Filiz Ak | Uzm. Dr., Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve cinsiyetçilik nedeniyle kadınların maruz kaldıkları koşullar kadınların sağlığını da olumsuz etkiliyor. Sağlığın belirleyenleri arasında toplumsal cinsiyet de yer alıyor. Yüzde 60’ı meme muayenesi yaptıramamış Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi, cinsiyete dayalı ayrımların büyüklüğü ve kapsamını göstermek ve […]

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadın sağlığına zararlı

Filiz Ak | Uzm. Dr., Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve cinsiyetçilik nedeniyle kadınların maruz kaldıkları koşullar kadınların sağlığını da olumsuz etkiliyor. Sağlığın belirleyenleri arasında toplumsal cinsiyet de yer alıyor.

Yüzde 60’ı meme muayenesi yaptıramamış

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi, cinsiyete dayalı ayrımların büyüklüğü ve kapsamını göstermek ve sürecini izlemek için önemli bir çerçeve. 149 ülkenin yer aldığı Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde 2018 yılında “sağlık ve sağ kalım” başlığında Türkiye 67. sırada yer alıyor.

“Save the Children” örgütü tarafından 179 ülke için hazırlanan raporda anne refahı bakımından sıralamada ise 65. sırada. Sağlık Bakanlığı 2017 yıllık raporuna göre hiç kendi kendine meme muayenesi yapmayanların oranı yüzde 60.6, hiç mamografi yaptırmayanların oranı yüzde 71.0, hiç servikal smear aldırmayanların oranı ise yüzde 69.3.

HÜNEE, Ulusal Anne Ölümü Araştırması 2005 sonuçlarına göre anne ölümünde önlenebilir faktör olanların oranı yüzde 61.6 iken bunlardan sağlık hizmeti verenlere ait olan yüzde 13.7, hane halkı / toplumsal faktörlere bağlı olan ise yüzde 40.7.
Gebe kalınabilecek döneme ilişkin bilgisi doğru olanların oranı yüzde 27 iken yanlış bilenler yüzde 38,5, hiç bilmeyenler ise yüzde 34,5.

Aile planlaması hizmeti alınamıyor

Aile planlamasında karşılanmayan gereksinim, kadının sağlık hakkını, sağlık hizmet hakkını ve üreme haklarını ne ölçüde kullanabildiğinin en somut göstergelerinden biri ve her 3 kadından biri aile planlaması hizmeti alamıyor.

Öte yandan, toplum sağlığı sorunu olan şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine neden olan ataerkil sistemin sonucu olarak en çok kadınları ve kız çocuklarını etkiliyor. Şiddete ve cinsel şiddete uğrayan kadınlar yaşamları boyunca pek çok akut ve kronik sağlık sorunu yaşıyorlar.

Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet araştırması gösteriyor ki her 10 kadından 4’ü eşinden fiziksel şiddet görüyor. Bulgular, her 10 kadından birinin gebeliği süresince şiddete maruz bırakıldığını gösteriyor. Kadınlar en fazla yakın ilişkide oldukları erkekler tarafından şiddete maruz bırakılıyor.

Şiddetinin fiziksel, cinsel ve duygusal bileşenlerinin her biri sağlıkla ilgi olumsuz sonuçlara yol açıyor ve ciddi hasarlar bırakıyor; bu nedenle halk sağlığı açısından önemli bir sorun olarak kabul ediliyor. Sağlık bakımı verenlerin, kadınların sağlık sorunlarına ilişkin değerlendirme yaparken, bu sorunların şiddet sonucu ortaya çıkmış ya da şiddet yüzünden ağırlaşmış olabileceğini göz önünde bulundurmaları gerekiyor.