TMMOB'nin Bodrum’da özelleştirme kapsamındaki alanların yapılaşmaya açılmasına ilişkin plan değişikliklerinin iptaline karşı Danıştay 6. Dairesi'ne açtığı dava sonuçlandı. Daire, doğal sit ve arkeolojik alana ilişkin olarak plan paftasında bir koruma yaklaşımının benimsenmediğine dikkat çekerek dava konusu işlemlerin iptaline karar verdi.

TMMOB’nin açtığı davada Danıştay kararını verdi: Doğal sit ve arkeolojik alan korunmadı
Fotoğraf: AA

Haber Merkezi

Danıştay 6. Dairesince, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMBO) tarafından Muğla’nın Bodrum ilçesinde yüzölçümü toplamı 1 milyon 102 bin 309 metrekarelik olan parsellere ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan İmar Planı ve plan hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Cumhurbaşkanlığına karşı açılan davada kararını açıkladı. Daire, özelleştirme kapsamındaki alanların yapılaşmaya açılmasına ilişkin plan değişikliklerinin iptaline karar verildi.

TMMOB tarafından Mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı Muğla İli, Bodrum İlçesi, Ortakent Mahallesi’nde, 353 ada, 15, 60, 61, 62, 64, 116, 134, 135 ve 137 parsellere ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan ve 20 Ağustos 2020 tarih ve 2836 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı 1/5.000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve plan hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Cumhurbaşkanlığına karşı Danıştay’a dava açılmıştı.

Danıştay Dairesi tarafından daha önce dava konusu plan ve hükümlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmişti.

TMMBO’nin dava dilekçesinde, söz konusu alanların 3. derece doğal sit alanı olduğu, alanın 35 bin 000 metrekaresinin 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı olduğu, alanda 3 adet tescilli anıt yapı olduğu halde yapılaşmaya açılarak özelleştirilecek olmasının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı olduğu belirtildi.

PLAN DEĞİŞİKLİKLERİNİN İPTALİ İSTENMİŞTİ

Plan değişiklikleirnin, Çevre Düzeni Planında öngörülen hususların Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırı olduğu, Çevre Düzeni Planı değişikliği işleminin çevre ve imar bütünlüğünü bozduğu, hukuka ve kamu yararına aykırılık içerdiği, davaya konu nazım imar planlarında nüfus projeksiyonlarının bulunmadığından İmar Kanunu’na aykırılık taşıdığı, 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planının 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na aykırılıklar taşıdığı vurgulanarak iptali istenmişti.

Danıştay 6. Dairesince yapılan değerlendirmede, doğal sit alanına ve alan içinde yer alan arkeolojik sit alanlarıyla tescilli kalıntı ve yapılara ilişkin alan araştırması yapıldığı ancak bu verinin plan kararlarını nasıl şekillendirdiğine, doğal ve arkeolojik alan koruma yaklaşımı olarak nasıl bir plan yaklaşımı benimsendiğine ilişkin hiçbir açıklamanın yer almadığı, orta ve kuzey bölgelerinde yer alan tüm arkeolojik sit alanlarının ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının yeşil alanlar içine isabet edecek biçimde planlandığı ifade edildi.

"KORUMA YAKLAŞIMI BENİMSENMEDİ"

Değerlendirmede ayrıca, en güneyde yer alan 3. derece arkeolojik sit alanının diğerlerinden farklı olarak ticaret+turizm+konut olarak belirlenen kullanımının içinde yer aldığı, hatta üzerinden taşıt yolu da geçtiği, 2863 sayılı Kanun gereği bir arkeolojik sit alanı ile ilişkili olarak etkileşim-geçiş sahalarının, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarının planda belirtilmesi ve plan kararlarını yönlendirmesi, şekillendirmesi ve sınırlandırması gerekirken bu doğal sit ve arkeolojik alana ilişkin olarak plan paftasında bir koruma yaklaşımının benimsenmediğine dikkat çekildi.

Söz konusu gerekçelerin ardından dava konusu plan değişikliklerinde koruma-kullanma dengesine, planlama esasları ile yöntemlerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılarak dava konusu plan değişikliklerinin iptaline karar verildi.