Toprağı "EŞME", zehir çıkıyor!

Eşme-Kışladağ Siyanürle Altın Çıkarılmasını Engelleme Halk Girişimi, Eşme'nin siyanür deposu haline gelmemesi için mücadeleye devam edeceklerini bildirdi. Halk Girişimi adına Birgün'e konuşan İlknur Başer, şunları söyledi: "1 Eylül'de kurduğumuz girişim aracılığıyla köylerde Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Osman Karababa'yla birlikte siyanürün zararlarına ilişkin toplantılar yapıyoruz. Bu arada müdahil olmak için imza topluyoruz ve toplanan imzaların sayısı 500'ü geçti. Daha önce Manisa İdare Mahkemesi'ne ÇED Raporu'nun iptali için Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine açılan davadan 'keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması' kararı çıktı. Bunun için 3,5 milyar liranın tarafımızdan keşif ve bilirkişi avansı olarak mahkemeye yatırılması gerekiyor. Şu anda köylülerle birlikte para topluyoruz." Eşme'de Bergama'dan daha büyük bir rezerv olduğunun söylendiğini belirten Başer, "Şimdi orada yığın liçi yöntemiyle altın aranacak. Bunun için Ovacık köyü boşaltıldı. Ne büyük tesadüf ki Bergama'da altın aranacak yerin adı da Ovacık'tı ve bu iki yer şimdi aynı kaderi paylaşıyor. Burada en büyük tehlikelerden biri de İzmir-Uşak karayolunda siyanür dolu tankerlerin trafiğe çıkması olacak. Ayrıca yığın liçi yöntemiyle altında ızgara ve drenaj sistemi olan alanda toprak üçgen piramidi şeklinde depolanıyor. Ve yığın üzerine yüksek konsantrasyonlarda siyanür duşlaması yapılıyor. Sonra drenaj kanallarından altın alınıyor. Bu işlem sırasında atmosfere hidrojen siyanür gazı karışıyor. Esen rüzgarla birlikte bu gaz Uşak ili dahil birçok alana direk etki edecek. Yer altı suları, büyük ve küçükbaş hayvanlar, yetişen ürünler etkilenecek. Bu topraklarlarda yaşayan insanlar daha da yoksullaşacak. Bir de şu var ki Çınarlı ve Kale derelerine karışan siyanür Gediz Nehri vasıtasıyla İzmir Körfezi'ne ulaşacak ki bu da hem denize hem de tarıma öldürücü darbe vuracak" diye konuştu.

GİRİŞİM DESTEK BEKLİYOR

Çok uluslu Normandy şirketi ve Türk ortağı Tüprag Metal Madencilik şirketi siyanürleme yöntemi ile Eşme-Kışladağ'da 2005 yılında, 200-250 ton altın çıkarmayı hedefliyor. Bu altının yaklaşık değeri 3,5 milyar dolar.

Girişim sözcülerinden Servet Sümer, "Bu işletmeciliğin yaratacağı doğa ve çevre felaketleri, geri dönülemez ve telafi edilemez nitelikler taşımaktadır. Onlar sonunda işlerini bitirecek ve altınları alıp gidecekler. Peki geriye hangi çevresel kalıntılar, tükenmişlikler ve ağır tahribatlar kalacak?" diyerek Eşme'deki siyanür mücadelesine destek istiyor.