Tek kişilik kalabalık müzikal: Muse!

Eda Köprü Yılmayan

Edebiyat, tiyatro ve resim sanatında yer alan kadın karakterlerin trajediyle biten sonu Fadik Sevin Atasoy’un yazdığı ve oynadığı Muse’la yeniden yazılıyor. İlk gösterimi ABD’de yapılan oyun gelecek hafta Ankara’da sahnelenecek.

Müzikal olarak sahnelenen oyunun yönetmenliğini Erdal Beşikçioğlu yapıyor. Türkçe’ye ‘Muse - Bir Esin Perisi Davası’ olarak çevrilen oyunda Fadik Sevin Atasoy izleyici karşısına tek kişilik kalabalık(!) bir kadroyla çıkıyor. Oyun "Muse 90401" orjinal adı ile ilk defa ABD'de Edgemar Center For Arts Tiyatrosu'nda İngilizce olarak sahnelendi. Oyunda bir perinin insana dönüşme isteğinin Tolstoy, Shakespeare ve Leonardo Da Vinci gibi sanatçıların kendisini dava etmesiyle nasıl sonlandığı anlatılıyor.

ANNA’YA ŞANS VERMELİYDİNİZ SAYIN TOLSTOY!

Ustalara ilham vermek üzere görevlendirilen Muse, Mona Lisa’nın, Kleopatra’nın ve Anna Karenina’nın hazin sonuna dayanamaz. Eserler oluşturulurken ustalara müdahale eder ve yeni bir son yazmalarını ister. Sanatçılar onu Sanat Gezegeni Mahkemesi’ne şikâyet eder ve Muse yargılanmaya başlar. Savunmasını yaparken neler yaşandığına, esin perisinin eserlere nasıl müdahale ettiğine tanık oluruz.
Tolstoy, Anna Karenina’yı yazarken esin perisi ondan kadınlar için Anna’ya yeni bir son yazmasını ister. Anna cemiyetin saygın bir kadınıyken bir adama âşık olur ve onun peşinden gider. Tolstoy Anna’nın yaşamını bir tren istasyonunda sonlandırır. Oysaki Muse, koşullar değişirse Anna’nın kaderinin de değişeceğini söyler. “Anna’ya şans vermeliydiniz Sayın Tolstoy, yaptığınız bir başyapıt”, “Yaşamak güzel şey” der. Anna’nın sesi olup onun hakkını savunur. “Ustam Tolstoy bana yeni bir yol bulun” diye seslenir.
Fadik Sevin Atasoy’un oyunculuğunun yanı sıra sesi de sahnede izleyenleri büyülüyor. Atasoy canlandırdığı her karakterle izleyicide farklı bir heyecan yaratmayı başarıyor.

“YETTİ ARTIK BU SHAKESPEARE HALLERİ!”

Muse’un Shakespeare ile olan davasında Antonius ve Kleopatra’yı izleriz. Shakespeare’e “Nil’in kraliçesiyim ben, herkes haddini bilmeli! Yetti bu Shakespeare halleri” diye seslenir. Dokuz yabancı dil bildiğini, en büyük yeteneğinin matematik olduğunu söyleyen Kleopatra, tarihe kimya bilgisi ve zekasıyla geçtiğini ifade eder. Ancak Kleopatra’nın sesi olan Muse’a Shakespeare dava açar. Sahnede Shakespeare’nin Lady Macbeth’ini de görürüz.

KİTSCH’LİK KRALİÇESİ: MONA LİSA

Muse’un kafa tuttuğu bir diğer sanatçı da Leonardo Da Vinci’dir. Ünlü ressam mahkemeye de gelmez. Muse’dan Mona Lisa’nın hikâyesini dinleriz. Resmin renklerini beğenmeyen Muse, Mona Lisa’yı biraz olsun renklendirmek ister. Ama ressamı Leonardo Da Vinci izin vermez. Bu hüzünlü kadının tablosunun ünü tüm dünyaya yayılmıştır. Mona Lisa; “Kaçırıldığımda milyonlar yas tuttu. Şimdi ise bir sürü versiyonum var. Gözlüklü, Mickey Mouse kulaklı, çıplak! Kitschliğin kraliçesi oldum.” der.

Muse tüm bu kadın karakterlerin hikâyesiyle savunmasını yapar, ancak affedilmez. İnsan olma hayali gerçekleşmeyecektir. Mahkeme salonunda daha önce ilham verdiği Einstein’a, Elvis Presley’e, Oscar Wilde’a, Van Gogh’a seslenir ama kimse ona destek olmaz.

Oyun 22, 23 Ocak tarihlerinde Ankara Tatbikat Sahnesi’nde, 11 Şubat ve 1 Mart tarihlerinde ise Zorlu PSM’de yeniden sahnelenecek. Yaratıcı ve etkileyici bir oyunculukla sahnelenen esin perisinin hikâyesini kaçırmamanızı öneriyoruz.