Tekelleşme sonrası yeni alternatif: Yurttaş gazetecilik ve medya etiği

ELİF GUGU – elif.gugu@gmail.com - @elfgg_

Teknolojinin hızlı değişim ve dönüşümü, şüphesiz her sektör gibi medyayı da kendini yenilemeye mecbur bıraktı. Geleneksel gazetecilik, teknolojinin gelişimi ve buna bağlı olarak okuyucunun artan talepleri karşısında ayakta kalabilmek için kendini dönüştürmeye başladı. Örneğin; okuyucular, artık gazetelerin internet sitelerini, birkaç dakikada çabucak tüketilen özetleyici video’ları ve olay yerinden anında ulaştırılan görselleri, basılı gazeteye tercih ediyor. Medya kuruluşları ise bu değişime ve hıza ayak uydurabilmek için multimedya alanındaki yatırımlarını artırıyor.

Kamuoyunu ilgilendiren bir olay meydana geldiğinde artık her birey, akıllı telefonlar sayesinde etrafında olup biteni kaydederek sosyal medyada paylaşıp takipçilerine ulaştırabiliyor. Böylece kamuoyu, bazı durumlarda basın kuruluşlarından önce ‘yurttaş gazeteciler’den haber almış oluyor. ‘Daha çok ve daha hızlı bilgi’ talep eden okuyucu ise, basılı gazeteleri yavaş yavaş terk ederek bu taleplerini internete adapte olan gazetelerden veya kendilerini ‘yurttaş gazeteci’ olarak tanımlayan kişilerden karşılıyor.

Günümüzde insanların zamanının daha da değerlenmesi sonucu talep edilen ‘hız’ sonucu hayatımıza giren kavramlar arasında ‘yurttaş gazetecilik’ haricinde bir de medya kuruluşlarının okuyucuyu çekebilmek için kullandığı bir yöntem olan ‘clickbait’ (tık avcılığı) var. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Gezgin ile yurttaş gazeteciliğin ve ‘clickbait’in, medyanın ‘gri bölge’si olan etik ilkeleri nasıl etkileyip dönüştürdüğünü konuştuk.

DÜNDEN BUGÜNE GAZETECİLİKTE ETİK NASIL DEĞİŞTİ?

Basında etik konusunun geçmişinin oldukça uzun ve karmaşık olduğu belirten Prof. Dr. Suat Gezgin, “Bu konu 17’inci yüzyıldan bu yana tartışılıyor. 18’inci yüzyıl başlarında John Locke, John Milton ve John Stuart Mill gibi düşünürlerin fikirleri ışığı altında gazetecilik mesleği sorgulanmaya başlandı ve gazeteciliğin temel görevinin devlete hizmet etmek değil; kamuoyunu bilgilendirmek olduğu anlaşıldı.” diyor. Gazetecilik etiğiyle ilgili tartışmaların, haber içeriklerinden gazetecilerin mesleklerini uygulama biçimlerine kadar birçok noktada yön bulduğunun altını çizen Gezgin, artık gazetecilik etiğinin dijital uygulamalarla değiştiğini, yeniden şekillendiğini ve etikle ilgili tartışmaların hâlâ devam ettiğini kaydediyor.

“TİCARİ KAYGILAR DOĞRU HABER ALMA HAKKINI ETKİLİYOR”

Prof. Dr. Gezgin, ‘tık avcılığı’nı okurun ilgisini sosyal medya mecralarından web sitesine ya da web sitesinin ana sayfasından haberin yer aldığı sayfaya çekmek için kullanılan bir yöntem olarak tanımlıyor. “Burada problem olarak görülen şey, okurun ilgisini çekmek için haberin içeriğinde olmayan herhangi bir cümlenin başlığa taşınması, okuyucunun farklı yönlendirilmesi. Site içeriklerinin tıklanma ve gösterim sayısına bağlı olarak ücretlendirildiğini dikkate aldığımızda da tık avcılığının ticari kaygılar ön plana çıkarılarak bireylerin açık ve doğru haber alma haklarını etkilediğini görüyoruz.” diyen Gezgin, tık avcılığını bir etik sorun olarak görmesinin nedenini ise yanıltıcılığın ve aldatıcılığın olduğu bir ortamda bilginin doğruluğunun da değer kaybına uğrayacak olmasına bağlıyor.

tekellesme-sonrasi-yeni-alternatif-yurttas-gazetecilik-ve-medya-etigi-529446-1.

