Elektrikli otomobiller yavaş da olsa dünyada varlığını hissettiren alternatif teknolojili araçlar olarak karşımıza çıksa araç sahiplerinin karşı karşıya kaldığı en büyük problemlerden biri bu araçların şarjı

‘Teknolojinin tutsağı değil, efendisi olun’

TİMUR AKKURT -  timur@teknosafari.com - @timurakkurt

Elektrikli otomobiller yavaş da olsa dünyada varlığını hissettiren alternatif teknolojili araçlar olarak karşımıza çıksa araç sahiplerinin karşı karşıya kaldığı en büyük problemlerden biri bu araçların şarjı. Hem uzun süren şarj süresi hem de her yerde şarj istasyonu bulunmaması araçların pratikliğini ortadan kaldırırken gidebileceği mesafeyi de sınırlıyor. Bütün bunların yanında şarj istasyonlarının sadece üretici firmalara özel olması da büyük sıkıntılardan sadece bir tanesi. Yani Elon Musk’ın sadece yarım saatte aracı şarj edebilen ‘supercharger’ adlı şarj istasyonlarını sadece Tesla araçlar kullanabiliyor. BMW ve Volkswagen işbirliği ile gerçekleşen yeni bir şarj istasyonu ağı projesi ise her türlü elektrikli aracın kullanabileceği bir hızlı şarj teknolojisi üzerinde çalışıyor. Bu şarj istasyonları SAE J1772 veya CHAdeMO girişi kullanan bütün elektrikli araçların kullanması için tasarlanıyor. KW/S başına 5 dolar ücret alacak olan bu istasyonlar ortalama bir elektrikli Volkswagen Golf’ü 12 dolar gibi bir fiyata şarj edecek. 2015 sonuna kadar 100’den fazla şarj istasyonunun inşa edilmesi bekleniyor.

Büyük şehirlerde trafiğe katılan büyük bir grubu kuryeler ve kargo araçları oluşturuyor. Yıllardır alternatifi bulunamayan bu araçların yeni rakibi ise drone’lar.

Önce Amazon sonra da DHL’in atılımlarıyla drone’larla ürün teslimatı testleri başlamıştı. Alibaba’nın Çin’de çay teslimatı yapmaya başladığı bu teknolojinin ABD Federal Havacılık İdaresi ticari uçuşlara getirdiği sınırlarla önünü kapattı. Özellikle özel hayat, izinsiz görüntüleme gibi konuların doğurduğu bu hassasiyetin yanı sıra güvenlik önlemleri de bu sınırlamalarda büyük rol oynuyor. Geçtiğimiz ABD - Meksika sınırında 6 paket metanfetamin taşıyan bir drone’un düşmesi bu konuda örnek gösterilebilir.

Drone’larla yapılan istisnai teslimatlar ise yok değil. DHL, bir adaya düzeli sefer bir feribottan düzenli olarak gerçekleştirdiği teslimat uçuşlarını drone ile yaklaşık 17 dakikada gerçekleştiriyor. Rusya’nın Syktyvkar şehrinde ise bir Pizzacı teslimat yapmak için drone’ları kullanıyor. Sipariş veren kişi ise pizzasını drone’dan sarkan kablolar aracılığıyla alıyor. Bu insansız hava araçları, belki de en önemli nokta olan acil durumlarda da kullanılıyor. Drone’lar Himalayalardan Bhutan’a antibiyotik ve acil yardım malzemelerinin taşınması için kullanılıyor. Papua Yeni Gine’de ise tüberküloz testleri için salya örnekleri yaklaşık bir saatlik bir uçuşla taşradan merkezde bulunan hastanelere taşınıyor. Bunlar dışında kitap, kıyafet, birçok çeşit yemek, içki ve çiçek teslimatı yapan drone’lar da bulunuyor.

İnsansız hava araçlarının kullanım alanları gittikçe genişlese de bölgeden bölgeye değişen yasal regülasyonlar ve bilinçsiz kullanıcılar ihtimali bu kullanımı sınırlandırmak zorunda kalınmasına sebep oluyor. Doğru şekilde kullanımı sağlandığında bu araçlar kalabalık kentlerin trafiğini azaltacağı gibi fosil yakıt tüketimini azaltacak ve teslimat sürecini hızlandıracak gibi görünüyor.

***

Ford, kumanda edilebilen araçlar üzerinde çalışıyor

Ford, Standart 4G LTE teknolojisi ile binlerce kilometre uzaktan kumanda edilebilen araçlar üzerinde çalışıyor.
Firmanın Silikon Vadisi’ndeki ar-ge merkezinde geçen hafta Sudipto Aich tarafından gerçekleştirilen gösterimde, Aich önünde bulunan üç bilgisayar monitörü ve bir oyun direksiyonu ile yaklaşık 3800 kilometre uzaklıktaki aracı kontrol etti.

Logitech tarafından üretilen kontrol direksiyonu böyle bir teknoloji için oldukça ucuz bir çözümken teknolojinin araca yerleştirilmesi de aynı derecede basit. Hiçbir fiziksel mekanizmaya ihtiyaç duymayan teknoloji özellikle elektrikli araçlara kolayca monte edilebiliyor.