Bilgi, söylem aracılığıyla dolaşımda. Toplumsal alana yayıldığı gibi tüm insan yaşamına nüfuz edecek şekilde yayılıyor ve aynı zamanda bireysel anlamda ikili ilişkilere kadar indirgendiği görülüyor.

Toplumsal olandan bireysel ilişkilere iktidar her yerde: Ela ile Hilmi ve Ali
2022 yapımı Ela ile Hilmi ve Ali filminde Ali rolündeki Denizhan Akbaba ve Ela rolündeki Ece Yüksel. (Fotoğraf: IMDb)

Emine Uçar İlbuğa

“Ela ile Hilmi ve Ali” Ziya Demirel’in senaryosunu Nazlı Elif Durlu ile birlikte yazdığı ilk uzun filmi. Film 41. İstanbul Film Festivali’nde ulusalda Fibresci ve mansiyon ödülleri yanında, en iyi senaryo ve en iyi kadın oyuncu ödüllerinin sahibi olurken, 29. Altın Koza Film Festivali’nde ise en iyi yönetmen, en iyi film, en iyi senaryo, en iyi kurgu, en iyi kadın oyuncu, en iyi sanat yönetmeni ve umut veren erkek oyuncu dallarında tüm ödülleri aldı. Film bugünlerde 33. Ankara Film Festivali’nde izleyicilerle buluşuyor.

Bilgi Üzerinden İktidarın Gücü

Film, evde orta yaşlarında bir öğretmenin test kitabı üzerinden genç kıza matematik dersi verirken başlıyor. Öğretmen anlatırken erik yiyerek öğretmenin dikkatini dağıtan Ela’ya öğretmen önce eriğin faydalarını sıralıyor, sonra “uçalım mı” diye soruyor ve sahne kapanıyor. Buraya kadar ailesi ile yaşayan ve üniversite sınavına hazırlanan bir kız öğrenciye eve ders vermeye gelen öğretmen ile öğrencisi izlenimi yaratılıyor. Sonrasında genç kızın yatakta uyanması ve güne ev temizliği, süpürge sesi, açık televizyondan gelen sesler ile nerdeyse her gün yeni evli çiftlere yangın sigortası yapmak için reklam yapan bir şirketin telefondaki sesinin birbirine karıştığı sahneye geçiş yapılıyor. Geçmiş yaşamlarına ilişkin filmin başında hiç bilgi verilmeyen 40’larındaki öğretmen Hilmi ile 20’lerindeki Ela’nın evli olduklarını ikilinin bir meyhanede Hilmi’nin eski bir öğrencisi ile karşılaşmalarından öğreniyoruz. Hilmi alanında yetkin bir öğretmen ve hangi sınava girerse girsin istediği üniversiteyi kazanabilecek yeterlikte. Bunun kanıtı olarak çalışma odasının duvarlarına farklı yıllarda kazandığı üniversite ve bölümlerin yer aldığı belgeleri çerçeveletip asmış. Hilmi evde eşyaların yerinden, duvardaki resimlere kadar her şeyi kontrolünde tutan, dairenin dış kapısında eve giriş ve çıkışta giyilecek yeni ve kullanılmış galoşların konulacağı çöp kutularına kadar temizlik ve düzen konusunda obsesif biri olarak resmediliyor.

Ela tüm ailesini depremde kaybetmiş ve Hilmi ile evlenerek İstanbul’a yerleşmiş. Onun ailesi ile olan tek bağı Ankara’da yaşayan teyzesi. Ev Hilmi’nin iktidar alanı ve Ela eve sonradan gelen biri olarak eş mi, öğrenci mi, ev arkadaşı mı ya da evin liseli çocuğu mu bunlardan hangi rolü üstleneceğini bilemediği ve Hilmi’nin iktidarı karşısında kendince çıkış yolları arayan bir kadın. Bu sıkışmış rutini lise de başarısız olduğu için sınıfta kalan ve bu nedenle Hilmi’nin ders verdiği kapıcının oğlu Ali ile gündüzleri başlayan arkadaşlığı ile değişmeye başlıyor. Her gün ev temizliğinden, mobilyaların yerinin değiştirilmesine, çekmecelerin düzeninden eve gelen telefonlara cevap vermeye, hatta birlikte oyun oynamaya kadar gündüzleri yaşamını paylaştığı kişi Ali oluyor. O bu ilişkiyi zaman zaman anne rolü ile zaman zaman Hilmi’yi taklit ederek Ali üzerinde sürdürdüğü bir iktidar simülasyonuna dönüştürüyor. Hilmi ona nasıl davranıyorsa, Ela da Hilmi’ye nasıl davranmak istiyorsa onu Ali ile ikame ediyor. Ancak bir gün Ali ile Ela’nın samimi konuşmalarını duyan Hilmi için artık düzen bozulur ve ilişkileri kaygan bir zemine taşınır.

Kapıcının oğlu Ali’nin önceleri saygıyla ve ürkek girdiği evde Ela ile ilişkisi ilerledikçe davranışları da değişiyor. Ali, Ela ile birlikte porno film izliyor, Hilmi’nin iktidar alanlarında serbestçe dolaşıyor ve Ela ile işbirliği yaparak cevap anahtarlarını ele geçirdikten sonra, zor problemleri çözmeyi başararak Hilmi’nin evdeki ve kendi üzerindeki iktidarını sarsmayı başarıyor. Bu sarsıntı Hilmi için bir daha onarılamaz bir travmaya, evini dışardan izlemeye, kendine güvensizliğe, Ela’ya karşı duyduğu kuşku ve kıskançlığın artmasına ve sonunda evlilik oyunundan vazgeçecek kadar kendi içine dönmesine neden oluyor.

