Anayasa Mahkemesi, telefonları hukuka aykırı şekilde dinlenilen bir yurttaşın “haberleşme hürriyetinin” ihlal edildiğine karar verdi

Telefonu hukuksuz bir şekilde dinlenilen yurttaşın 'haberleşme hürriyet' ihlal edildi

BİRGÜN / ANKARA

Anayasa Mahkemesi (AYM), telefonunun dinlenildiğini ulusal bir gazetede yer alan haberden öğrenerek yargı yoluna başvuran bir yurttaşın “haberleşme hürriyetinin” ihlal edildiğine hükmetti.

Ulusal bir gazetede "terör faaliyeti", "organize suç örgütü" gibi gerekçelerle bazı illerde bir çok kişinin soruşturma dosyalarına eklendiği ve haklarında mahkemelerce dinleme kararları çıkarıldığı haberi yer aldı. Haberleri okuyan bir yurttaş, kendi adına kayıtlı telefonun THKP-C, DEV-YOL operasyonu kapsamında dinlenildiğini öğrenince sorumluların tespit edilmesi ve cezalandırılmaları talebiyle Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. “Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu” kapsamında bir soruşturma başlatıldı. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’nden şikayet konusu hakkında gerekli tahkikatın yapılması istendiğinde, “Beyan edilen telefon numaraları veya kişi hakkında telekomünikasyon yoluyla herhangi bir çalışmanın yapılmadığı” yanıtı verildi. Başsavcılığın, “kovuşturmaya yer olmadığı” görüşü doğrultusunda başvuru Sulh Ceza Hakimliği kararıyla kesin olarak reddedildi.

Nihai kararın ardından dinlenilen yurttaş, “Etkili ve özenli bir ceza soruşturması yapılmaması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini” belirterek AYM’ye başvurdu.

HABERLEŞME HÜRRİYETİ İHLAL EDİLDİ

Başvuruyu görüşen AYM, haberleşme hürriyetinin Anayasa’nın 22’nci maddesinde güvence altına alındığına vurgu yapan AYM, haberleşme hürriyetinin usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi.

Yüksek Mahkeme'nin kararı şöyle:

“Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) başvurucu ile ilgili dinleme kaydının bulunup bulunmadığı hakkında bilgi edinilmemesi nedeniyle soruşturmanın özenli ve etkili şekilde gerçekleştirildiğini söylemek güçtür. Soruşturma konusu olayın açıklığa kavuşturulması bakımından TİB'den elde edilecek verilerin anahtar rol oynayacağı açıktır.

Dolayısıyla soruşturmada anahtar rol oynayan bilgi ve belgelerin Başsavcılık tarafından araştırılmaması ve bu suretle soruşturmanın derinleştirilmemesi nedeniyle Anayasal hakları güvence altına alacak şekilde etkili ve özenli bir soruşturma yapıldığı söylenemeyecektir. Sonuç olarak soruşturmanın etkili ve özenli şekilde yürütülmesi konusunda kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüğün gerektirdiği şartların somut olayda yerine getirilmediği değerlendirilmiştir.”