İstanbul’da akaryakıt ve diğer giderler gerekçe gösterilerek toplu taşımaya yapılan yüzde 40 oranında zam tartışmaya neden oldu. Belediye’den gelen “mecburduk” açıklaması yurttaşlar tarafından tatmin edici bulunmadı.

Tek çare zam mı?

Umut SERDAROĞLU

Başta İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere ulaşıma yapılan ve yüzde 40’lara varan zam tepki topladı. İktidar eliyle üst üste yapılan zamlarla boğuşan yurttaş, belediyelerin ulaşıma yaptığı zamlardan sonra isyan etti. Yapılan zamların gereğinden fazla olduğunu düşünen yurttaşlar sosyal medya üzerinden şikayetlerini dile getirmeye başladı.


HALKA KAMU HİZMETİ VERİLDİĞİ UNUTULMAMALI

Siyaset Bilimci, Akademisyen Fatih Yaşlı belediyelerin ulaşıma yaptığı zamları değerlendirirken Türkiye’de temel meselenin belediyeciliğin kamu hizmeti olmaktan çıkarılması olduğunu söyledi. Yaşlı, “Akaryakıt zamları ulaşım maliyetlerine de yansır. Ancak esas sorun anlayışta. Belediyecilik özellikle iştirakler üzerinden bir tür şirket faaliyetine dönüşmüş durumda. Dolayısıyla bilinmesi gereken kamu hizmetlerinde kâr arayışı bulunmaması gerektiğidir.

Maliyetlerde artış olabilir ancak yurttaşa birebir yansıtamazsınız. Gelir gider kalemlerini yeniden belirlemeniz gerekir. İBB ise en kolay yolu, yani zam yapmayı seçti. Dediğim gibi zam yapmak yerine gelir gider tablolarına tekrardan bakılarak farklı bir yol izlenebilirdi. Ayrıca Türkiye tarihinde görülmemiş bir şey yaparak zam yapılmadı diyerek halka dönük şikâyette bulundular ve ilk defa muhalefetin zammı desteklediğini görmüş olduk” dedi. Muhalefetin elinde bulunan belediyelerin gerçekleştirdiği zamların seçimlere etki edip etmeyeceği üzerine de konuşan Yaşlı şu sözleri söyledi: “Zamlar seçime etki edebilir ancak bu tek başına yarattığı bir etki olmaz. Muhalefet şu anda ekonomik kriz yaşanmıyormuş gibi bir strateji izlemeye devam ediyor. Her fırsatta bir masa etrafında buluşup, güçlendirilmiş parlamenter sistem etrafında dönüp duran açıklamalarda bulunuyor. Halkın sorunlarına dahil herhangi bir yöntem konuşulmuyor. Açlık, ekonomik kriz üzerinden halkı mobilize edip erken seçim için iktidara baskı yapması gerekirken halktan sadece zamanı belli olmayan seçimi beklemesini istiyor. Bu da muhalefetin seçimlerdeki şansını azaltıyor.”

BELEDİYE’NİN ZAMDAN BAŞKA ÇARESİ KALMADI

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ise zamların sorumlusu olarak AKP’yi gösterirken, zam yapmaktan başka çareleri olmadığını her fırsatta dile getiriyor. İBB sözcüsü Murat Ongun zamlardan önce sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada akaryakıta yapılan zamların ulaşım esnafını iflasa sürüklediğini aktarırken, İETT dahil tüm toplu ulaşımın ayakta kalması için ulaşım fiyatlarının artması gerektiğini belirtmişti. SODEV Başkanı Ertan Aksoy ise ortada bir aciliyet söz konusu olduğu için bu zamların yapılması gerektiği düşünecsinde olduğunu söyledi. İBB’nin en büyük gider kaleminin ulaşım sübvansiyonu olduğunu dile getiren Aksoy, “Ülkede her şeye zam gelirken, enflasyon bu denli yüksekken İBB’nin en büyük gider kalemi olan ulaşıma da zam yapılmaması kaçınılmazdı. Asıl suçlu 20 yıl boyunca 16 milyon nüfuslu bir kenti lastikli taşımaya mahkûm bırakan AKP yönetimidir” dedi.

Öte yandan İBB tarafından toplu taşımaya yönelik yapılan zammın ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı açıklamada bulundu. Salı günü gerçekleştirilen UKOME toplantısında İBB’nin toplu ulaşıma yüzde 50 oranında yaptıkları teklif reddedildikten sonra dün yüzde 40 oranında zam yapılmasını sağlayan UKOME kararının alındığını belirtti. Bakanlık ayrıca İBB’yi işaret ederek, "Ulaşım ücretlerini sembolik değerlere düşüreceğini söyleyen İBB, şimdi fahiş zamları savunmuştur" dedi.