Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin adaylarını kendi gölgesinde bırakıyor. Siyasal İletişim Danışmanı Özçelebi, “AKP’nin adayları muhalefete göre daha geri planda, Erdoğan’ın kendi üzerinden bir strateji yürütüyor” dedi.

Tek aday Erdoğan
Erdoğan Ordu ziyaretinde de merkez-yerel vurgusu yapmıştı. (Fotoğraf: AA)

Politika Servisi

Yerel seçimlere bir ay kala AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın il gezilerindeki performansı dikkat çekiyor. Seçimlerin yaklaşmasına rağmen iktidarın kamuoyunda ağırlıkla 3 adayı dışında kimse bilinmiyor. AKP’li adaylardan İstanbul’da Murat Kurum, Ankara’da Turgut Altınok, İzmir’de Hamza Dağ dışında öne çıkan neredeyse kimse yok. Gittiği her ilde merkez- yerel vurgusu üzerinden tehditlerini sürdüren Erdoğan ise yerel seçim hazırlıklarında neredeyse muhalefetin tüm adaylarının karşısında kendini konumlandırıyor. Bütün dikkatlerin üzerlerinde olduğu büyükşehirler haricinde hiçbir AKP’li adayı ön plana çıkarmayan Erdoğan, kendisi üzerinden seçim çalışmalarını sürdürme gayretinde.

ADAYLAR GÜÇSÜZ

Siyasal İletişim Danışmanı Osman Suat Özçelebi, Erdoğan’ın bu stratejisinin avantajlı ve dezavantajlı yönlerini değerlendirdi. Erdoğan’ın partisinin giderek azalan oylarına dikkat çeken Özçelebi, “Öncelikle AKP’nin 2019 seçimlerindeki yüzde 52 bandında oyunun 35’lere kadar gerilediğini söylememiz gerek. Özellikle derinleşen ekonomik kriz Büyükşehirlerde daha etkili hissedildiği için muhalefet karşısında Cumhur İttifakı oyları geriliyor. İktidar, gerilemeyi bazı büyükşehirlerde muhalefetin adayları kadar güçlü adaylar bularak önlemeyi başaramadı. Örneğin; İstanbul’da Murat Kurum ve Ankara’da Turgut Altınok’un performanslarındaki düşüş sürdükçe Cumhurbaşkanını büyükşehirlerde de daha fazla göreceğiz” dedi.

“Bunun kendi karizması ve seçmeniyle kurduğu gönül bağı açısından oy etkisi belli bir düzeyde olsa da, kamuoyunda daha etkili, beğenisi yüksek İmamoğlu ve Yavaş gibi adaylardan seçmeni vazgeçirmek için yeterli olmayacağı anket sonuçlarına yansıyor” diyen Özçelebi, “Ayrıca bu tutum AKP’nin İstanbul ve Ankara gibi kentleri kazanacak güçte adaylar belirleyemediği algısını besliyor. Korumacı tavır, kentini yönetecek kişinin seçeceği kişi değil yine Cumhurbaşkanı mı olacak sorularına da yol açıyor. Birçok önemli büyükşehir ve ilde, iktidar adaylarının karizmasını da gölgeliyor. Yerel seçimler Türkiye ne kadar kutuplaşırsa kutuplaşsın özellikle Anadolu’da yine de yerel dinamiklerden besleniyor. Adayı değil beni seçiyorsunuz algısının yerelde çözülmesi gereken birçok şeyin Saraydan mı çözüleceği sorusu, her şeyin merkezileşmesi sorunu gibi yönetsel ve yerel hizmette zaaf algısı ortaya çıkarabilir” ifadelerine yer verdi.

YENİ BİR SÖZ YOK

Özçelebi şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı Erdoğan tehdit diliyle merkezi otoriteden yardım almadan belediyelerin hizmetlerini gerçekleştiremeyeceği algısını oluşturmaya çalışıyor. Daha önümüzde 4 yıl var ve bu vaatler ancak ben onay verirsem geçekleşir derken, geçmişte kendi yönettiği kentlerde neden vaatlerini yapamadığına bir yanıt veremiyor. Şu anda verdiği birçok söz daha önceki seçimlerde de verildiği halde. Ayrıca Muhalefet belediyeleri özellikle Büyükşehirlerde ‘sosyal yardım’ konusunda tüm engellemelere rağmen ciddi mesafe alıp birçok hizmeti de gerçekleştirebildikleri için bu yaklaşımın çok etkili ve inandırıcı olma olasılığı yüksek değil. Özellikle tehdit diline dönüşen benim adayım kazanırsa hizmet var yaklaşımı İstanbul’da seçmenin iradesini küçümseyen bir söyleme de dönüştü. ‘Bir yanlışlık oldu’ açıklaması 2019’u hatırlatan bir tutum. Bu dil ısrarla meydan okurcasına sürdürülürse seçmen, muhalefetin tüm bölünmüşlüğüne rağmen 2019’daki gibi İstanbul İttifakı’nı sandıkta büyüterek ağır bir yanıt verebilir Cumhurbaşkanına.

Öte yandan AKP ve Cumhurbaşkanı tercihi arasındaki farkın daha belirginleştiğini gördükçe Cumhurbaşkanı sahaya daha fazla yüklenebilir. Ancak derin ekonomik kriz, devlet gücünün orantısız kullanımının yarattığı tepkiler ve bundan etkilenen kitlelerin yoğunluğu (emekliler, işçiler, beyaz ve mavi yakalılar vd.) ve oy gücü bu farkı kapanmasına değil, artmasına yol açacak gibi görünüyor. Bu seçimde İktidar açısından bir türlü etkili bir çözüm bulamadığı Yeniden Refah Partisi adayları da AKP’den kaçacak seçmene adres olabildikleri için birçok il ve büyükşehirde AK Parti adaylarına kaybettirebilir."