Prof. Dr. Suat Gezgin

“GELENEKSEL GAZETECİLİK BİR DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE”

Hızla gelişen ve değişen bu çağda, iletişim etkinliklerinin yeniden inşa edilmeye başladığını belirten Suat Gezgin, teknolojinin hayatımıza bu kadar entegre olmasıyla alışılagelmiş bütün iletişim süreçlerinin kökten değişime uğradığını söylüyor. Geleneksel kitle iletişim araçlarının, yerini yenilikçi dijital medyaya bıraktığının da altını çizen Gezgin, dijital medyanın kısa sürede hayatımızın odaklarından biri haline geldiğini ve gazeteciliğin de bu durumdan ciddi bir şekilde etkilendiğini; geleneksel gazeteciliğin dönüştüğünü, dijitale evirilen bir süreç yaşadığını kaydediyor. Gezgin, bu sürecin iyi ve kötü yanlarını ise şu sözlerle açıklıyor: “Bu durumun iyi tarafları olmasının yanında kötü yanları da var elbette. Yukarıda sözünü ettiğimiz ‘tık avcılığı’ gibi bazı etik problemler yaşanıyor hâli hazırda. Öte yandan sosyal medyanın sınır tanımamazlığı, hızlılığı, geniş kapsamlılığı geleneksel medyayı etkileyerek haberlerin içeriklerinden biçimlerine kadar birçok noktada değişiklilere neden oluyor. Bilgiye ulaşmak kolaylaşsa da ‘doğru’ bilgiye ulaşmak konusunda hâlâ sorunlar mevcut. Ayrıca bir ticari hareket alanına dönüşen sosyal medya, tüketicinin karar alma süreçlerine etki için bütün cambazlıkları deniyor.”

“OKUYUCU ARTIK ‘OLUŞTURAN’ KİMLİĞİNE BÜRÜNDÜ”

Yurttaş gazeteciliğin oldukça yeni bir kavram olduğunu söyleyen Gezgin, yurttaş gazeteciliği “profesyonel mesleği gazetecilik olmayan bireylerin ellerindeki dijital araçlarla haber üretmesi ve ürettikleri bu haberleri sosyal medyada paylaşması” olarak tanımlıyor. Yurttaş gazeteciliğin geleneksel gazetecilikten oldukça farklı işlediğini ve yurttaş gazeteciliğin akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlar yardımıyla haberin oluşturulması ve yine bu teknolojik araçlar yardımıyla oluşturan haberin yayılması sürecini de kapsadığını belirten Suat Gezgin, okuyucunun bu süreçteki yerini ise “Önceleri pasif bir konumda olan okuyucular, izleyiciler; yurttaş gazeteciliğinin ortaya çıkmasıyla, ‘okuyan’ ve ‘izleyen’in yanında ‘içerik oluşturan’ kimliğine de bürünmüştür. Bu süreci yaratan en önemli unsurun sosyal medya olduğunu göz önüne alırsak sosyal medyanın gelişmesiyle yurttaş gazeteciliği kavramı da gelişmeye ve dönüşmeye devam edecektir.” sözleriyle açıklıyor.

ELİNDE TELEFONU OLAN HERKES ‘YURTTAŞ GAZETECİ’ Mİ?

Elinde telefonu olan herkesin gazeteci olamayacağını, gazeteciliğin belli kuralları ve kendi etik çerçevesi bulunan bir meslek olmasıyla açıklayan Prof. Dr. Gezgin, “Bir yurttaş olarak elinizdeki son teknoloji cihazlarla tanık olduğunuz olayları resmedebilir, kelimelerle ifade edebilirsiniz, çevrenizdeki kişilerle ve sosyal medya ağlarınızla birçok kişiye ulaştırabilirsiniz; ancak bir gazeteci titizliğinde, tarafsız ve belirli ilkeler doğrultusunda haber üretmek tamamen başka bir şey.” diyor.

