20 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile TPAO ile TPİC arasında gerçekleştirilen devirler hakkında 14 Ağustos 2017 tarihinde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından bir basın açıklaması yapıldı.

TMMOB'den basın açıklaması

TMMOB tarafından, Bakanlar Kurulu Kararı ile TPAO ile TPİC arasında gerçekleştirilen devirler hakkında yapılan açıklamada TPAO’nun özelleştirilmesine, TPAO'nun 30 yıldır uygulanan özelleştirme politikalarının ana hedeflerinden biri olduğuna değinildi. Kurum bünyesinden kopartılarak özelleştirilen İPRAGAZ, PETKİM, DİTAŞ, TÜPRAŞ ve POAŞ gibi şirketlerin artık kamusal zenginliğin bir parçası olmadığı, sermaye gruplarının varlığı haline geldiği vurgulandı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

'Yağma düzenin hedefinde bu kez TPAO var. Kurumsal varlıkların yağmalanmasına izin vermeyeceğiz.

İktidarda bulunduğu 15 yıl boyunca, üretime, sanayileşmeye ve istihdama dayalı ekonomi politikaları yerine, kamu varlıklarının satışına ve kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine dayalı bir rant ekonomisi kuran AKP, şimdi de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nı (TPAO) tümüyle özelleştirmeye çalışıyor.

1954 yılından bu yana petrol arama, üretim, taşıma, rafinaj ve dağıtım alanlarındaki faaliyetleri kamu adına yürüten TPAO, kurulduğu günden itibaren Türkiye’nin en büyük ve en stratejik kamusal yatırımlarından birisi olmuştur. Dünyadaki diğer emsalleri gibi üretimden perakende satışa kadar bütünleşik bir yapıya sahip olan TPAO, 30 yıldır uygulanan özelleştirme politikalarının ana hedeflerinden biri olmuştur. Yıllardır iktidarda bulunan neoliberal anlayış TPAO’yu parça parça özelleştirerek kurumun bütün varlıklarını ve imkanlarını sermayeye peşkeş çekmiştir. Kurum bünyesinden kopartılarak özelleştirilen İPRAGAZ, PETKİM, DİTAŞ, TÜPRAŞ ve POAŞ gibi şirketler artık kamusal zenginliğimizin bir parçası değil, sermaye gruplarının varlığı haline gelmiştir.

AKP Hükümeti, 20 Temmuz 2017 tarihinde yayınladığı Bakanlar Kurulu Kararı ile TPAO’ya son darbeyi vurmak için harekete geçmiştir. Yayınlanan karara göre TPAO’ya ait sondaj, workover, kuyu tamamlama ve jeofizik operasyonları servis hizmetlerine ait her türlü araç, iş makinesi, kule, gemi, diğer ekipman, malzeme, sondaj park sahaları ve müştemilatı BOTAŞ bünyesindeki Turkish Petroleum International Company’ye (TPIC) devredilmiştir. Aynı karar uyarınca, TPIC'in yurtiçinde ve yurtdışında doğrudan sahip olduğu petrol arama ve işletme ruhsatları da tüm hak ve yükümlülükleriyle birlikte TPAO'ya geçmiştir.

Bilindiği gibi, TPAO diğer pek çok kamu kuruluşu ve varlığıyla birlikte, geçtiğimiz Şubat ayında Varlık Fonu’na aktarılmıştı. Kamusal varlıkların tasfiye edilerek ekonominin sıcak para ihtiyacını karşılamak için oluşturulan Varlık Fonu, TPAO’yu daha kolay özelleştirebilmek için, şirket üzerindeki taşınmazları TPİC’e devretmiş, TPİC üzerinde bulunan petrol arama ve işletme ruhsatlarını ise TPAO’ya almıştır. Bu devir işlemlerinin amacı, TPAO’nun özelleştirilmesi sürecinde sermaye için dikensiz bir gül bahçesi yaratmaktır.

Gelinen noktada TPAO ile birlikte özelleştirilmek istenen aslında Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışındaki petrol arama ve işletme ruhsatları yani haklarıdır. Enerjinin bu denli önemli olduğu bir dönemde özelleştirme adı altında tüm petrol imtiyazlarının devredilmesi, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. İmtiyaz devri, egemenlik haklarının devridir. Ülkenin toprak üstündeki tüm zenginliklerini ulusal ve uluslararası sermayeye peşkeş çekenler şimdi de, toprağın ve denizin altındaki zenginlikleri peşkeş çekmek istemektedir.

Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkenin yurttaşlarının emeğiyle kurulan kamusal işletmelerin, bu toprakların altında ve üstünde yer alan doğal zenginlerin AKP Hükümeti tarafından satılmasına izin vermeyeceğiz. Yıllarca süslü laflar ve büyük vaatlerle gerçekleştirilen özelleştirmeler bu ülkeye hiçbir şey kazandırmamış, işsizliğin ve yoksulluğun daha fazla artmasına neden olmuştur.

Müflis tüccarlar gibi elde avuçta ne varsa satarak ekonomiyi döndürmek mümkün değildir. Ekonomiyi döndürmenin yegane yolu daha fazla üretim, daha fazla sanayileşme, daha fazla teknoloji kullanımından geçmektedir. Bunun için de kamusal yatırımlar artırılmalı ve teşvik edilmelidir.

Ülkemizin en önemli yatırımlarından biri olan TPAO’nun özelleştirilmesine, varlıklarının yağmalanmasına, çalışanların iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemize ve zenginliklerimize sahip çıkacağız.'