Gerçekten kaçış stratejisi olarak Simülasyon

“Gerçeğin ürettiği tehditlere karşı iktidar her zaman bir caydırma ve simulasyon oyununa başvurmuştur” diyor Baudrillard (2103). Ela, Hilmi ve Ali’de gerçeklerden sürekli kaçış ve oynanan oyunlar, izlenen videolar ve televizyon kanalları üzerinden gerçekle baş etmenin ya da gerçeklerden kaçmanın bir stratejisi olarak simülasyona sığınmak bir seçenek olarak görülüyor. Oyunda tüm kontrol elinde, gerçekte ne ekonomik ne bireysel güç olarak yapmayı göze alamadığı birçok şeyi yapabilme olanağına sahip olan ve “simülasyonun sürekli yineleme” gücüyle hareket eden modern yalnızlaştırılmış bireyler için gerçek yaşamın sonuçlarıyla karşılaşmak daha yorucu.

Üç farklı insan, farklı yaşam deneyimleriyle, travmalarıyla, beklentileriyle bir arada sıkıştırılmış bir mekânda bir aradalar. Yönetmen çok az genel çekime yer vererek karakterlerine dar alanda hareket olanağı sağlarken, karakterlerin hem birbirleriyle ilişkileri hem de birey olarak arayışlarına izleyicinin odaklanmasını mümkün kılıyor. Film gerçek yaşamla oyun arasında gidip gelen karakterlerin öğretmen, öğrenci, eş, okulda başarısız yeni yetme kapıcının oğlu Ali’nin rolleri üzerinden gelgitleri ile ilerliyor. Bilgiye hâkim bir öğretmen olarak Hilmi evinde kurduğu iktidarının izin verdiği ölçüde hareket etmek durumunda kalan ve eşinin yatak odasında beklentilerine yanıt veremeyen, öğrenci olarak geleceğine ilişkin henüz karar alamayan Ela ile okulla ilişkisi zayıf, derslerine ilgisiz Ali’nin karşılaştıkları sorunları aşma/aşamama ve buna karşı yeni stratejiler geliştirme çabaları her seferinde Hilmi’nin sınırlarını belirlediği kurallara çarpıyor. Bilgisayardaki uçuş simülasyonunda üzerinden geçtiği havalimanları ezbere sıralayan Hilmi, Ela’nın “peki biz neredeyiz şimdi” sorusu karşısında bir yön bulma konusunda zorlanıyor. Oyunda roller gerçek yaşamdakinden daha kolay icra ediliyor. Ali sıkıştığı anda, yanıt veremeyeceği sorular karşısında küfre, Hilmi bilgisayarındaki oyunlarına sığınıyor, Ela ise Hilmi’den öğrendiği rol kalıplarını üstlenmek, onun yaptıklarını deneyimleyerek kendine bir rota çizmeye çalışıyor.

Kadının Adı Yine Yok

Hilmi Ela hakkında her konuda karar veren konumunda. Evin duvarlarında onun başarısını gösteren belgeler, kendi aile üyelerine ait resimler, çalışma odası hepsi Hilmi’ye ait. Hilmi Ela’nın üniversiteye hazırlanması, nerede okuyacağı, hangi şehirdeki üniversiteleri seçmesi gerektiğine kadar karar verici ve baskın karakter. Ders çalışırken öğretmen ve öğrenci olarak kurduğu ilişkiyi gece sevgilisi olarak kurmak istiyor. Zaten Ela ile kuramadığı ilişki için mücadele etmek yerine onu tekrar teyzesinin yanına göndermekte çareyi buluyor, yatağını ayırıyor ve yeniden bilgisayar oyunlarını tek başına oynamaya başlıyor. Ela ise sonradan o eve gelen biri olarak kendisine burada yer bulmaya çalışıyor, bir sığıntı gibi hissettiği evde teyzesine gitmemek için duvardaki boş kalan yere Hilmi ile düğün ve yatak odasındaki komodine çocukluk fotoğrafını yerleştirirken, makyaj yapmaya, porno filmlerdeki kadınları taklit etmeye, Hilmi’nin kendisine aldığı geceliği giymeye başlıyor.

Sonuç olarak Foucault “iktidar değişen üretim koşulları ve hızla büyüyen sermayenin etkisi ile artık bireylerden direk bir şeyleri çekip almak yerine, terbiye etme stratejisini kullanarak onlardan daha fazla yararlanmaya çalışıyor” derken aslında bahsettiği iktidar anlayışı, toplum ve bireyler üzerinden doğrudan bir baskı uygulayıcısı konumundaki klasik iktidar anlayışından farklı. Bilakis iktidar her yerde, toplumsal olan her şeye sirayet etmiş ve sürekli hareket halinde. Dolayısıyla bilgi, söylem aracılığıyla dolaşımda. Toplumsal alana yayıldığı gibi tüm insan yaşamına nüfuz edecek şekilde yayılıyor ve aynı zamanda bireysel anlamda ikili ilişkilere kadar indirgendiği görülüyor. Hilmi, her koşulda kendisine boyun eğen, üretken bir özne istiyor ve kendi iktidarının dışına kaçış olanağı tanımıyor ve tüm ikili ilişkilerinde Ali ve Ela ile ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişki gibi, öğretmen ve öğrenci ilişkisi kurarken Ela ile ilişkilerinin her boyutunu da kendisi belirliyor.

Foucault, Michel. (2014). İktidar ve özne Çev.: Işık Ergüden, Osman Akınhay İstanbul: Ayrıntı.

Baudrillard, Jean(2014). Simülakrlar ve Simülasyon. Çev.: Oğuz Adanır. İstanbu: Doğu Batı.