‘Masum’ dizisinin senaristi Berkun Oya ‘Esneyen Boşluk’ adlı derleme kitabında Radikal ve BirGün gazetesindeki köşe yazılarının yanı sıra yazdığı tiyatro oyunları ve bir yazarlık jesti olarak ‘terk edilmiş bir roman’ını da okurlarıyla paylaştı

Terk edilmiş bir roman

EMRE YÜKSEL

Everest Yayınları, Berkun Oya’nın kaleme aldığı tüm metinlerini tek kitapta bir araya getirdi. ‘Esneyen Boşluk’ adlı kitap Berkun Oya’nın öykülerini, gazete yazılarını, oyunlarını ve hatta tamamlanmamış bir romanını da bir araya getiriyor. ‘Esneyen Boşluk’ ismini kitapta yer alan bir öyküden alıyor. ‘Bayrak’ oyunundan uyarladığı ‘Masum’ isimli internet dizisiyle de büyük ses getiren Berkun Oya ile kısa bir sohbet gerçekleştirdik.

»Esneyen Boşluk, oyunlarınıza ulaşmakta güçlük çekenler başta olmak üzere, takipçilerinizi mutlu etti. Tüm metinleri tek kitapta toplama düşüncesi nasıl gelişti?

Bu fikir Cem İleri’den çıktı. Everest’in teklifiydi bu. Ben de memnun oldum çünkü oyunların basılması önemliydi benim için.

»Uzunca bir süredir tiyatro yapmıyorsunuz. Neden uzaklaştınız?
Tiyatroya dönem dönem böyle uzun aralar verdim aslında, ilk kez olmuyor. Faydasını da gördüm, yeni bir başlangıç yapma alanı yarattı bana hep bu uzun aralar.

»Bu kitapla birlikte içimizde bir kıpırtı oluştu. Tiyatroya dair yeni projeleriniz var mı? KREK geri dönecek mi?
Bir süredir sıklıkla düşünüyorum tiyatroyu, birkaç oyun taslağı üzerinde çalışıyorum, oyuncu dostlarla sohbet ediyoruz, çok yakın bir gelecekte değilse de yavaş yavaş yaklaşıyor galiba yeni bir prova süreci.

»Bayrak oyunundan uyarladığınız Masum dizisi beğenildi. Yazdığınız diğer metinleri ekrana aktarma düşünceniz var mı?
Şu an için böyle bir düşüncem yok. Ama bir gün ‘Babamın Cesetleri’ oyunuyla benzer bir çalışma yapmak isterim.

»Esneyen Boşluk’ta İngilizce yazdığınız, sonradan Türkçeye çevrilen bir oyununuz da var. Güzel Şeyler Bizim Tarafta oyununu da Royal Court’ta tamamladınız. Yurtdışıyla ortak projeleriniz devam ediyor mu?
Aslında Türkiye dışında daha aktif geçti son yıllar tiyatro adına. İki üç oyun yazdım çeşitli tiyatroların siparişleri üstüne. İskoçya’da Traverse Tiyatrosu Fringe’de sahneledi iki metni. Theatre Uncut için Kopenhag’da kısa bir oyun yazdım. Bir iki tiyatro da var olan oyunları sahneledi. Epey gezdirdi beni tiyatro son yıllarda. Üstelik yazar olarak gezmek çok güzel, kafan rahat. 10 kişilik bir ekibin başında yönetmen olarak gittiğim turneler gibi değil. Pek bir mesuliyetin yok, dekor geldi mi, ışık yandı mı, oyuncu içti mi, sızdı mı, kaldı mı gibi dertlerin yok. Gez toz keyfine bak, en fazla bir konuşma ya da bir atölye çalışması gibi bir şey yapmanı istiyorlar, taş çatlasa iki saat sürüyor, sonra rahatsın, oku yaz parklarda yat aylak aylak gez sokaklarda.

»Oyuncu olarak sizi en son Masum dizisinde gördük. Oyunculuk ve yazarlık yaşamınızı şekillendirmenizde etkili olan ne?
Kendimi asla oyuncu gibi görmedim, göremedim ama zaman zaman yaptım, tiyatroyu ilk kurduğumuzda oyuncu bulmakta zorlanırdık, üç kişi arayacağımıza bari iki kişi arayalım diye bir rolü ben oynardım, sonraki yıllarda para için abuk subuk bir şeylerde de oynadım. Masum’daki durum daha farklı, birden gelişti aslında, o rolü oynaması için çok sevdiğimiz bir oyuncuyla anlaşmıştık ama son anda bir sebepten olamadı, vakit dardı, yeni birini bulmak kolay olmayacaktı, ben kendimi sette buldum, eğlenceli bir gün ve kıyak bir anı oldu benim için

»İlk filminiz İyi Seneler Londra’nın üstünden 10 yıl geçti. Film yapma isteğiniz devam ediyor mu?
Yıllarca yoktu, ilk filmi yüzüme gözüme bulaştırmıştım birçok anlamda, epey sorunlu bir filmdi, bu da benim devam etme adına cesaretimi kırdı. Ancak bir süredir yeniden yıllar önceki heyecanı duyar oldum, şu anda da bir senaryo üstünde çalışıyorum, yakın zamanda gerçekleştirmeyi umuyorum

»Neler okuyorsunuz?
Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye’nin Kurtuluş Yılları - Orhan Duru