Muhalefet, yargı paketi görüşmelerinde iktidarı eleştirdi. İYİ Partili Erel, teklifte yargıdaki aksaklıkları giderecek bir madde bulunmadığını söyledi. CHP’li Emre ise “Erdoğan sanki Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısı gibi hareket ediyor” dedi

Teklif yargıyı daha da bitirecek

BİRGÜN/ANKARA

TBMM Adalet Komisyonu, yargılamanın hızlandırılması amacıyla hazırlanan yeni yargı paketini içeren “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”ni görüştü. Komisyonda yargılamadaki aksaklıklar, adalet hizmetlerindeki gecikme gibi sorunlar ele alınırken muhalefet partileri, AKP’nin teklifinde yargılamanın hızlanmasına yönelik bir değişikliğin olmadığını söyledi.

Görüşmeler başlamadan önce “sosyal mesafe kuralları” gerekçe gösterilerek gazeteciler toplantı salonuna alınmak istemedi. Muhalefetin tepkisinin ardından yalnızca ajans muhabirlerinin salonda yer almasına izin verildi. Daha sonra AKP’li Abdullah Gürer, 63 maddelik pakete ilişkin bilgiler verdi.

Gürer’in konuşmasının ardından söz alan İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, teklifte yargılamalardaki aksaklıkların giderilmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını belirtti. Önemli olanın yargılamaların makul sürede bitirilmesi olduğuna değinen Erel, “Birinci amaç yargılamayı hızlandırmaksa uzman bir bilirkişi kurulu kurun. Bilirkişi olsun, vatandaşın kafasındaki soru işaretleri de kalksın” dedi.

YASAMA ORGANI DEVRE DIŞI

HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ise “Reform olarak kamuoyuna sunulan pakette gerçek anlamda üniversitelerden, barolardan görüş alınmadığı açık. Yapmış olduğumuz eleştiri ve katkıların da teklifte yer almadığını görüyoruz” diye konuştu.

‘ERDOĞAN BAŞSAVCI GİBİ’

Adalet Komisyonu’nun daha önceki teklif görüşmelerinden örnekler veren CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre de muhalefet partilerinin görüşlerinin hiçbirinin kabul edilmediğini belirtti. İktidara, “Her şeyin en iyisini siz mi biliyorsunuz?” diye soran CHP’li Emre, şunları söyledi: “Haksızlık ve hukuksuzluklara her geçen gün yenilerinin eklendiği bir Türkiye’de yaşamaktayız. Geldiğimiz aşama, yetki gaspına kadar ulaşmış durumda. Bunun en tehlikeli örnekleri de yargı erkinin bağımsızlığını yitirmesi ve ardından yargı erkinin de yetkilerinin gaspıdır. AKP iktidarının yargısal süreçlere müdahalesinin yol açtığı adaletsizlikler ve toplumsal kutuplaşma, hukuk tarihi açısından da ders niteliğindedir. AYM’nin kararlarına saygı duyulmadığı, bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik kumpas davalarının savcısı olduğu, ortada idari yargı kararları bulunmasına karşın iş ve işlemlerin kanunsuzca devam etmesini sağlayan ve hiçbir dönem eksik olmayan talimatla gözaltı, tutuklamalar yaptıran cumhurbaşkanı konumundaki AKP Genel Başkanı Erdoğan, sanki Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı makamı ilan edilmiş ve kendisi de bu konumdaymış gibi hareket etmektedir.”