Türkiye ve Yunanistan halkı Ege’deki gerilimin temel sebebi olarak seçim odaklı iktidar politikalarını işaret ediyor. Akademisyen Dr. Çakıroğlu, hükümetler hariç herkesin gerilimin sona ermesini istediğini aktardı.

Tek hedefleri oy artırmak
Erdoğan ve Miçotakis son olarak mart ayında bir araya gelmişti.

Umut SERDAROĞLU

Atina ile Ankara arasında adalar kriziyle başlayan ve Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözüyle tırmanışa geçen gerilim bir türlü dinmiyor. ABD’den gelen açıklamalar da tansiyonu iyice yükseltirken, iki ülkeden karşılıklı yapılan tehditvari açıklamalar endişelerin artmasına yol açıyor. Ortak görüş ise iktidarların ülkelerindeki seçimler yaklaşırken gündem yaratma çabası olduğu yönünde.

YÜZDE 44 ENDİŞELİ

İki ülke arasındaki gerilim Yunanistan’da yapılan anket soncunda da yer aldı. Yunanistan merkezli ANT1 televizyonu, ülkenin köklü araştırma şirketlerinden MARC işbirliğiyle yaptığı ankette, Yunanistan vatandaşlarının yüzde 44,1’inin Türkiye ile yaşanan krizden dolayı endişe duyduğunu dile getirdi. Ankete katılanların yüzde 40’ı ise Türkiye ile yaşanan gerginlikten dolayı eski Başbakan ve ana muhalefet lideri Aleksis Çipras’ı sorumlu tuttu.

MetroPOLL Araştırma’nın eylül ayında yaptığı ankette ise, katılımcıların yüzde 51,5’i, iki ülkede iktidarların seçime yönelik bir gündem yaratma çabası olduğunu söylemiş, yüzde 64’ü ise artan gerilime rağmen Yunanistan’ı düşman olarak görmediklerini belirtmişti.

ZİHNİYET AYNI

İki ülke halkının yaratılan gerilime yönelik bakışı aynı olduğu gibi, gerilimi yaratan iktidar cenahlarının muhalif bir söyleme karşı verdiği cevapların da aynı olduğu bir kez daha görüldü. Yunanistan ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifak’ın (SYRIZA) Lideri Aleksis Çipras’ın dış politika eleştirisi, hükümet tarafından ‘Türkiye yanlısı tavır sergilemek’ olarak ifade edildi. Çipras ise bu tutumun kabul edilemez olduğunu söyledi. SKAI TV yayınına konuk olan Çipras, Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki söylem gerginliğinin endişe verici olduğunu da sözlerine ekledi. Yunanistan’da yaşayan Ekonomist ve Siyasal İktisatçı Dr. Pınar Çakıroğlu, yaşanan gerilimi, Yunanistan ve Türkiye arasındaki benzerlikleri BirGün’e anlattı.

GERİLİM SEÇİM ODAKLI

İki ülkede yapılan anketler, gerilimden dolayı endişelerin olduğunu ve gerilimin seçim odaklı bir hamle olarak düşünüldüğünü gösteriyor. Anket sonuçlarının Yunanistan’daki konuya ilişkin genel düşünceyi yansıttığını söyleyebilir miyiz?

Benim gözlemim de bu gerilimin iki tarafta da yaklaşan seçimler dolayısıyla tırmandığı yönünde. İki ülkede de milliyetçi seçmenin desteğini almış, muhafazakâr ve milliyetçi politikalar yürüten hükümetler var ve haliyle muhafazakâr seçmenin oyunu korumak iki tarafın hükümeti için de önemli. Öte yandan son dönemde iki ülke arasında kontrolsüzce tırmanan gerginliği dünya konjonktüründen bağımsız değerlendiremeyiz. Dünya pandemi sonrası iktisadi ve siyasi bir kriz dönemine girdi. Böyle korku ve belirsizlik dönemleri muhafazakâr söylemlerin rağbet gördüğü zamanlardır. Bu tarihsel olarak da, insan psikolojisi açısından ele aldığımızda da böyle.

Yunanistan halkı da genel olarak Türkiye’de yaklaşan seçimler sebebiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemini sertleştirdiğini düşünüyor. Yunanistan hükümetinin tavrının da aynı sebeple sertleştiğini düşünen ciddi bir kesim de var. Fakat burada anlaşılması gereken bir nokta, Türkiye ile olan gerilimin Yunanistan tarafında Türkiye’dekine göre çok daha ciddi bir travma olması. Kısaca bunun Yunanistan’ın resmi tarih algısı ve yakın geçmişteki acı kayıplardan olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de ise Yunanistan hiçbir zaman tek veya ana gündem değil. Türkiye jeopolitik konumu ve çokuluslu imparatorluk geçmişi sebebiyle benzer çatışmaları tarihi boyunca birçok ülkeyle yaşarken, Yunanistan için Türkiye o anlamda daha ‘biricik’ bir konuma sahip.