TEKELLEŞME SONRASI YENİ ALTERNATİF: YURTTAŞ GAZETECİLİK

Yurttaş gazeteciliğin öncelikle neden ve hangi ihtiyaca karşılık olarak ortaya çıktığına bakmanın oldukça önemli olduğunu belirten Gezgin, bu ortaya çıkış sürecini şöyle açıklıyor: “Medyadaki tekelleşmenin son yıllarda artması ve geleneksel medyaya duyulan güvenin azalması, gazetecilik mesleğindeki etik problemlerin gün yüzüne çıkması ve bu problemlere yönelik çözüm ortamının yaratılmaması gazetecilik mesleğinde alternatif arayışları beraberinde getirdi. Tam da bu süreçte iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bireylerin kendilerini dijital bir evrenin içinde bulması alternatif bir yöntem olarak yurttaş gazeteciliğini ortaya çıkardı.”

Geleneksel gazetecilikte de yurttaş gazetecilikte de ciddi etik sorunlar olduğunu belirten Suat Gezgin, geleneksel gazeteciliğin kan kaybettiğini, yurttaş gazeteciliğinin ve sosyal medya haberciliğinin ise oldukça güçlendiğini söylüyor. “Bu anlamda yurttaş gazetecilik, geleneksel gazeteciliğe bir karşı duruş sergiliyor gibi gözükse de aslında geleneksel gazeteciliği de besliyor.” diyen Gezgin, burada bir ayrışmadan ziyade, bir iç içe olma durumuyla da karşı karşıya kaldığımızı kaydediyor.

“YURTTAŞ GAZETECİ KONUŞULMAYANI KONUŞMA GAYRETİNDE”

Gezgin, içinde bulunduğumuz dijital dünyanın çok hızlı döndüğünü, iletişim süreçlerinin değişime uğradığını ve bu durumun gazetecilik mesleğinde bazı kırılmaların yaşanmasına, meslek dinamiklerinin sarsılmasına neden olduğunu söylüyor. Yurttaş gazeteciliğin, temel niteliklerini günden güne sağlamlaştırmasını da bu dijitalleşmeye bağlayan Prof. Dr. Gezgin, yurttaş gazeteciliğin amacını ise şu sözlerle açıklıyor: “Yurttaş gazeteci, azınlığın sesi olmaya, konuşulmayanları konuşmaya, yurttaş odaklı ve yurttaşların bakış açısını temele alan bir yaklaşımla habercilik yapmanın gayretinde. Bu alternatif söylemler, yurttaş gazeteciliğini güçlü kılıyor.”

“İNSANLARIN FARKLI SESLER DUYMAYA İHTİYACI VAR”

Yeni bir gazetecilik formu olan yurttaş gazeteciliğin yalnızca sosyal medya üzerinden fotoğraf ve bilgi paylaşımından ibaret olmadığını belirten Gezgin, yurttaş gazeteciğin aynı zamanda alternatif yaklaşımları da odağına alarak açısını genişletmeye ve yurttaşların sorunlarını gün yüzüne çıkarıp çözüme ilişkin yollar göstermeye çalıştığını söylüyor.

Yurttaş gazeteciliğin bir boşluğu doldurduğunun; fakat öte yandan gazetecilik mesleği için de büyük bir boşluk açtığının altını çizen Prof. Dr. Suat Gezgin, sözlerini şöyle noktalıyor: “Bu kavram, hayatımızda daha çok yer edecek gibi duruyor; çünkü insanların farklı sesler duymasına; kendini başkalarıyla, duyulmayanla, görülmeyenle özdeşleştirmesine ihtiyaç var. Yurttaş gazetecilik, bunu yapabildiği ölçüde kabuk değiştirerek devam edip ilerleyecek.”