TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, ‘Emsal Artışı Durdurma’ kararı sonrası basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya gelen depremzedeler verilen kararın yanlış olduğu belirtildi.

TMMOB İzmir İKK: Deprem mağduriyetlerinin sorumlusu bilimle inatlaşan yöneticilerdir

BirGün EGE

İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası, yeniden yapılacak binalar için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan emsal artışı kararı için Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından açılan mahkeme sonucunda İzmir 5. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Karara depremzedeler tepki gösterirken, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu İzmir Mimarlık Merkezi’nde yaptığı basın açıklamasında hukuka aykırı davanın uygulanması halinde ilgililer açısından telafisi güç ve imkânsız zararlara sebebiyet verilebileceğini belirtti.

TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Yaşanan mağduriyetleri gidermek amacıyla meslek odaları olarak hem yerel yönetimlere hem de Bakanlığa alanda yapılacak çalışmaların bilimsel ve teknik çalışmalara dayanması ve kamu yararı çerçevesinde çözümlenmesi konusunda sarf ettiğimiz çabalar ne yazık ki karşılık bulmamıştır. Alınan karar ile birlikte getirilen emsal artışları ile toplamda mevcuda ek yüzde 50-60 bağımsız birim artışına gidilmiş ve dolayısıyla nüfus artışı yapılmış, Bu kararın altına imza atan belediye başkanları ve meclis üyeleri herhangi bir bilimsel çalışmaya dayanmadan kentimizde yaşanması muhtemel afetleri, felakete dönüştürecek bir suç işlemişlerdir” dedi.

Akdemir, emsal artışı kararının mali koşullara dayalı, kent bütününü ve kent çıkarlarını gözetmeden alındığını belirterek “Depremin etkilediği bölgede yeni konut inşa etmeye dayalı yaklaşımın, bilimsellikle, kamucu yaklaşımla uzaktan yakından ilişkisinin olmadığı açıktır. İzmir, bugün için yoğun trafik problemine ilave olarak küresel iklim değişimine bağlı su ve enerji gibi problemleri yakın gelecekte yaşayacak illerimizin başında gelmektedir. Hal böyle iken; emsal artışları ile planlama, mimarlık, mühendislik disiplinlerinin her birini göz ardı eden, deprem bölgesindeki mülkiyet sahiplerini ve kenti ana aktörün müteahhit olduğu piyasa koşullarına teslim eden belediye başkanları ve meclis üyelerinin almış oldukları karar, açıkça bir kent suçudur. Bu karar açık şekilde piyasacı bir yaklaşımdır ve iktidar partisinin 20 yıldır kentsel alanda uyguladığı politikalarından hiçbir farkı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

“İşlenen suçun karşısında sessiz kalmamız, suça ortak olmak anlamına gelecektir” diyen Akdemir şunları söyledi:

“Toplumcu ve kamucu çözümler yaratmak yerine, TMMOB’u İzmirlilerin vicdanına havale ettiklerini söyleyenleri, meslek odalarını gizli ittifakın parçası olmakla suçlayanları, bilim gerektiğinde taviz verir diyenleri, eline A4 kâğıt alıp plan çizmeye kalkanları gayet iyi tanıyoruz. Unutulmasın ki TMMOB, toplumun ortak yararını içermeyen, günü kurtarmaya dönük, aklı ve bilimi hiçe sayan uygulamaları her türlü baskıya rağmen geçmişte kabul etmemiştir, bugün de etmeyecektir.”

Toplantıya katılan bir depremzede söz alarak “Tartışmaya gelmedik. Kimsenin etkisi ile gelmedik. Oda ile idare arasında eziliyoruz. İzmir biziz. O kent suçu işlenirse bize işleniyor. Belediye hata yapıyorsa bize yapıyor. O da yanlış yapıyor demiyor. Bir yanlış varsa bir çabamız var. Bize destek olun” dedi.