Her yıl sahnelerde coşkuyla kutlanan 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü bu yıl koronavirüs engeline takıldı. Oyuncu Orhan Alkaya, “Tiyatro ümitsizliğin reddidir, çünkü oyun daima başlar” diyor

Tiyatro ümitsizliğin reddidir

IŞIL ÇALIŞKAN

Hayata anlam katan, eğlendiren, düşündüren hem de öğreten tiyatrolar yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri. Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Gün onların. Ancak oyuncusuyla, seyircisiyle bir bütün olan tiyatro perdeleri bu yıl dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sebebiyle kapalı.

Her yıl tiyatro sahnelerinden okunan 27 Mart Dünya Tiyatrolar günü bildirisi bu yıl basın ve internet aracılığıyla paylaşıldı. Perdeler yeniden açıldığında ise gelenekselleşmiş şekliyle sahnelerden okunacak. İlki 1962 yılında yazılan uluslararası bildiriyi bu yıl Pakistanlı oyun yazarı ve 1984’te kurulmuş olan Ajoka Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni Shahid Nadeem kaleme aldı. Ulusal bildiride ise akademisyen, eğitmen ve oyuncu Doç. Dr. Lemi Bilgin’in imzası var.

Bir yanıyla buruk ama umutlu olan tiyatro dünyası ile konuştuk.

ŞEHİR TİYATROLARI’NDA İKİ ONLİNE OYUN

Şehir Tiyatroları online olarak biri yetişkin biri de çocuklar için toplam iki oyunu 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kapsamında yayınlayacağını duyurdu. Oyunlar https://kultursanat.istanbul/ adresinden tiyatro severlerle buluşacak. Bu akşam saat 20.00’de Geç Kalanlar oyunu, yarın saat 14:00’te ise Pollyanna isimli oyun gösterilecek.

BUGÜN SAHNEDE OLACAKTIK

tiyatro-umitsizligin-reddidir-706684-1.

►Oyuncu Bennu Yıldırımlar: 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde 12. Gece oyunu ile Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde olacaktık. Tiyatrocu ve tiyatro severler adına bu kara günlerin bir an önce bitmesini diliyorum. Seyirci ve oyuncu tiyatronun vazgeçilmezleridir. Herkese sağlık ve sanatla dolu günlerin olduğu zamanlar diliyorum.

GEZEGENİN KIYMETİ DE TİYATRO KONUSU

tiyatro-umitsizligin-reddidir-706685-1.

►Prof. Dr. Hülya Nutku: Tiyatro bizi ortak tehlikelere karşı uyarırken ortak özlemlerimizi de dile getiren bir sanat. Oyuncular yazarlar, tasarımcılar kolektif bir ekip olarak toplumun değişim elçileridir. Dünyanın gidişinde nefretin, şiddetin ve yobazlığın egemen olmasına karşın tiyatro empati kurmayı, kadının haklarını korumayı, hukuktan yana olmayı, doğayı katledenlere karşı olmayı seçmiş bir sanat dalı. Son yaşanan bu salgın nedeniyle gezegenimizin bizi yaşattığının farkına vardık ve bu gezegenin kıymetini bilmek de tiyatronun konularında biri olacak bundan sonra. Nazım Hikmet’in ‘Hastalar’ şiirinde dediği gibi, biz ilacımıza umudu katmasını dileriz tiyatrocular olarak.

TESLİMİYETÇİ YERİNE AKILCI ÇÖZÜMLER BULUNMALItiyatro-umitsizligin-reddidir-706686-1.

►Bağımsız Tiyatrolar Birliği Başkanı Kımız Bozkır: Tiyatro tüm çağların içinden geçip gelen bir sanat. Savaşlar, hastalıklar, baskı rejimleri, yokluklar, sanat düşmanlıklarına rağmen var ve var olacak. Çünkü insana ait ve malzemesi insan. Dünya üzerinde son iki kişi kalana kadar. Bağımsız Tiyatroların zaten dayanaksız, desteksiz ve adeta yangında son kurtarılacak olarak göründüğü zamanlardan geçerken bir de pandemi ve tabii ki hayat durunca oyunların da durması söz konusu. Ama bu süreç nasıl hepimizin sorumluluğu ise süreç sonu hasarlarının giderilmesi için tüm çalışanlara ve tiyatrolara destek sunulmalıdır. Özellikle salonu olan kendi yağında kavrulan, gişe tiyatrosu yapan, biletleriyle yani seyircisiyle yaşayan gruplara, yapılan desteğin kira yardımı, vergi indirimi ve sigorta banka borçları üzerinden kolaylaştırıcılığı olmalıdır. Teslimiyetçi çözümler yerine akılcı ve yaptırımı doğru çözümleri bulmalıyız. Yerel yönetimlerde daha sonraki oyunlarda salon desteği teknik destek ve toplu bilet alarak yol açıcı olabilirler. Çünkü bağımsız tiyatrolar sezonlarını yine kapatmayacak.

HER ŞEYE RAĞMEN KUTLU OLSUN

►Oyuncu Orhan Aydın: Galiba yaşadığımız günler insanlık tarihinde bir ilk. Hiçbir sanat kurumunun perdesi bu kadar uzun süre kapatılmamıştı. Virüs keşke öyle bir virüstiyatro-umitsizligin-reddidir-706690-1. olsaydı ki seyirciyi, oyuncuyu, dünyanın dört bir tarafındaki insanlığı değil hayatın düşmanlarını vurabilseydi. Bu belki Shakespeare düşü gibi. Her şey virüsten beter aslında. Gazetecilerin tutuklandığı, adliye koridorlarında adaletsizliği bağıran binlerce insanın olduğu, kültürel varlıklarımızın talan edildiği bir coğrafya. Tüm bunlar sürerken bir tiyatrocunun ve tiyatro yaratıcısının görevi önce kendi insanına sonra bütün insanlığa bu gerçekliği haykırmak olmalıdır. Perdeler açıldıktan sonra ilk yapacağımız iş başını kaldırmış bir bahar ağacının altında oturup birlikte yeniden barışı, kardeşliği, aşkı şiirlerle, şarkılarla, oyunlarla haykırmak olacak. Dünya Tiyatro günü her şeye rağmen ve inadına kutlu olsun.

UMUDU KATIK YAPTIK

tiyatro-umitsizligin-reddidir-706694-1.

►Eren Aysan: Karanlık zamanlarda şarkı da söylenecek mi? Elbette söylenecek, karanlık zamanları anlatan...” demişti Brecht. Dünyanın sarsıldığı bugünleri anlatan pek çok eser yazılacak, oynanacak gelecekte. Yine baskılara karşı adalet, kötülüğe karşı sağduyu, ilkelliğe karşı bilim, kibre karşı aşk galip gelecek. Unutmayalım ki Shakespeare de en büyük eseri Hamlet’i veba salgınının tam da ortasında yazmıştı. Bugünler de üretime dönüşecek nasılsa. Öyleyse, umudu katık yaparak, Dünya Tiyatro Günümüz kutlu olsun.

OYUN DAİMA BAŞLAR

tiyatro-umitsizligin-reddidir-706695-1.

►Oyuncu Orhan Alkaya: 2008 Ulusal Bildirisi’nde yazdığım bir cümleyi tekrarlıyorum: Tiyatro ümitsizliğin reddidir, çünkü oyun daima başlar.