan kadınlarının hayatının bir parçasıdır. Onlar şiddetle doğar, şiddetle yaşar ve hayata veda ederler. Ülkeden kaçamayan birçok genç kız Taliban tarafından cinsel köle olarak alıkonuldu. Bazıları korku ve umutsuzluk içinde intihar etti.’’