"Danıştay’ın Cerattepe kararı üzüntü verici" açıklaması yapan TEMA, Danıştay kararı ile Artvin'de kaybolacak 8 ekolojik unsuru sıraladı

TEMA: Danıştay’ın Cerattepe kararı üzüntü verici

Artvin'in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii'nde madencilik faaliyetleri için 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu' kararının Danıştay tarafından onaylanmasına tepki geldi. Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı (TEMA) verilen bu kararla Cerattepe’de madencilik faaliyetlerinin önü açıldığını paylaşarak kaygılarını sıraladı.

Konuyla ilgili konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “TEMA Vakfı olarak davacısı olduğumuz ve hukuki sürecini yakından takip ettiğimiz Artvin’in Cerattepe mevkiinde yapılması planlanan madencilik faaliyeti için Danıştay kararını açıkladı. Maalesef karar bölgenin madenciliğe açılması yönünde. Verilen bu kararı üzüntüyle karşıladık. Çünkü Cerattepe çok kıymetli ve eşsiz doğal varlıklara sahip bir bölge. Bu değerin bilincinde olan Artvinliler 1987’den bu yana yaşam alanlarını korumak ve doğal varlıklara sahip çıkmak amacıyla madencilik faaliyetlerine karşı hukuki çalışmalar yürütüyordu” dedi.

Artvin’de maden ile neleri kaybederiz?

1. Artvin halkının yaşam alanını
Maden ruhsat alanı, Artvin ili yerleşim yeri alanının yaklaşık 15 katı büyüklüğünde yamaç üzerinde bir alan (10.000 futbol sahası, 4.156,25 ha). Artvin şehir merkezinin üst mahallelerine kadar iniyor.

2. Artvin’in kültür ve geleneklerini
Cerattepe Artvinlilerin kültür ve geleneklerine bağlılığının da simgesi. Geleneksel Kafkasör şenliklerinin yapıldığı alan bu bölgenin içinde.

3. Artvin halkının temiz su hakkını
Maden arama ve işletilmesi faaliyetinden yer altı ve yer üstü suları etkilenecektir. Şehrin içme ve kullanma suyu kaynaklarının bir kısmı, maden ruhsat alanını da içine alacak şekilde Kafkasör bölgesi ile bu alanın Genya Dağı ile birleştiği alandan gelmektedir.

4. Hatila Milli Parkı’ndan fazlasını
Artvin’de madene karşı mücadele başladığı yıllarda, 1995’te Hatila Vadisi Milli Park olarak ilan edildi. Ancak Hatila Vadisi Milli Parkı’nda madenin olduğu alan, vadi içinde kalmasına rağmen milli park sınırları içine alınmadı. Topoğrafik haritada havzanın su ayrım çizgileri çizildiğinde, maden alanı Hatila Vadisi havzası içinde yer aldığı görülmektedir. Vadinin bütünlüğü bozularak, maden işletme alanı Milli Park sınırı dışında bırakılmıştır. Havza tümüyle milli park ilan edilse idi, maden işletme ruhsatı verilirken milli park olması nedeniyle engel ortaya çıkacaktı.

5. Biyolojik çeşitliliği, bir daha asla geri kazanamayacağımız türleri
Bölgede madencilik faaliyetleri, Avrupa’dan Orta Asya’ya uzanan bu geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemlerini ve sadece ülkemizde bulunan nadir endemik türleri ve zengin biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Biyolojik çeşitlilik bir kez kaybedilince bir daha geri kazanılamıyor.

Kafkasör Yaylası, Camili Havzası, Hatila ve Çoruh vadileri ile Artvin’in ılıman kuşak ormanları, biyolojik çeşitlilik açısından olağanüstü bir zenginliğe sahip. Bunlardan proje sahasında hem endemik hem de nesli tehlike altında olan yani yok olmak üzere olan, ismini Artvin’den alan Crocus biflorus subsp artvinensis türünün proje alanında bulunduğu, yine iki adet nadir ve endemik olan türün de Tehlike Altına Girebilir kategorisinde yer aldığı ÇED raporunda belirtilmektedir. Ayrıca proje alanında 7 adet nadir bulunan tür bulunmaktadır ve sadece teleferik hattında 6 endemik tür yer almaktadır. Bu türler istisnasız mutlak koruma altına alınması gereken türlerdir.

Bu bölge maruz kaldığı tehditler nedeniyle konunun uzmanı uluslararası kuruluşlara göre (Conservation International, WWF International, IUCN) dünyanın doğa koruma açısından en önemli ekolojik bölgelerinden biri olan “Kafkasya Sıcak Noktası” içerisinde yer alıyor.

Bölgede 21 memeli hayvan türünün varlığı saptanmıştır. Yine Bern Sözleşmesinin Ek Liste ll’de yer alan “Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri” içinde çok sayıda tür Cerattepe-Kafkasör –Genya bölgesinde yaşamını sürdürmektedir.

6. Dünyanın en büyük el değmemiş, doğal, yaşlı orman ekosistemini
Kafkasör, Hatila Vadisi ve Çoruh Vadisi, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal ekolojik bölgesinden biri olarak kabul ediliyor. Üstelik, Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemine burada rastlanıyor. Maden sahası, aynı zamanda, Batı Avrasya’daki Üçüncü Zaman’a ait ormanların en önemli sığınak ve relikt (kalıntı) alanıdır.

Dünya üzerinde ılıman yaprak döken ormanların Üçüncü Zaman’dan bu yana kesintiye uğramadan varlığını sürdürdüğü nadir bölgelerdendir. Avrupa ile Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük “doğal yaşlı orman” ekosistemlerine burada rastlanmaktadır. Doğal yaşlı orman ekosistemi; insan müdahaleleri ile değişime uğratılmamış, biyolojik çeşitlilik zenginliği ve değişik türde yaban hayvanlarına barınak sağlaması açısından özel önemde olan korunan ormanlardır. Bundan dolayıdır ki, bölgenin koruma açısından önemini kabul eden Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), bu kesimin ılıman kuşak ve doğal yaşlı ormanlarını Dünya üzerinde korumada öncelikli “200 Ekolojik Bölge”den biri olarak ilan etmiştir.

7. Bölgedeki ormanların gelecek nesillerini
Türkiye’de tanımlanan 144 “Önemli Bitki Alanı”ndan 4’ü (Karçal Dağları-Çoruh Vadisi-Doğu Karadeniz Dağları ve Yalnızçam Dağları) Artvin il sınırları içerisinde kalmaktadır. Maden sahası da taşıdığı bitkisel zenginlik ile Çoruh Vadisi ve Doğu Karadeniz Dağları Önemli Bitki Alanları içerisinde kalmaktadır. Çoruh Vadisi Önemli Bitki Alanı bünyesinde yer alan Fıstıklı Köyü civarındaki yaklaşık 100 ha’lık Pinus pinea (Fıstık Çamı) ormanı ile birçok Akdeniz kökenli kalıntı bitki de Artvin’in, bitkisel tür zenginliği açısından oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu gösteren kanıtlardır. Bu alan aynı zamanda Gen Koruma Ormanı olarak ilan edilmiştir ve öncelikli korunması gereken alanlar arasındadır.

8. Göç eden kuşların konacağı yuvaları
Bölgenin hayvan çeşitliliği de (fauna) çok önemlidir. Yırtıcı kuşların ülkemizden geçen 2 ana göç yolundan birisi Kafkasör – Genya Dağı bölgesidir. Birçok uluslararası sözleşmede göç yollarının korunması hüküm altına alınmıştır.