1937-38 tarihinde Dersim’de yaşananları ortaya koyan “Ağıtların Diliyle Dersim ’38 Tertele” dönemin hatıratını, öykülerini mağdurları dilinden ağıtlarla seslendiriyor

Toplum geçmişe özlem duyuyor

MELTEM YILMAZ @meltemmmylmz

1937-38’de Dersim’de yaşananları; ağıtlar, fotoğraflar ve belgelerle ortaya koyan ve üç CD bir kitaptan oluşan çok boyutlu çalışma “Ağıtların Diliyle Dersim 38 TERTELE”, Kalan Müzik bünyesindeki Z yapımdan çıktı.

Yörenin bugüne kadar dile gelmemiş hüznünü yalın ama çarpıcı bir dille okuyucuyla buluşturan kitap, belgesel ve müzik yapımcısı Nilüfer Saltık ile sözlü tarih araştırmacısı Cemal Taş’ın ortak çalışması.

“Ağıtların Diliyle Dersim 38 TERTELE”, dönemin hatıratını, mağdurların dilinden ağıtlar aracılığıyla seslendiriyor. ‘38’de Dersim’de yaşanan katliamı konu alan 33 ağıtın sözleri, öyküleri ve otantik sesleriyle, olayların geçtiği yer ve ağıda konu olan kişilerin fotoğraflarından oluşan çalışma üç CD ve 500 sayfalık bir kitaptan oluşuyor.

Önsözünü kısa süre önce kaybettiğimiz değerli aydın Vedat Türkali’nin yazdığı ve Kırmançca/Zazaca, İngilizce ve Türkçe olmak üzere üç dilde yayımlanan kitap/CD hem resmi tarihin dışında hem de muhalif anlatı kalıplarının ötesinde düşünmeye cesaret eden bir tarih anlayışı ortaya koyuyor.

Nilüfer Saltık, “Ağıtların Diliyle Dersim ’38 TERTELE, 4 yıllık bir çalışmanın ürünü olsa da aslında 25 yıl boyunca biriktirilen fotoğraf, belge ve sözlü tarih kayıtlarına dayanıyor. Belge ve fotoğraflar bu konuda en geniş birikime sahip olan Hasan Saltık arşivinden. Ağıtlar ise Cemal Taş’ın 80’li yıllardan bu yana derlediği sözlü tarih ve müzik arşivinden. Ardından ben ve Cemal Taş eldeki fotoğraf ve haritaların izinden giderek, toplu kıyım yerlerini, mağaraları, mezraları yeniden belgelediğimiz bir alan çalışması gerçekleştirerek kitaba taşıdık” diyor.

Saltık, Kalan Müzik’e ilişkin de bilgi vererek, “Kalan Müzik’i 1991 yılında kurduğumuzda, Anadolu'nun kültürel zenginliklerini, unutulmaya yüz tutan seslerini ortaya çıkarmak, bizden sonraki nesillere aktarmak ve müzik tarihi açısından kalıcı eserler bırakmayı hedeflemiştik. Aynı zamanda Anadolu’nun seslerini dünyaya tanıtmak, anne ve babalarımızdan dinlediğimiz hikayeleri taşımak bizim için önemliydi” diye konuşuyor.

İlk çıkan albümlerinin Grup Yorum olduğunu anlatan Saltık, “o dönem Anadolu müziğinin yurtdışında yeterli bilinirliği yoktu. Oysa bir ülkenin tanıtımında ekonomisi kadar kültür sanatı da önemliydi. Biz bu bilinirliği artırmaya da çalıştık” ifadelerini kullanıyor.

Kalan Müzik’in, gazellerden Osmanlı marşlarına, Grup Yorum’dan Mübadele şarkılarına kadar renkli bir yelpazesi olduğunu anlatan Saltık, “Biz satan albümün geliriyle ama tarihin bir yerlerinde kalmış işlere yatırıyorduk, hâlâ da öyle yapıyoruz. Bugünlerde en çok Karadeniz müziğine ilgi var. Çünkü Karadeniz müziğine yönelik bugüne kadar hep kemençe horon algısı vardı. Oysa yol havaları, genç neslin yeni besteleri, yörede yapılan derlemeler Karadeniz müziğinin zenginliğini ortaya çıkaran doğru proje albümlerin hazırlaması ilgiyi artırdı” diye konuşuyor.

Saltık, toplum olarak geçmişe özlem duyulduğunu da ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Ben İstanbul’un eski şarkılarına özlem duyuyorum şahsen. Toplumda da böyle bir özlem olduğunu düşünüyorum. Yeşilçam şarkıları albümü çıkardık örneğin, aylarca listelerde kaldı. Bence müzik genetik olarak geçiyor. Babanız dinliyorsa, size de bir yerlerden dokunuyor.”

Saltık ayrıca, önümüzdeki dönem için en önemli projelerinden birinin Zeki Müren’in hiç bilinmeyen kayıtları albümü olduğunun da müjdesini veriyor.