Başbakanlık kendi raporuna sahip çıkmıyor, İbrahim Özden Kaboğlu ve Baskın Oran hem hedef oluyor hem yargılanıyor

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Baskın Oran kaleme aldıkları Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu raporu nedeniyle hedef haline geldiklerini belirtirken, raporun hazırlanması sırasında insan haklarından sorumlu olan dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve hükümet ise sessizliğini koruyor. Bu arada Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Baskın Oran'a sivil toplum örgütleri ve aydınlardan destek geldi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, DİSK Genel Sekreteri Musa Çam ve 78'liler Türkiye Girişimi adına Celalettin Can dün İstanbul Tabip Odası'nda düzenledikleri basın toplantısı ile Oran ve Kaboğlu'na destek mesajı verdi.

'CADI AVI ÖLÇÜTLERİ'
Toplantının açılışında konuşan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, İbrahim Kaboğlu ve Baskın Oran'ın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ettikleri suçlamasıyla yargılandıkları davada Yargıtay 8. Dairesi'nin verdiği bozma kararının Türkiye'nin demokratikleşmesi çabalarına yönelik engellerin katmerlenerek arttığını gösterdiğini söyledi. Daha sonra söz alan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise hazırladıkları raporla şiddeti yanyana getirmenin mümkün olmadığını belirterek, "Çünkü şiddet karşımızda. Rapora karşı çıkan eylemlerle şiddet kendini gösterdi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin dört üyesi bize, 'bu konuyu tartışmayacaksınız, bu sözleri telaffuz etmeyeceksiniz, bu konu hakkında görüş beyan etmeyeceksiniz' diyorlar. TCK 301. madde üzerinde duruyoruz ama TCK'nm 216. maddesi de Demokles'in kılıcı gibi üzerimizde dolanıyor. Bu karar yasama, yürütme ve yargı ekseninde vahim bir karardır" açıklamasını yaptı.

KARARDA KİŞİSEL EĞİLİMLER ROL OYNADI
Yargının kendilerini mahkum etmesinin sadece yürürlükteki mevzuat ile açıklanamayacağını ifade eden Prof. Kaboğlu, "Çünkü çok açıktır ki 216. madde bizim davamıza uygulanamaz. Burada bütün sorun bazı yargıçların cübbelerini unutup kendilerini taraf yerine koymasıdır. O durumlarda ne yazık ki şiddet heveslileri ile yargı kararları arasında paralellik doğabilmektedir" dedi.

Kurula uzmanlıkları nedeniyle gönüllü olarak çağırıldıklarını hatırlatan Prof. Kaboğlu, "Amacımız bir rapor hazırlamaktı. Verilen bu karar bize, 'neden yasayla verilen bu görevi kullandınız, neden görüş belirttiniz' kararıdır. Mahkeme bununla da yetinmeyerek, 'bunu kasıtlı olarak yaptınız' diyerek bizim niyetimizi sorguluyor." dedi.

TÜRÜT VE OZAN ARİF ÖRNEĞİ
Prof. Kaboğlu, İsmail Türüt'ün seslendirdiği, sözleri Ozan Arife ait olan ırkçı parçanın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönündeki bir soru üzerine ise, "İşte bu tipik bir örnektir. Olayda bir cinayeti övmek ve sonraki cinayetleri teşvik etmek söz konusu. Bu ifade özgürlüğünün korumasından yararlanamayacak bir alandır. Oysa bizim yaptığımız toplumsal dokuyu güçlendirmek için evrensel ilkelere dayalı Anayasal bir çözüm önermektir" dedi.

VOLKAN ŞAHİN - LARA TAŞCIYAN