Süper Lig'in ilk yarısının son haftasında, üç büyükler sapır sapır döküldü.
Nasıl dökülmesinler ki, çok yoruldu çoçuklar!
Hem beyinleri hem de bedenleri iflas etti.
Tatil, tatil diye tutturdular.
Programlar önceden yapılmış olduğundan, sabırları tükenmişti.
Böylesine zorlu maçlar da nerden çıktı havasında çıktılar maçlara.
Fenerbahçe, hiç beklemediği ağır bir yenilgi aldı Karabükspor’dan.
Mesut Bakkal ve ekibini canı gönülden kutluyorum.
Bu sezonun en değerli maçını oynadıkları için.
Mücadele, pas trafiği, birbirinden güzel hücum varyasyonları ve net sonuca giden gol organizasyonlarını sergiledikleri için.
Fenerbahçe’yi kötü oynamaya mahkum ettiklerini söyleyemek istiyorum.
Galatasaray karşısında aldıkları net galibiyetin, bir tesadüf olmadığını kanıtladılar doksan dakika boyunca Şükrü Saraçoğlu’nda.
Maç sonrası ortalık karıştı Fenerbahçe cephesinde.
Söylenecek son sözü Aykut Kocaman söylememeliydi aslında.
Futbolcular hep bir ağızdan, bütün suç bizde, verilecek bütün cezaları kabul ediyoruz diye haykırmalıydı maçın bitiminde.
Bütün tatilciler ise, Trabzon’da toplanmıştı.
Ülkenin taraftarı en fazla olan iki takımının oyuncuları böyle mi oynayacaktı?
Bir maç düşünün ki, doksan dakikası tek gol teşebbüsünden yoksun olsun!
Pozisyon yok, heyecan yok, futbol yok.
Var olan tek şey, maç bitse de gitsek anlayışında sahada dolaşan milyon dolarlık kranponlar.
Hepinize iyi tatiller, yolunuz açık olsun.
Yalnız ligin ikinci yarısında, güzel futbol bekliyorum hepinizden
Bu arada bütün okuyucularımın, “Noel ve yeni yılını kutlarım."