Dr. Pınar Çakıroğlu, Ekonomist ve Siyasal İktisatçıDr. Pınar Çakıroğlu, Ekonomist ve Siyasal İktisatçı

Yunanistan’ın Kathimerini gazetesi gibi kimi medya unsurları her gün gerilimi artıracak haberlere imza atıyor. Konunun bu şekilde devam ettirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her gün gerilimi artıracak söylemler olduğu doğru lakin gerilimi yükselten söylemlerin sadece Yunanistan tarafından yapıldığını söylemek yanlış olur. Ben iki tarafın da aynı gerilimden beslendiğini düşünüyorum. Bunu Türkiye’deki ana akım medyaya baktığımızda da açıkça görebiliyoruz. Ancak Türkiye ile olan gündem Yunanistan tarafında daha yoğun. Bunu iki ülkenin medyasını karşılaştırdığımda açıkça görebiliyorum. Yunanistan medyasında her gün saatlerce Türkiye hakkında konuşmalar duyarsınız. Yukarıda da bahsettiğim gibi Türkiye’de ise Yunanistan dış ilişkilerde ilk veya tek gündem maddesi değil. Öte yandan Yunanistan halkı için Türkiye ile olan tarihi gerilim çok daha travmatik. Tam da bu sebeple ekonomik ve siyasi olarak zor durumda olan Yunanistan hükümetinin söylemleriyle hedef şaşırtmaya çalıştığını düşünüyorum. Türkiye’de de olduğu gibi…

SOL KARŞI ÇIKIYOR

Yunanistan solu, izlenen politikalar hakkında ne düşünüyor?

Yunanistan solu genel anlamda bölgenin istikrarına ve iki ülke halkının bu bölgede barış içinde yaşama ihtiyacına odaklanarak gerilimin yatıştırılması yönünde tavır gösteriyor. Ana muhalefet lideri Aleksis Çipras ise Türkiye hükümetinin gerilimi artıran tavrını eleştirmekle beraber iki ülkenin belirli koşullar çerçevesinde kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sorunlarının çözümü için Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerektiğini savunuyor.

ABD’nin yaşananlara yönelik tutumu da gerilimin temel sebeplerinden biri olarak gösteriliyor. Hem senatodan yapılan açıklamalar hem de adaların silahlandırılmasına yönelik politikalarının bu gerginliği daha da artırdığı görüşü hâkim…

ABD’nin gerilimin temel sebebi olduğu görüşüne katılmıyorum. Fakat söylemleriyle iki NATO ülkesi arasındaki gerilimi de yatıştırmadığı aşikâr. Tabii ABD aynı zamanda iki tarafa silah satışına da devam ediyor. İki ülke arasındaki gerilimde ABD’nin zaten hâlihazırda sorunlu bir ilişki yürüttüğü Türkiye’ye karşı Yunanistan’a gösterdiği destek, Türkiye’yi sıkıştırmaya yönelik bir hamle olarak okunabilir. Fakat ABD açısından stratejik olarak ne kadar mantıklı bir hamle olduğu tartışılır. Zira dünya konjonktürü hele de Rusya-Ukrayna savaşı düşünüldüğünde NATO içinde böyle bir gerilimin ABD’ye de ciddi zararı olduğunu düşünüyorum.

Rusya-Ukrayna savaşının bu gerginlikte bir etkisi oldu mu?

Tabii ki de oldu. Bir kere tüm Batı dünyası kendi burunlarının dibinde de bir savaş olabileceğini şaşkınlıkla gördü. Ülkelerarası gerginliklerin yatıştırılması bakımından güven duyulan büyük ülkelerin, AB, NATO gibi kuruluşların ve hatta uluslararası hukuk ve anlaşmaların etkisiz kalabileceğini de… Yunanistan’da da Türkiye ile muhtemel bir sıcak çatışmaya bu ülke ve kuruluşların izin vermeyeceğine dair bir inanç vardı. Bu inanç oldukça sarsıldı.

***

BAŞKA GERİLİME İHTİYAÇ YOK

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye’nin Yunanistan’la ilgili son dönemdeki açıklamalarına atıfta bulunarak Avrupa’da başka bir gerilime ihtiyaç olmadığını söyledi. Miçotakis, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Atina’daki görüşmesinden sonra “Başka gereksiz bir gerilime ihtiyaç yok. Yunan adaları hiç kimse için tehdit oluşturmuyor” diye konuştu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise Yunanistan ve Türkiye’nin doğu Akdeniz konusundaki tüm sorunları diyalog yoluyla çözebileceğini belirtti. Scholz, “İyi komşuluk ilişkileri, Türkiye ile mesela, yalnızca iki ülke için değil, tüm Avrupa ve Atlantik aşırı ilişkiler için önemli” ifadelerini kullandı. Öte yandan Miçotakis, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye-Yunanistan ilişkilerini zehirlemekle’ suçladı.